- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,493
-
-
- Konu Yazar
- #1
Türk Tarihinde Göç Hareketleri
Türklerin göç hareketleri ilkçağlarda başladı ortaçağların sonlarına kadar sürdü. Bu dönem içinde birçok Türk boyları Orta Asya'dan Hindistan Uzakdoğu Orta Avrupa ülkelerine göç ettiler. Bu göçler sonunda birçok Türk devleti kuruldu. Hun Türkleri IV. yüzyılın sonlarına doğru Kuzeydoğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya göç ettiler.
Zamanla güneydoğuya kayarak Orta Avrupa'ya Balkanlara ve Tuna vadisine yerleştiler. Göktürklerin bağımsızlıklarını kazanmaları üzerine Juan-juanlar Avarlar adıyla Orta Avrupa'ya göç etmek zorunda kaldılar (552'den sonra). Hun ve Avarların ardından Bulgar Türkleri de Balkanlar'a (Tuna'nın güneyi) geldiler. Bunları Türklerle akraba olan ve kısmen beraber yaşamış bulunan Macar kabilelerinin Tuna havzasına göç ederek yerleşmeleri takip etti.
Daha sonra Peçenek Türkleri Balkanlar'da yerleştiler. Türklerin büyük kütleler halindeki göçü XI. yüzyılın sonunda oldu. 1071'de Sultan Alparslan'ın Bizans'ı yenmesinden sonra Türkler büyük kafileler halinde Anadolu'ya yerleştiler. XIII. yüzyıldaki Moğol istilâsından kaçan bir kısım Türk aşiret ve boyları İran yoluyla Anadolu'ya geçtiler. Bu göçler sırasında geçtikleri yerlerde devletler kurdular. Göç hareketi XV. yüzyıla kadar sürdü ve on milyona yakın Türk yurt değiştirdi. Başka bir büyük Türk göçü de Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulmasından sonra Rumeli Ege adaları Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerine oldu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun belirli bir iskân siyaseti vardı. İlk devirlerde yeni fethedilen topraklara (özellikle Balkan yarımadasının çeşitli yerlerine) Anadolu'dan konar-göçer aşiretler Türkmenler ve Yörükler yerleştirildi. Kıbrıs'ın fethinden sonra oraya da bu şekilde göçler yapıldı. Bu bölgelere zamanla beş milyon kadar Türk yerleşti.
Göç hareketi imparatorluğun genişleme devresine kadar sürdü; duraklama devrinde son buldu. Rumeli'deki toprakların kaybedilmesi üzerine buralardan gittikçe çekilen Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru göçler başladı. Budin'in terk edilmesinden sonra daha da hızlanan bu göçlerde hiçbir nizam görülmedi. Toprak kayıplarının 1700-1774 yılları arasında artmasına paralel olarak göç hareketleri hızlandı. Belli başlı göçler Kırım'dan Kuzey Kafkasya'dan Yunanistan'dan Bulgaristan'dan Yugoslavya'dan Doğu Türkistan'dan gelerek Anadolu üzerinde toplandı.
Kırım'dan: Kırım Ruslar tarafından işgal ve tahrip edildiği sırada (1771) 35 000 Kırımlı Türk kılıçtan geçirildi. Bu türlü şiddet hareketleri karşısında Anadolu'ya ve Balkanlar'a göçler yapıldı (1785-1788). Bu göçlerin en önemlisi 1789-1790 yılları arasında oldu ve 1800'e kadar devam etti. Böylece yaklaşık olarak 500 000 kişi Kırım'dan ayrıldı. 1812'de Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya'ya karşı Fransa ile işbirliği yapması üzerine Ruslar Kırım Türklerine yeniden zulüm yapmaya başladılar.
1815-1828 yılları arasında göçler devam etti. Kırım'dan Türkiye'ye göçenler Eskişehir yakınlarına yerleştiler. 1860-1862 yıllarındaki göçlere Nogaylar da katıldı ve 227 627 kişi göç etti. 1862'de göç edenlerin sayısı 360 000 olarak tespit edildi. 1859-1864 yılları arasındaki Nogay göçleriyle birlikte göçmenlerin sayısı 700 000 oldu. 1874-1877 yıllarında yeni göç hareketleri görüldü. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan (93 Harbi) sonraki göçler 1890-1891'de daha da arttı. Bu göçler sırasında Kırım'dan 18-20 000 kişi ayrıldı. 1902-1904'te de göç edenler oldu.
1871 yılına kadar gelen göçmenler imparatorluğun Rumeli sahillerindeki Köstence Mangalya Balçık Burgaz Varna şehirlerinden Balkanların içine Vidin'e kadar yayıldılar. Trakya ve Anadolu'da ise İstanbul Edirne Adana Ankara Bursa Diyarbakır Eskişehir Halep İzmir Konya ve Sivas şehirlerine yerleştiler.
