- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,437
-
-
- Konu Yazar
- #1
Nezaketli ve güleryüzlü eş:Muhammed s.a.v
Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimizi bize anlatan Hz.Aişe (ra) validemiz “Resûlullah hanımlarıyla başbaşa kaldığında insanların en nezaketlisi ve güleryüzlüsüydü…” demektedir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) genellikle sabah ve ikindi namazlarından sonra mutlaka eşlerini ziyaret eder hal ve hatırlarını sorar dertlerini şikâyetlerini dinler gönüllerini alıcı ifadelerde bulunurdu. Kısaca onlara değer verdiğini hissettirirdi. Zaman zaman bu ziyaretlerinde eşlerine ev işlerinde bizzat kendi elleriyle yardımcı olurdu.
Eve girişinde mutlaka hanımına selam veren Peygamberimiz geceleyin geldiği takdirde uyuyanı uyandırmayacak fakat uyanık olan bir kimsenin duyabileceği bir sesle yine selam vererek içeri girerdi.
Hz.Enes’in aktardığı bilgi ise dikkat çekicidir. O Resûl-i Ekrem (sav) Efendimizin eşi Hz.Safiyye (ra) rahatça binsin diye eşinin ellerinden tutarak kendi dizlerine bastırdığını ve böylece bineğine bindirdiğini aktarmaktadır bizlere…
Burada Âlemlerin Sultanı Son Peygamber’in bu zarif davranışını iyi okumak ve şunu sorgulamak gerekiyor:
Bu davranış biçimi günümüz Müslüman’ı olan bizler için acaba ne kadar etkili oluyor hayatımızda?... Muhasebesini sizlerin takdirine bırakmakla birlikte tam burada söylenmesi gereken birtakım şeylerin de olduğuna inanıyorum.
Şöyle ki günümüzde bir Müslüman evinde eşine karşı nazik ve mütebessim olmayı başarabiliyorsa eğer; yine herhangi bir vasıtaya binerken yardımcı oluyor ve kapıyı açma nezaketinde bulunabiliyorsa denilebilir ki bu tavırlarının ve davranışlarının hepsi ona bir sünnet-i seniyye sevabıyla geri dönecektir.
Eşi tarafından böylesi bir ilgiye mahzar olan hangi Müslüman hanımefendi bundan yana mutluluk duymaz; ve eşine karşı kendisini şükran borçlu hissetmez!... Dahası babasının böylesi bir davranışta bulunduğunu gören hangi erkek çocuk bundan olumlu yönde etkilenmez?... Bu davranışın özellikle erkek çocuklar için ne denli eğitici olacağını varın düşünün…
Zerafet ve nezaketin zirvesinde bulunan Şefkat Peygamberi Efendimiz bir başka hadisinde şöyle buyurmaktadır:
−Eşinin ellerini avuçlarına alarak yüzüne bakan ve bu esnada biribiriyle bakışanlara Allah da rahmet nazarıyla bakar ve günahları parmaklarının arasından dökülür gider…
Sevgili Peygamberimizin bu müjdeli tavsiyesi sonrasında diyebiliriz ki Yüce Resûl (sav) eşler arasındaki muhabbetin fiziksel temasla da hissettirilmesini istemektedir. Çünkü biliyoruz ki eller ve parmaklar sevginin aktarılmasında önemli bir rol oynarlar.
Netice olarak eşlerin birbirlerinin ellerinden tutarak sevgiyle bakışmaları bile sünnet-i seniyyeyi ihyâ sadedinde kendilerine sevap kazandıran salih bir amel hükmüne dönüşebilir.
“Eşlerine zaman ayırırdı”
Sevgili Peygamberimiz (sav) eşleriyle birlikte geçirdiği zaman dilimlerine sahipti. O aile fertlerinin eğlenme ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılar meşru eğlencelerden onları da yararlandırmaya çalışırdı. Ramazan ve Kurban Bayramı merasimlerine kızlarını ve eşlerini de götürürdü.
Bir bayram günü mescidde Habeşlilerin sergiledikleri gösterileri seyretmek isteyen Hz.Aişe’ye de bu hususta imkan hazırlamıştı. Hatta zaman zaman yine Hz.Aişe validemizle yürüyüşlere çıkardı. Bir defasında koşu yarışması yapmışlar Hz.Aişe kazanmış ikinci kez tekrarladıkları bu yarışmadan Sevgili Peygamberimiz galip ayrılmıştı.
Yine çeşitli vesilelerle yaptığı şakalarla eşleri için hayat sevinci olan Sevgili Peygamberimiz bu konuda da ümmetine en büyük örnek olmuştur.
Denilebilir ki yoğun gündemlerle her günü dolu dolu geçen günümüz Müslüman’ı ailesine ve özellikle de eşine zaman ayırma hususunda gereken hassasiyeti göstermemekte ve bu konuda sürekli olarak ailesinden fedakârlık beklemektedir.
Halbuki Peygamberlik gibi büyük bir manevî vazifeyi yanı sıra devlet başkanlığı öğretmenlik ordu kumutanlığı gibi her biri farklı sorumluluklar gerektiren görevleri üstlenmiş bir şahsiyet olarak karşımızda duran Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz böyle değildi. Ümmetinin bugünkü durumunu sezen ve sanki günümüz müminlerine seslenen Sevgili Peygamberimiz bakın neler söylüyor:
−Nefsinizin ailenizin ve her hak sahibinin üzerinizde hakları vardır. O halde her hak sahibine hakkını verin!..
