- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,441
-
-
- Konu Yazar
- #1
Peygamberimiz’in (sav) oğlu İbrahimin vefatı
Şefkat "rahmet-i İlâhiyye'nin en lâtif en güzel en hoş en şirin cilvelerindendir" Şefkatin en şirini de evlâda karşı duyulanıdır Çocuk ise Cenab-ı Hakkın anne-babaya muvakketen teslim edilmiş bir emânetidir
Peygamber Efendimizin (sav) mübârek kalbi bütün insanlara karşı bir şefkat ve merhamet kaynağını andırıyordu Mini mini yavrulara şipşirin çocuklara karşı ise bambaşka bir muhabbet apayrı bir şefkat besliyordu Hele kendi çocuklarına karşı âdeta bir şefkat ve sevgi deryâsıydı
Hz Hatice'den dünyaya gelen üç oğlu Kasım Abdullah ve Tahir'i henüz Mekke'de iken ve bebek yaşta ebedî âleme uğurlamıştı Onların ebedî âleme göçü ile mübarek kalbleri oldukça teessür duymuştu Fakat Hz Mâriye'den sevgili oğlu İbrahim'in dünyaya gelişi onu bir derece teselli ediyordu Bu sebeple bu biricik oğlunu fazlasıyla seviyordu Mübarek elleriyle başını okşuyor kucağına alıp göğsüne basarak bu sevgi ve şefkatini izhar ediyordu
Evet şefkat "rahmet-i İlâhiyye'nin en lâtif en güzel en hoş en şirin cilvelerindendir" Şefkatin en şirini de evlâda karşı duyulanıdır Çocuk ise Cenab-ı Hakkın anne-babaya muvakketen teslim edilmiş bir emânetidir
İşte Resûl-i Ekrem sav her emânet gibi bu emânete karşı da gereken alâkayı esirgemiyordu Çocuğunu Cenab-ı Hakkın rahmetinin bir cilvesi olarak görüyor ve onun için seviyor bağrına basıyordu
.
Hz İbrahim on altı ayına henüz ayak basmıştı Bu sırada Peygamber Efendimiz onun hastalandığı haberini aldı Sevgili oğlunun annesi Hz Mâriye ile birlikte oturdukları bağ içindeki evine gitti
Peygamber Efendimiz hasta yatan nur topu oğlunun gözlerinde eski parlaklığı ve hareketli bakışlar göremiyordu Gürbüz ve hareketli İbrahim bir anda sessiz sakin ve dünyadan küsmüş gibi duruyordu Bu haliyle ebedî âleme yolcu olduğunu âdeta ifade etmek istiyordu
Bunu fark eden Efendimiz kucağında tuttuğu sevgili oğlunun yavaş yavaş kayan gözlerine bakarak "Allah'ın takdirine karşı elden ne gelir ey İbrahim!" buyurdu Az sonra Hz İbrahim fani dünyaya gözlerini yumdu
Bu esnada Peygamber Efendimizin (asm) mübârek gözlerinden yaşlar boşandı Hz Abdurrahman bin Avf "Yâ Resûlallah! Siz de mi ağlıyorsunuz? Böyle ağlamaktan halkı men etmemiş miydiniz?" deyince Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdular:
"Ey ibni Avf? Ben size günah ve ahmaklığın ifadesi olan şu iki ağlayış ve bağırışı yasakladım: Nimete kavuşulduğu sıradaki eğlence oyun bağırışından ve musîbet ve felâket sırasındaki bağırışla yüz göz tırmalamak üst baş yırtmaktan Benim bu ağlamam ise şefkatin eseridir acımadan ibârettir Merhamet etmeyene merhamet edilmez!"
Peygamber Efendimiz yukarıdaki dersinden sonra da göz yaşlarına hâkim olamadı Gözleri yaşla dolunca şöyle buyurdu:
"Göz yaş döker kalb teessür duyar Biz Yüce Rabbimizin râzı olacağı sözden başkasını söylemeyiz Vallahi ey İbrahim! Senin ayrılığın bizi fazlasıyla mahzun etti!"
alıntı