Kuzey Kafkasya'dan: Türklerin yoğun bulundukları bölgelerden biri olan Kuzey Kafkasya'ya ilk Rus akını 1768'de oldu. Kuzey Kafkasya halkı önce Türklerle birlikte Ruslara karşı savaştı; fakat düşmanın sayıca fazla olması yüzünden yenilerek 10 000 kişilik bir kafile halinde Anadolu'ya göç ettiler.
1780-1800 arasında göç edenlerin sayısı 30 000'i buldu. 1812-1815'te 15 000 1829'da 12 000 Kuzey Kafkasyalı Türk Anadolu'ya göç etti. 1829-1859 yılarında Ruslara karşı yapılan bağımsızlık savaşlarındaki yenilgiler Anadolu'ya yeni göçlerin yapılması sonucunu doğurdu; 1855-1863 yılları arasında 295 000 kişi Türkiye'ye göç etti. 1864'te Batı Kafkasya ve Kuban havalisindeki Türkler bir ay içinde yurtlarını terk etmek zorunda bırakıldılar.
Bir milyondan fazla göçmenin büyük bir kısmı yollarda öldü; ancak 600 000'i Trabzon Samsun Köstence ve Varna limanlarına gelebildi. Bir kısmı Akdeniz ve Ege limanlarına ve İç Anadolu'ya gönderildi. Göçmenlere yardım amacıyla büyük şehirlerde yardım komisyonları kuruldu. Rumeli limanlarına inen bir kısım göçmenler Niş Priştine ve Kosova havalisine Edirne ve İslimye taraflarına Vidin eyaletine Sofya ve Berkofça sancaklarına Ziştovi Niğbolu ve Lofça'ya yerleştirildiler. Rumeli'ye yerleşen Kafkas göçmenlerinin
sayısı 175 000'i buldu. Anadolu'ya gelenler de Amasya Adana Adapazarı Bursa Çankırı İzmit İçel Konya Tokat ve Sivas'a hattâ Halep Şam Amman ve Kıbrıs'a yerleştirildiler. Sonu gelmeyen göçler devam ettiği sırada 1877 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) patlak verdi. Yeniden 500 000 kişi Kafkasya'dan Anadolu'ya göç etti. 1886'da 4000 kişi daha Türkiye'ye göç etti ve İzmit civarına yerleştirildi.
Azerbaycan'dan: Azerbaycan'dan yapılan göçler 1800'den sonra başladı. 1812-1815 arasında 7000 1829'da 9000 1860'ta 18 000 Azerbaycanlı Kars Iğdır Ardahan bölgelerine geldi. 1877'de göçler daha da yoğunlaştı. Ayrıca 1920'de 10 000 kişi daha göç etti.
Yunanistan'dan: 1820'de Mora isyanından sonra Sakız Girit Epir ve diğer adalardaki Türklerin korunması Osmanlılar için büyük bir mesele oldu. Avrupa'dan gelen gönüllü askerlerle Rum çeteciler Teselya ve Ege adaları ile Mora'da oturan Türk ve Müslüman halka zulmetmeye başladılar ve 32 000 Müslüman Türkü öldürdüler.
Rusya ile İngiltere arasında yapılan anlaşma (1826) ile bağımsız Yunan Devleti kuruldu ve Müslüman halkı Yunanistan'dan çıkarma kararı alındı. Mora'da bulunan Türklere ait arazi satın alınacak halk Osmanlı İmparatorluğu'nun bir kısım bölgelerine göç edecekti. Bu teklif Osmanlı İmparatorluğu tarafından reddolununca Rus-İngiliz baskısına Fransızlar da katıldı. Osmanlı donanması Navarin'de yakıldı (20 Kasım 1827). Fransızlar karaya asker çıkardılar.
1828'de Rusya da harp ilan edince Osmanlı İmparatorluğu zor durumda kaldı. Edirne'ye ve Erzurum'a kadar Osmanlı toprakları saldırıya uğradı. Anadolu'ya göç başladı. İmzalanan Edirne Antlaşması'yla (1829) savaş son buldu. Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu tarafından tanındı. Bölgedeki Türklerin göç anlaşması İstanbul'da kabul edildi (1830). II. Mahmud Han bu antlaşmayı önce kabul etmek istemedi fakat İngiltere ve Fransa'nın baskısıyla Mora'da oturan Türklerin altı ay içinde burayı boşaltmaları istendi. II. Mahmud Han Mora'da daha fazla kan dökülmesini istemediği için antlaşmanın şer'i şerîfe aykırı olmadığına dair şeyhülislâmdan fetva aldı sonra Mora'dan Türk göçü başladı.
