- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,392
-
-
- Konu Yazar
- #1
OTİSTİK ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM
CİNSELLİK VE OTİZM
OTİSTİK BİREYLERDE CİNSEL EĞİTİM:
Cinsel kimliğini tanıma
Cinselliğin fizyolojik yönü
Cinselliğin psikolojik yönü
Otistik bireyin ergenlik dönemine yönelik yurt dışındaki uygulamalar
Otistik bireylerin cinsel eğilimleri
Otistik bireylerde sorunlar ve cinsel eğitim
a-Bireye yönelik eğitim
b-Kurumsal eğitim
c-Aileye yönelik eğitim
d-Yakın çevreye yönelik eğitim
Otistik bireylere yönelik cinsel istismar
Otistik çocuklar eğitim projesi 3-15 yaş arası bireylere yönelik hazırlanmış olmasından dolayı bu bireylerin cinsel sorunları ve çözümleri ile ilgili herhangi bir çalışmayı kapsamamaktadır. Kurumsal olarak uygulamada otistik bireylerin cinsel sorunları ile ilgili sık sık problemlerle karşılaşıldığından dolayı bu dönemlere yönelik çalışmalara ihtiyaç duyulmuştur.
Grup olarak yaptığımız araştırmalarda otistiklerin cinsel sorunlarına yönelik herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Sadece zihinsel engellilere yönelik bazı ön çalışmalar mevcuttur.
Otizm henüz yeni bir alan olması sebebiyle yurt içinde ve dışındaki çalışmalar cinsellikten ziyade bireye sosyal akademik ve psikolojik beceriler kazandırmaya yöneliktir.
Bu nedenle otistik bireylerin ön ergenlik ve ergenlik dönemine yönelik yapılacak çalışmaların velilerden alınan bilgiler ve uygulamada edinilen verilerle gerçekleşebileceği şu aşamada tek yol gözükmektedir.
Otistik çocuklar eğitim merkezinde bu amaca yönelik bir komisyon kurulmuş olup bu komisyon 20 Kasım 2001 ile 25 Temmuz 2002 tarihleri arasında OÇEM çalışma grubunun İzmir'de tespit etmiş olduğu yetişkin 80 otistik bireye ve ailelerine yönelik gözlemler yapmış veriler toplanarak bu raporun alt yapısı oluşturulmuştur.
Komisyonda toplanan verilere dayanılarak edinilen bilgilerden otistik bireylerin cinsel gelişim evrelerinde normallerden çok farklılık gösterdiği görülmüştür. Eğitimciye ve aileye zaman zaman ciddi problemler yarattığı için konunu her yönüyle ele alınıp çözüm önerilerinin tespit edilmesine gerek duyulmuştur.
OTİSTİK BİREYLERİN CİNSELLİĞİ:
Otistik çocuğun cinsel gelişiminde önemli bir farklılık yoktur. Onlarda da biyolojik saat yaşıtlarına oranla belki farklı işliyordur ama vardır. Cinsel eğitimded de diğer eğitim alanlarında olduğu gibi fark geç ve güç öğrenmelerinden algılama muhakeme ve kavrama becerilerindeki yavaşlıktan kaynaklanmaktadır.
Tüm insanlar biyolojik özellikleri gereği seksüel dürtüye sahiptir. Seksüel davranışlar toplum tarafından en çok baskı altına alınıp sınırlandırılan davranışlardandır. Konu böyle bir bakış açısı ile ele alınınca bu alandaki eğitiminde zorlu ve hala sakıncalı görülen uzun bir yol olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Dünya literatürüne baktığımızda henüz normal çocukların cinsel eğitimi konusunda bile esaslı bir program olmadığını görmekteyiz. Pek çok aile ve eğitimci otizmi yaşayan çocukların öz bakım alışkanlıkları ve akademik eğitim düzeyi hakkında doğru bilgilere sahiptir. Ancak çocuğun cinsel konulardaki bilgi düzeyi hakkında az şey söylenebilir.