Girit'te Rum katliâmı şiddetlenince (1864) buradaki Türk halkı zor durumda kaldı. Neticede Girit'ten Anadolu'ya ve İstanbul'a 60 000 kişi göç etti. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan'daki Türklerden bir kısmı Anadolu'ya göç ettiler. Kurtuluş Savaşı'nı takip eden Lozan Antlaşması hükümlerine göre yapılan mübadele sonunda Türkiye'ye pek çok Türk ailesi göç etti (1923-1933 yılları arasında 384 000 kişi).
Göçler 1934-1960 arasında da devam etti 23 788 kişi Türkiye'ye geldi. 1960-1970 arasında 2081 kişi Yunanistan'dan Türkiye'ye yerleşti.
Bulgaristan'dan: Rusların 1828'de Tuna'yı aşarak Edirne'ye kadar gelmesi ve Bulgarları Türklerin üzerine saldırtması sonucunda bozguna uğrayan şehir ve kasabalardan perişan halde 30 000 Türk Türkiye'ye göç etti. 1876'da Rusya Almanya ve Avusturya tarafından Balkanlar bölündü. Avusturya Bosna-Hersek'i aldı ayrıca Bulgarlara ve Sırplara Rusya himayesinde bağımsızlık verildi. Aynı yıl Bulgarlar Türklere karşı şiddet hareketlerine giriştiler; buradaki Türkleri korumakla görevli Türk ordusunun hareketi Avrupa devletlerinin müdahalesiyle durduruldu. Binlerce Türk Edirne İstanbul ve Anadolu'ya göç etti. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra yapılan Berlin Antlaşması'yla Bulgaristan Devletinin kurulması kabul edildi.
Bu durum Bulgaristan'daki Türkler için kötü oldu ve 1876-1878 yılları arasında 200 000 Türk Edirne ve civarına yerleşti. 300 000 göçmen Rumeli'den Anadolu'ya geçti. 75 000'i Halep ve Şam'a 25000'i Adana'ya 10 000'i Konya ve Kastamonu'ya 10 000'i Kıbrıs'a yerleşti. Sivas Amasya ve Diyarbakır'a beşer bin kişi Cezayir'e 500 kişi gönderildi. Kuzey Bulgaristan'dan göç eden bir kısım Türkler Rodoplar'da Ruslarla çarpışan Pomaklarla birleştiler. Birçok silâhlı saldırıya uğrayan göç kafilesi ağır kayıplar vererek
Türkiye'ye gelebildi. Doğu ve Batı Trakya ile İstanbul göçmenlerle doldu.
Birinci Dünya Savaşında Bulgaristan Türkiye'nin müttefiki olunca göç eden kafilelere bazı kolaylıklar gösterdi fakat ellerindeki mal ve mülkün bedelini değerinden çok düşük olarak ödedi.
1885-1923 yılları arsında Türkiye'ye 500 000 kişi göç etti. 1927'den sonra yeniden şiddet hareketleri görüldü. Deliorman Türkleri Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçü göze alamadılar ve 1930-1933'te Romanya'ya buradan da Köstence yoluyla Türkiye'ye geldiler. 1923-1933 yılları arasında göç edenlerin sayısı 101 507'dir.
Yine Bulgaristan'dan 1934-1960 arasında 272 971 kişi Türkiye'ye göç etti. 1951-1952 yıllarında Bulgarlar 154 385 Türk vatandaşını Edirne'ye gönderdi. Bütün bu göçlere rağmen bugün Bulgaristan'da halen bir milyonun üstünde Türk vardır. Bu Türkler için Bulgaristan yeni göç planları hazırladı. Buna göre Türkiye'de yakın akrabaları bulunan Türkler Türkiye'ye göç edebilecekti. 1970 yılının her ayında kafileler halinde Türkiye'ye göçler başladı. Türkiye'ye 1960-1970 arasında Bulgaristan'dan gelen serbest göçmenlerin sayısı 13125'tir.
Romanya'dan: Romanya toprakları Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresindeyken Besarabya ve Kırım'dan onbinlerce Türk buraya yerleşti. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşları'nda Rus orduları Tuna'yı aşarak Şumnu'ya kadar ilerlediği sırada Akkerman Bender İsmail kalelerinde muhasarada kalan Türkler Dobruca'ya; Eflâk ve Boğdan'da bulunanlar da güneye doğru göç ettiler. Böylece gelmiş olan bu göçmenlerin sayısı 200 000 kişiyi aştı.
Birçoğu da Anadolu'ya ve özellikle Eskişehir'e yerleşti. 1826'da yapılan Akkerman antlaşmasıyla Müslüman ve Türklerin bu bölgede oturması şartlara bağlandı. Besarabya 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Rusların eline geçti. Dobruca Rumenlere verildi. Devam eden Rus saldırılarından zarar gören Türkler göç etmeye başladılar. Sonraki yıllarda Dobruca'dan 80-90 000 Türk yurtlarını terk ederek Anadolu'ya yerleştiler. Bölgede kalan Türklerin Romen ordusuna alınmak istenmesi üzerine Türkiye'ye yeniden göç başladı (1883). 1899'daki kıtlıkta Türk ahâli Tulça sancağından Köstence ve Tulça yoluyla denizden Anadolu'ya geçtiler. 1900-1923 arasında göçlerde bir azalma görüldü. 1923'ten sonra Dobruca'dan yeni göçler başladı.
1923-1933 arasında 33 852 kişi göç etti. Türklerden boşalan yerlere yerleştirilen Makedonyalı Ulahlar takındıkları sert tavırlarla Türk halkını fazlasıyla rahatsız ettiler. Bu durum yeni Türk göçlerine sebep oldu. 1934'te 15 321 kişi göç etti. Romen hükümeti ile yapılan anlaşmalarla göç işleri bir düzene sokuldu. 1935-1939 arası toplam olarak 64 570 kişi göç etti. Romanya 1939'da güney Dobruca'yı Bulgarlara bıraktı ve burada kalan 8000 Türk 1952'de Türkiye'ye gönderildi. 1934-1960 yılları arasında Romanya'dan göç edenlerin sayısı 87 476'dır. Bu göçmenler Trakya Batı Anadolu ve diğer bölgelere yerleştirildiler. 1960-1970 arasında Romanya'dan 271 serbest göçmen geldi.
Yugoslavya'dan: 1804'te isyan eden Sırpların şiddet hareketleri sırasında Semendire'ye bağlı yerlerde Türklere karşı girişilen katliâmdan kaçanlar Rumeli ve Bosna-Hersek'e göç ettiler. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlamasıyla Ruslardan yardım gören Sırplar Türkler üzerindeki şiddet hareketlerini ve baskıyı daha da arttırdılar.
Bu sırada kaçabilen Türkler Manastır Üsküp ve Kosova'ya yerleştiler. 1826'da imzalanan Akkerman antlaşmasıyla 150 000'e yakın Türk Sırbistan'dan çıkarıldı; Belgrad ve diğer Türk kalelerinden 15 000 kadar Türk Anadolu'ya göç ederek Sakarya ırmağı çevresine yerleşti. 1908-1923 yılları arasında 300 000 1923-1933 arasında da 108 179 Türk Türkiye'ye göç etti. Yugoslavya'daki rejim değişikliğinden sonra da göç hareketleri devam etti. 1934-1960 yıllarında 160 922 kişi Türkiye'ye yerleşti. Yugoslavya'dan göçler daha sonraki yılarda da yakın zamana kadar devam etmiştir. 1960-1970 arasında 43 753 serbest göçmen gelmiştir.
Doğu Türkistan'dan: Bugün Çin idaresinde olan Doğu Türkistan zengin madenlere sahip olması yüzünden bir çok istilâya uğradı. Bölgedeki halk göç etmeğe başladı. 1917'de 20 000 kişilik bir kafile Tibet'e buradan da 1940'ta Hindistan'a sığındı. 1949'da Çin baskısından kaçan 7000 Türkistanlı Türkiye'ye göç için yola çıktılar; bunlardan ancak 852 kişi Türkiye'ye gelebildi (1953) ve Adana Konya Kayseri Niğde ve Salihli'ye yerleştirildi. Kısaca Türkistan'dan 1934-1960 arasında 2128 göçmen geldi. Türkistan'dan 1960-1970 arasında gelen serbest göçmenlerin sayısı 169'dur.
Kıbrıs'tan: 1570'te Osmanlı idaresine geçen Kıbrıs'a Anadolu'nun güney vilayetlerinden 50-60 bin Türk yerleştirildi. Böylece adanın nüfusu 200 000'e çıktı. Ada İngilizlere kiralanınca (1878) buradaki Türk halkı Anadolu'ya göç etmeğe başladı. Bu göçlerle 15 000 kişi Anadolu'ya geldi. Lozan antlaşmasıyla ada İngilizlere bırakılınca göçler daha da hızlandı ve 24 000 kişi Türkiye'ye geldi. 1878'den itibaren göç edenlerin sayısı 70 000'i buldu. Gelenlerin çoğu Ankara İstanbul ve İzmir'e yerleştirildi.