Normal çocuk TV ailenin gözlemesi arkadaşları ile konuşarak cinsel deneyim ve sorunlarını tartışarak okuyarak öğrenebilecektir. Otistik çocuk bunlardan yoksun olduğu gibi ailenin belli bazı endişeleri nedeni ile daha fazla baskı kontrol yolu ile kendi kabuğuna çekilecek sorun sadece bir süre için askıya alınacak ardından daha şiddetlenerek tekrar ortaya çıkacaktır.
Otistik çocukların eğitiminde tüm dünyada tartışılan önemli bir konu da entegrasyon ve normalleştirmedir. Normalleştirmenin temeldeki en zor ve ciddi sorunu da seksüel davranış alanıdır. Psikoseksüel gelişme tanımlanması oldukça karmaşık bir durumdur. İnsanın gelişme süreci bebeklikten çocukluğa çocukluktan yetişkinliğe tehlikelerle doludur. İşte problem gerek normal çocukta gerekse otistik bireyde bu noktada iyice ortaya çıkmakta ve cinsel eğitimin gerekliliğini kaçınılmaz kılmaktadır.
OTİZM VE CİNSELLİK
Cinsellik biyolojik bir olay tıpkı açlık ve susuzluk gibi doğal bir dürtüdür. Yaşamak için nasıl yemek yemek ve su içmek zorundaysak cinsel doyuma da gerek duyarız.
Yemenin ve içmenin yarattığı doyum açlık ve susuzluk uyarısını giderdiği içindir.
Doyum duygusunu uyarının azalması yaratır. Cinsel aktivitemiz ise uyarı azalmasından çok bir uyarı arama davranışıdır.
Cinsel gerilimi ve heyecanı ararızcinsel uyarılara neden olan durumlar yaratırız.
Otistklerin cinselliğe ilgi duydukları çok sayıda erişkin otistik üzerinde araştırma yapılarak belirlenmiştir. Otistiklerin cinsellik deneyimleri sınırlıdır. Bu deneyimler mastürbasyon öpme ve kucaklaşma v.b.gibidir.
Otistikler genel olarak cinsel organlarına dokunurlar. Bir kısmı herkesin önünde mastürbasyon yapar. %20'ye yakın bir kısmı da karşı cinse uygunsuz bir şekilde dokunur. Bazıları da karşı cinsin cinsel organına dokunma ve ilişki kurma eğilimindedir. El tutma kucaklama öpme bunların içindedir. Konuşma yetisi gelişmiş otistiklerde mastürbasyondan zevk alma daha belirgindir.
Mastürbasyon stereotipik hareketleri olan çocuklarda daha sık görülür.
OTİZM VE CİNSELLİK İLE İLGİLİ YURT DIŞINDAKİ
UYGULAMALAR
Komisyonumuz tarafından otizm ve cinsellik ile ilgili yurt dışında yapılan uygulamaların neler olduğuna dair çeşitli bilgilere ulaşılmıştır.
ABD ve Avrupa'daki yetişkin otistiklere yönelik resmi ve özel kurumlardan edindiğimiz bilgilerin ışığında bu tür bireylerin cinsel sorunları ve çözümleri noktasında onlara kesinlikle normal bir bireymiş gibi yaklaşıldığı bu dürtü ve eğilimlerini bastırmaya ve yok saymaya yönelik her hangi bir girişimin olmadığını gördük. Otistik bireylerin de normal bireyler gibi cinsel aktiviteden doğan yaşamsal hazzı ve mutluluğu alabilmeleri için her türlü psikolojik ve fiziksel ortamın hazırlandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Hatta bu bireylere yönelikcinsel anlamda hiç bir toplumsal normun veya dini kuralların sınırlayıcı özelliklerini kabul etmeyip kurumsal ve bireysel anlamda mutluluğu ve hazzı ön plana çıkaracak düzenlemeler yapıldığını da gördük.
Uluslararası standartlarda otistik bireylerin cinsel eğitim ve ihtiyaçlarına yönelik 3 görüşün öne çıktığı ve bu üç görüşe yönelik uygulamalar olduğunu anlamış bulunmaktayız.