Türklerin göç hareketleri ilkçağlarda başladı ortaçağların sonlarına kadar sürdü. Bu dönem içinde birçok Türk boyları Orta Asya'dan Hindistan Uzakdoğu Orta Avrupa ülkelerine göç ettiler. Bu göçler sonunda birçok Türk devleti kuruldu. Hun Türkleri IV. yüzyılın sonlarına doğru Kuzeydoğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya göç ettiler.
Zamanla güneydoğuya kayarak Orta Avrupa'ya Balkanlara ve Tuna vadisine yerleştiler. Göktürklerin bağımsızlıklarını kazanmaları üzerine Juan-juanlar Avarlar adıyla Orta Avrupa'ya göç etmek zorunda kaldılar (552'den sonra). Hun ve Avarların ardından Bulgar Türkleri de Balkanlar'a (Tuna'nın güneyi) geldiler. Bunları Türklerle akraba olan ve kısmen beraber yaşamış bulunan Macar kabilelerinin Tuna havzasına göç ederek yerleşmeleri takip etti.
Daha sonra Peçenek Türkleri Balkanlar'da yerleştiler. Türklerin büyük kütleler halindeki göçü XI. yüzyılın sonunda oldu. 1071'de Sultan Alparslan'ın Bizans'ı yenmesinden sonra Türkler büyük kafileler halinde Anadolu'ya yerleştiler. XIII. yüzyıldaki Moğol istilâsından kaçan bir kısım Türk aşiret ve boyları İran yoluyla Anadolu'ya geçtiler. Bu göçler sırasında geçtikleri yerlerde devletler kurdular. Göç hareketi XV. yüzyıla kadar sürdü ve on milyona yakın Türk yurt değiştirdi. Başka bir büyük Türk göçü de Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulmasından sonra Rumeli Ege adaları Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerine oldu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun belirli bir iskân siyaseti vardı. İlk devirlerde yeni fethedilen topraklara (özellikle Balkan yarımadasının çeşitli yerlerine) Anadolu'dan konar-göçer aşiretler Türkmenler ve Yörükler yerleştirildi. Kıbrıs'ın fethinden sonra oraya da bu şekilde göçler yapıldı. Bu bölgelere zamanla beş milyon kadar Türk yerleşti.
Göç hareketi imparatorluğun genişleme devresine kadar sürdü; duraklama devrinde son buldu. Rumeli'deki toprakların kaybedilmesi üzerine buralardan gittikçe çekilen Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru göçler başladı. Budin'in terk edilmesinden sonra daha da hızlanan bu göçlerde hiçbir nizam görülmedi. Toprak kayıplarının 1700-1774 yılları arasında artmasına paralel olarak göç hareketleri hızlandı. Belli başlı göçler Kırım'dan Kuzey Kafkasya'dan Yunanistan'dan Bulgaristan'dan Yugoslavya'dan Doğu Türkistan'dan gelerek Anadolu üzerinde toplandı.
Kırım'dan: Kırım Ruslar tarafından işgal ve tahrip edildiği sırada (1771) 35 000 Kırımlı Türk kılıçtan geçirildi. Bu türlü şiddet hareketleri karşısında Anadolu'ya ve Balkanlar'a göçler yapıldı (1785-1788). Bu göçlerin en önemlisi 1789-1790 yılları arasında oldu ve 1800'e kadar devam etti. Böylece yaklaşık olarak 500 000 kişi Kırım'dan ayrıldı. 1812'de Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya'ya karşı Fransa ile işbirliği yapması üzerine Ruslar Kırım Türklerine yeniden zulüm yapmaya başladılar.
1815-1828 yılları arasında göçler devam etti. Kırım'dan Türkiye'ye göçenler Eskişehir yakınlarına yerleştiler. 1860-1862 yıllarındaki göçlere Nogaylar da katıldı ve 227 627 kişi göç etti. 1862'de göç edenlerin sayısı 360 000 olarak tespit edildi. 1859-1864 yılları arasındaki Nogay göçleriyle birlikte göçmenlerin sayısı 700 000 oldu. 1874-1877 yıllarında yeni göç hareketleri görüldü. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan (93 Harbi) sonraki göçler 1890-1891'de daha da arttı. Bu göçler sırasında Kırım'dan 18-20 000 kişi ayrıldı. 1902-1904'te de göç edenler oldu.
1871 yılına kadar gelen göçmenler imparatorluğun Rumeli sahillerindeki Köstence Mangalya Balçık Burgaz Varna şehirlerinden Balkanların içine Vidin'e kadar yayıldılar. Trakya ve Anadolu'da ise İstanbul Edirne Adana Ankara Bursa Diyarbakır Eskişehir Halep İzmir Konya ve Sivas şehirlerine yerleştiler.
Kuzey Kafkasya'dan: Türklerin yoğun bulundukları bölgelerden biri olan Kuzey Kafkasya'ya ilk Rus akını 1768'de oldu. Kuzey Kafkasya halkı önce Türklerle birlikte Ruslara karşı savaştı; fakat düşmanın sayıca fazla olması yüzünden yenilerek 10 000 kişilik bir kafile halinde Anadolu'ya göç ettiler.
1780-1800 arasında göç edenlerin sayısı 30 000'i buldu. 1812-1815'te 15 000 1829'da 12 000 Kuzey Kafkasyalı Türk Anadolu'ya göç etti. 1829-1859 yılarında Ruslara karşı yapılan bağımsızlık savaşlarındaki yenilgiler Anadolu'ya yeni göçlerin yapılması sonucunu doğurdu; 1855-1863 yılları arasında 295 000 kişi Türkiye'ye göç etti. 1864'te Batı Kafkasya ve Kuban havalisindeki Türkler bir ay içinde yurtlarını terk etmek zorunda bırakıldılar.
Bir milyondan fazla göçmenin büyük bir kısmı yollarda öldü; ancak 600 000'i Trabzon Samsun Köstence ve Varna limanlarına gelebildi. Bir kısmı Akdeniz ve Ege limanlarına ve İç Anadolu'ya gönderildi. Göçmenlere yardım amacıyla büyük şehirlerde yardım komisyonları kuruldu. Rumeli limanlarına inen bir kısım göçmenler Niş Priştine ve Kosova havalisine Edirne ve İslimye taraflarına Vidin eyaletine Sofya ve Berkofça sancaklarına Ziştovi Niğbolu ve Lofça'ya yerleştirildiler. Rumeli'ye yerleşen Kafkas göçmenlerinin
sayısı 175 000'i buldu. Anadolu'ya gelenler de Amasya Adana Adapazarı Bursa Çankırı İzmit İçel Konya Tokat ve Sivas'a hattâ Halep Şam Amman ve Kıbrıs'a yerleştirildiler. Sonu gelmeyen göçler devam ettiği sırada 1877 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) patlak verdi. Yeniden 500 000 kişi Kafkasya'dan Anadolu'ya göç etti. 1886'da 4000 kişi daha Türkiye'ye göç etti ve İzmit civarına yerleştirildi.
Azerbaycan'dan: Azerbaycan'dan yapılan göçler 1800'den sonra başladı. 1812-1815 arasında 7000 1829'da 9000 1860'ta 18 000 Azerbaycanlı Kars Iğdır Ardahan bölgelerine geldi. 1877'de göçler daha da yoğunlaştı. Ayrıca 1920'de 10 000 kişi daha göç etti.
Yunanistan'dan: 1820'de Mora isyanından sonra Sakız Girit Epir ve diğer adalardaki Türklerin korunması Osmanlılar için büyük bir mesele oldu. Avrupa'dan gelen gönüllü askerlerle Rum çeteciler Teselya ve Ege adaları ile Mora'da oturan Türk ve Müslüman halka zulmetmeye başladılar ve 32 000 Müslüman Türkü öldürdüler.
Rusya ile İngiltere arasında yapılan anlaşma (1826) ile bağımsız Yunan Devleti kuruldu ve Müslüman halkı Yunanistan'dan çıkarma kararı alındı. Mora'da bulunan Türklere ait arazi satın alınacak halk Osmanlı İmparatorluğu'nun bir kısım bölgelerine göç edecekti. Bu teklif Osmanlı İmparatorluğu tarafından reddolununca Rus-İngiliz baskısına Fransızlar da katıldı. Osmanlı donanması Navarin'de yakıldı (20 Kasım 1827). Fransızlar karaya asker çıkardılar.
1828'de Rusya da harp ilan edince Osmanlı İmparatorluğu zor durumda kaldı. Edirne'ye ve Erzurum'a kadar Osmanlı toprakları saldırıya uğradı. Anadolu'ya göç başladı. İmzalanan Edirne Antlaşması'yla (1829) savaş son buldu. Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu tarafından tanındı. Bölgedeki Türklerin göç anlaşması İstanbul'da kabul edildi (1830). II. Mahmud Han bu antlaşmayı önce kabul etmek istemedi fakat İngiltere ve Fransa'nın baskısıyla Mora'da oturan Türklerin altı ay içinde burayı boşaltmaları istendi. II. Mahmud Han Mora'da daha fazla kan dökülmesini istemediği için antlaşmanın şer'i şerîfe aykırı olmadığına dair şeyhülislâmdan fetva aldı sonra Mora'dan Türk göçü başladı.