Ergenlik dönemini yaşayan otistiklere cinsel ihtiyaçlarının oluştuğu dönemlere yönelik cinsellik hormonu salgılama düzeyini düşüren ve belli aralıklarla tatbik edilen ilaç uygulamasıdır. Bu yöntemin cinsel problemleri önlemek açısından etkili olduğu fakat cinsellik hormonlarının bireye kazandırdığı heyecan macera ve aktiviteyi büyük oranda düşürdüğü son derece mutlu neşeli aktif olan otistik bireylerin bu özelliklerini kaybedip mutsuz ve depresif bireyler haline dönüştüğü gözlenmiştir.
Ülkemizde b uygulamanın resmi olmamakla birlikte yetişkin zihinsel engellilere yönelik eğitim veren bazı kurumlarda uygulandığı kurum idarecilerince belirtilmiştir. Yukarıda saydığımız olumsuz etkiler zihinsel engellilerde de yaşanmaktadır. Eğitimde temel hedefin bireyin mutluluğuna yönelik ve insani yöntemlerle olması gerektiğine olan inancımız gereği komisyonumuzca bu yöntemin hiçbir otistik çocuğa uygulanmamsı gerektiğine inanıyoruz.
Cinsel ihtiyaçların otistik bireylerde de normal bireylerde olduğu gibi giderilmesi gerektiğine dair bir görüş olduğu bilinmektedir. Bu görüşün ana savunucularından olan Almanya'daki kurumlarda otistik bireylerin ailelerinin de onayı alınarak ve doğum kontrol yöntemleri uygulanarak karşı cins otistik ya da normal bireylerle kurum içersinde veya önceden belirlenen mekanlarda kontollu olarak bu fizyolojik ihtiyacın giderilmesi yolu benimsenmiştir. Böyle bir pratiğin sonucu olarak otistik bireylerin doğum kontrolü konusu karşımıza çıkmaktadır.
Doğum kontrolü yöntemleri kendi arasında çeşitlilik göstermektedir. Bu yöntemlerden birisi olan hormonal yöntemler (Oral kontraseptifler-doğum kontrol hapları-aylık iğne-Mesigyna-3 aylık iğne-Depo Provera-Norplant denilen cilt altı çubukları) seçildiği takdirde normal bireylerde de sıkça görülen depresif duygu değişimlerinin otistik bireylerde de görülebileceği göz önüne alınmalıdır. (Normal bireylerde görülen ve hormonal dalgalanmaya B6 vitamini ve Magnezyum minerali eksikliklerine bağlı olduğu düşünülen bu tür ılımlı depresyonda multivitamin (Supradyn Megadyn gibi) takviyesi yararlı olmaktadır. Hormonal yöntemlerin kullanılmaya devam edilmesi ile ilerideki
aylarda bireyin yönteme uyumu ve yan etkilerin azalması gözlenmektedir. Otistik bireylerde epilepsi (Sara) hastalığının toplumun diğer bireylerine göre daha sık görüldüğünü bilmekteyiz. Epilepsi tedavisinde sıklıkla kullanılan bazı ilaçların hormonal aile planlaması yöntemleriyle etkileştikleri ve aile planlaması yönteminin güvenilirliğini azalttıkları uzmanlar tarafından dile getirilmiştir. Otistik bireylerde aile planlamasının toplumun diğer bireylere göre daha duyarlı olunması gereken bir konu olduğu açıktır. Otistik birey için hormonal olmayan bir aile planlaması yöntemi (Spiral-Rahim İçi Araç gibi) daha uygun olabilir. Bu yöntemin bütün otizmle ilgilenen bilim adamları eğitimciler ve aileler tarafından en insani ve olması gereken bir yöntem olduğu benimsenmiştir. Ailelerin eğitimcilerin bilim adamlarının yaşadıkları toplumun normları ve dini değerlerinin daha baskın geldiği uygulamada ülkeler iller mahalleler ve hatta ailelere göre şekillendiğini görmekteyiz.