Girit'te Rum katliâmı şiddetlenince (1864) buradaki Türk halkı zor durumda kaldı. Neticede Girit'ten Anadolu'ya ve İstanbul'a 60 000 kişi göç etti. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan'daki Türklerden bir kısmı Anadolu'ya göç ettiler. Kurtuluş Savaşı'nı takip eden Lozan Antlaşması hükümlerine göre yapılan mübadele sonunda Türkiye'ye pek çok Türk ailesi göç etti (1923-1933 yılları arasında 384 000 kişi).
Göçler 1934-1960 arasında da devam etti 23 788 kişi Türkiye'ye geldi. 1960-1970 arasında 2081 kişi Yunanistan'dan Türkiye'ye yerleşti.
Bulgaristan'dan: Rusların 1828'de Tuna'yı aşarak Edirne'ye kadar gelmesi ve Bulgarları Türklerin üzerine saldırtması sonucunda bozguna uğrayan şehir ve kasabalardan perişan halde 30 000 Türk Türkiye'ye göç etti. 1876'da Rusya Almanya ve Avusturya tarafından Balkanlar bölündü. Avusturya Bosna-Hersek'i aldı ayrıca Bulgarlara ve Sırplara Rusya himayesinde bağımsızlık verildi. Aynı yıl Bulgarlar Türklere karşı şiddet hareketlerine giriştiler; buradaki Türkleri korumakla görevli Türk ordusunun hareketi Avrupa devletlerinin müdahalesiyle durduruldu. Binlerce Türk Edirne İstanbul ve Anadolu'ya göç etti. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra yapılan Berlin Antlaşması'yla Bulgaristan Devletinin kurulması kabul edildi.
Bu durum Bulgaristan'daki Türkler için kötü oldu ve 1876-1878 yılları arasında 200 000 Türk Edirne ve civarına yerleşti. 300 000 göçmen Rumeli'den Anadolu'ya geçti. 75 000'i Halep ve Şam'a 25000'i Adana'ya 10 000'i Konya ve Kastamonu'ya 10 000'i Kıbrıs'a yerleşti. Sivas Amasya ve Diyarbakır'a beşer bin kişi Cezayir'e 500 kişi gönderildi. Kuzey Bulgaristan'dan göç eden bir kısım Türkler Rodoplar'da Ruslarla çarpışan Pomaklarla birleştiler. Birçok silâhlı saldırıya uğrayan göç kafilesi ağır kayıplar vererek
Türkiye'ye gelebildi. Doğu ve Batı Trakya ile İstanbul göçmenlerle doldu.
Birinci Dünya Savaşında Bulgaristan Türkiye'nin müttefiki olunca göç eden kafilelere bazı kolaylıklar gösterdi fakat ellerindeki mal ve mülkün bedelini değerinden çok düşük olarak ödedi.
1885-1923 yılları arsında Türkiye'ye 500 000 kişi göç etti. 1927'den sonra yeniden şiddet hareketleri görüldü. Deliorman Türkleri Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçü göze alamadılar ve 1930-1933'te Romanya'ya buradan da Köstence yoluyla Türkiye'ye geldiler. 1923-1933 yılları arasında göç edenlerin sayısı 101 507'dir.
Yine Bulgaristan'dan 1934-1960 arasında 272 971 kişi Türkiye'ye göç etti. 1951-1952 yıllarında Bulgarlar 154 385 Türk vatandaşını Edirne'ye gönderdi. Bütün bu göçlere rağmen bugün Bulgaristan'da halen bir milyonun üstünde Türk vardır. Bu Türkler için Bulgaristan yeni göç planları hazırladı. Buna göre Türkiye'de yakın akrabaları bulunan Türkler Türkiye'ye göç edebilecekti. 1970 yılının her ayında kafileler halinde Türkiye'ye göçler başladı. Türkiye'ye 1960-1970 arasında Bulgaristan'dan gelen serbest göçmenlerin sayısı 13125'tir.
Romanya'dan: Romanya toprakları Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresindeyken Besarabya ve Kırım'dan onbinlerce Türk buraya yerleşti. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşları'nda Rus orduları Tuna'yı aşarak Şumnu'ya kadar ilerlediği sırada Akkerman Bender İsmail kalelerinde muhasarada kalan Türkler Dobruca'ya; Eflâk ve Boğdan'da bulunanlar da güneye doğru göç ettiler. Böylece gelmiş olan bu göçmenlerin sayısı 200 000 kişiyi aştı.