ABD'de pek çok eyalette sterilizasyon (kısırlaştırma) yaygındır. Tartışması da halen sürmektedir. Bu cerrahi müdaheleeğitim ya da eğitimdoğum kontrol yöntemleri uygulanarak pek çok otistik bireyin cinselliğini normal bireyler gibi yaşadığı yaptığımız araştırmalar sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bu tür uygulamaların toplum normları göz önüne alındığında çok da hoş karşılanmayacağı görüşündeyiz. Bununla beraber hem otistik bireyi eğitecek hem de norm dışına taşmayacak bir program ihtiyacı içindeyiz. Bu tür çalışmaların Türkiye'de henüz bilimsel sonuç verecek yere geldiği söylenemez. Bu durumda uygulamada Avrupa ve ABD gibi gelişmiş ülkelerden olduğunca yararlanmak durumundayız.
Ülkemizde bu görüşü sesli olarak dile getirme noktasında toplumsal değerlerimizin ve dini inançlarımızın bir engel olarak önümüze çıktığını hiçbir ailenin otistik çocuğuna (özellikle kız çocuğuna sahip) uygulamak istemediğini görmekteyiz. Sadece sosyo-ekonomik düzeyi yüksek bazı ailelerde (özellikle erkek otistik çocuğa sahip) tele-kız ve benzeri hayat kadınlarının yüksek ücretler karşılığında evlere getirtilip bu yöntemi uyguladıkları özel beyanlarından anlaşılmaktadır.
Yine Avrupa ve ABD gibi birçok gelişmiş ülkede cinsel ihtiyaçların doğal yollarla giderilme süreçlerinden biri olan mastürbasyon yönteminin uygulandığını görmekteyiz. Bu yöntemi benimseyen ve uygulayan ülkelerdeki sistemi incelediğimizde sistemin 2 unsurdan oluştuğunu birinin ailenin yapacağı düzenleme ve hazırlıklar diğerinin kurumun yapacağı düzenleme ve hazırlıklar olduğunu görmekteyiz. Kurumsal düzenlemelerde otistik bireylere 1'nci aşama olarak mastürbasyon yapma yöntemlerinin ve şeklinin öğretilmesi 2'nci aşama olarak da öğrendiği bu yöntemleri uygulayabileceği kurum içinde özel (figürlerle resimlerle karşı cins maketlerle v.b.) uyarıcılarla donatılmış özel mastübasyon odalarının düzenlenmesi yapılmaktadır.
Bu uygulama kurumlarda 2 farklı cins için 2 özel oda şeklinde düzenlenmektedir. Ve yine aynı çalışmaya ailelerin de yaşadıkları mekanda devam edilmesi tavsiye edilmektedir. Otistik bireylerin cinsel olarak uyarıldıkları ve bu konu ile ilgili ihtiyaç hissettikleri zaman eğitimci ve aile tarafından kontrollü bir şekilde ilgili odalarda cinsel ihtiyaç giderilmesine yönelik çalışmaların yapıldığını görmekteyiz.
Bu yöntemlerle ilgili olarak otistiklerde cinsellik ile ilgili araştırma yapan komisyonumuz ülkemizde bu yöntemin kurumsal anlamda yasal olarak uygulanmasının mümkün olmadığını bilmektedir. Fakat konunun bir rapor halinde Özel Eğitim Genel Müdürlüğü'ne iletilip ülkemiz normlarında da bu yöntemin uygulanmasının aileler ve eğitimciler açısından hiçbir sakıncasının olmadığı son derece insani medeni ve uygulanması gereken bir yöntem olduğuna inanmaktayız. Bu yöntemin resmi olmasa bile bir çok kurumda fiili olarak uygulandığını yine kurum yöneticileri ve eğitimcilerle yaptığımız görüşmelerde tespit etmiş durumdayız.
Otistik çocuğa sahip ve ergenlik dönemini yaşayan ailelerle yaptığımız görüşmelerde bu yöntemi bütün ailelerin uygulama taraftarı olduğunu görmekteyiz. Hatta bazılarının fiili olarak uyguladığını sadece yöntemin 2'nci aşaması olan fiziksel hazırlıkları yapamadıklarını özel mastürbasyon odaları yerine evlerindeki banyo ve tuvaletleri kullandıkları kendi beyanlarından anlaşılmaktadır.