Birçoğu da Anadolu'ya ve özellikle Eskişehir'e yerleşti. 1826'da yapılan Akkerman antlaşmasıyla Müslüman ve Türklerin bu bölgede oturması şartlara bağlandı. Besarabya 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Rusların eline geçti. Dobruca Rumenlere verildi. Devam eden Rus saldırılarından zarar gören Türkler göç etmeye başladılar. Sonraki yıllarda Dobruca'dan 80-90 000 Türk yurtlarını terk ederek Anadolu'ya yerleştiler. Bölgede kalan Türklerin Romen ordusuna alınmak istenmesi üzerine Türkiye'ye yeniden göç başladı (1883). 1899'daki kıtlıkta Türk ahâli Tulça sancağından Köstence ve Tulça yoluyla denizden Anadolu'ya geçtiler. 1900-1923 arasında göçlerde bir azalma görüldü. 1923'ten sonra Dobruca'dan yeni göçler başladı.
1923-1933 arasında 33 852 kişi göç etti. Türklerden boşalan yerlere yerleştirilen Makedonyalı Ulahlar takındıkları sert tavırlarla Türk halkını fazlasıyla rahatsız ettiler. Bu durum yeni Türk göçlerine sebep oldu. 1934'te 15 321 kişi göç etti. Romen hükümeti ile yapılan anlaşmalarla göç işleri bir düzene sokuldu. 1935-1939 arası toplam olarak 64 570 kişi göç etti. Romanya 1939'da güney Dobruca'yı Bulgarlara bıraktı ve burada kalan 8000 Türk 1952'de Türkiye'ye gönderildi. 1934-1960 yılları arasında Romanya'dan göç edenlerin sayısı 87 476'dır. Bu göçmenler Trakya Batı Anadolu ve diğer bölgelere yerleştirildiler. 1960-1970 arasında Romanya'dan 271 serbest göçmen geldi.
Yugoslavya'dan: 1804'te isyan eden Sırpların şiddet hareketleri sırasında Semendire'ye bağlı yerlerde Türklere karşı girişilen katliâmdan kaçanlar Rumeli ve Bosna-Hersek'e göç ettiler. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlamasıyla Ruslardan yardım gören Sırplar Türkler üzerindeki şiddet hareketlerini ve baskıyı daha da arttırdılar.
Bu sırada kaçabilen Türkler Manastır Üsküp ve Kosova'ya yerleştiler. 1826'da imzalanan Akkerman antlaşmasıyla 150 000'e yakın Türk Sırbistan'dan çıkarıldı; Belgrad ve diğer Türk kalelerinden 15 000 kadar Türk Anadolu'ya göç ederek Sakarya ırmağı çevresine yerleşti. 1908-1923 yılları arasında 300 000 1923-1933 arasında da 108 179 Türk Türkiye'ye göç etti. Yugoslavya'daki rejim değişikliğinden sonra da göç hareketleri devam etti. 1934-1960 yıllarında 160 922 kişi Türkiye'ye yerleşti. Yugoslavya'dan göçler daha sonraki yılarda da yakın zamana kadar devam etmiştir. 1960-1970 arasında 43 753 serbest göçmen gelmiştir.
Doğu Türkistan'dan: Bugün Çin idaresinde olan Doğu Türkistan zengin madenlere sahip olması yüzünden bir çok istilâya uğradı. Bölgedeki halk göç etmeğe başladı. 1917'de 20 000 kişilik bir kafile Tibet'e buradan da 1940'ta Hindistan'a sığındı. 1949'da Çin baskısından kaçan 7000 Türkistanlı Türkiye'ye göç için yola çıktılar; bunlardan ancak 852 kişi Türkiye'ye gelebildi (1953) ve Adana Konya Kayseri Niğde ve Salihli'ye yerleştirildi. Kısaca Türkistan'dan 1934-1960 arasında 2128 göçmen geldi. Türkistan'dan 1960-1970 arasında gelen serbest göçmenlerin sayısı 169'dur.
Kıbrıs'tan: 1570'te Osmanlı idaresine geçen Kıbrıs'a Anadolu'nun güney vilayetlerinden 50-60 bin Türk yerleştirildi. Böylece adanın nüfusu 200 000'e çıktı. Ada İngilizlere kiralanınca (1878) buradaki Türk halkı Anadolu'ya göç etmeğe başladı. Bu göçlerle 15 000 kişi Anadolu'ya geldi. Lozan antlaşmasıyla ada İngilizlere bırakılınca göçler daha da hızlandı ve 24 000 kişi Türkiye'ye geldi. 1878'den itibaren göç edenlerin sayısı 70 000'i buldu. Gelenlerin çoğu Ankara İstanbul ve İzmir'e yerleştirildi.