Bu bağlamda diyebiliriz ki Müslüman bir erkek eşine ve çocuklarına ayırdığı zaman dilimlerine sahip olmalı birlikte ibadet seyahat ve ziyaret ortamları oluşturmalıdır. Böylesi zaman dilimlerinin bir eğitim-öğretim ortamı olması da sağlanabilir.
Zira Sevgili Peygamberimiz özel vakit ayırarak eğittiği eşlerinin sonunda birer öğretmen haline gelmelerini sağlamıştı. Sözgelimi Hz.Aişe’nin ashâb-ı kirâm’ın fakihlerinden biri olmasında ve 2210 hadis aktarmasında onun için ayrılan vakitlerin önemli bir rolü olsa gerektir.
“Evde eşlerine yardım ederdi”
“Âlemlere rahmet olarak gönderilen” Yüce Resûl (sav) eşleri için de bir rahmet vesilesiydi… Hz.Aişe (ra) validemiz O’nu bize anlatırken “evinde elbisesini diken ayakkabısını yamayan keçileri sağan kendi işlerini kendisi gören” bir peygamberden söz etmektedir. Birçok kimsenin yapmaktan kaçındığı veya kendisi için uygun görmediği bu davranışları yaparken O aynı zamanda çağlar ötesinden mesaj vermek istiyordu bizlere…
Kanaatimizce günümüzde bir müslüman erkek isterse şayet ibadetlerini yerine getirme konusunda yardımcı olduğu eşinin her ibadetindeki sevabına ortak olabilir. Bununla birlikte eşine −ibadetleri için vakit kalmasını sağlamak maksadıyla− ev işlerinde hayatı kolaylaştıracak birtakım cihazları ve ev aletlerini almak için harcadığı her kuruş kendisi için bir sevap kaynağı olabilir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz:
−Kişinin Allah yolunda harcadığı paraların en hayırlısı ailesi için harcadıklarıdır buyurmaktadır. Unutmamak gerekir ki hanımına dünya işlerinde yardım etmeyen kişinin ahiret işlerindeki teşviki de etkili olmaz!...
Geceleri kalkarak namaz kılan ve eşlerini de buna teşvik eden Ramazan’ın son on gecesinde hanımlarının da ibadetlerle uyanık kalmalarını isteyen Peygamberimizin bu tavsiyelerinin etkili olmasında günlük hayatında onlara sağladığı kolaylıkların da önemli bir payı olduğu düşüncesindeyiz. Bu bağlamda şu hadis-i şerifi aktarmak istiyorum sizlere…
−İçinizdeki en hayırlı kimseler hanımlarına karşı en iyi davrananlardır.
Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimizi bize anlatan Hz.Aişe (ra) validemiz “Resûlullah hanımlarıyla başbaşa kaldığında insanların en nezaketlisi ve güleryüzlüsüydü…” demektedir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) genellikle sabah ve ikindi namazlarından sonra mutlaka eşlerini ziyaret eder hal ve hatırlarını sorar dertlerini şikâyetlerini dinler gönüllerini alıcı ifadelerde bulunurdu. Kısaca onlara değer verdiğini hissettirirdi. Zaman zaman bu ziyaretlerinde eşlerine ev işlerinde bizzat kendi elleriyle yardımcı olurdu.
Eve girişinde mutlaka hanımına selam veren Peygamberimiz geceleyin geldiği takdirde uyuyanı uyandırmayacak fakat uyanık olan bir kimsenin duyabileceği bir sesle yine selam vererek içeri girerdi.
Hz.Enes’in aktardığı bilgi ise dikkat çekicidir. O Resûl-i Ekrem (sav) Efendimizin eşi Hz.Safiyye (ra) rahatça binsin diye eşinin ellerinden tutarak kendi dizlerine bastırdığını ve böylece bineğine bindirdiğini aktarmaktadır bizlere…
Burada Âlemlerin Sultanı Son Peygamber’in bu zarif davranışını iyi okumak ve şunu sorgulamak gerekiyor:
Bu davranış biçimi günümüz Müslüman’ı olan bizler için acaba ne kadar etkili oluyor hayatımızda?... Muhasebesini sizlerin takdirine bırakmakla birlikte tam burada söylenmesi gereken birtakım şeylerin de olduğuna inanıyorum.
Şöyle ki günümüzde bir Müslüman evinde eşine karşı nazik ve mütebessim olmayı başarabiliyorsa eğer; yine herhangi bir vasıtaya binerken yardımcı oluyor ve kapıyı açma nezaketinde bulunabiliyorsa denilebilir ki bu tavırlarının ve davranışlarının hepsi ona bir sünnet-i seniyye sevabıyla geri dönecektir.
Eşi tarafından böylesi bir ilgiye mahzar olan hangi Müslüman hanımefendi bundan yana mutluluk duymaz; ve eşine karşı kendisini şükran borçlu hissetmez!... Dahası babasının böylesi bir davranışta bulunduğunu gören hangi erkek çocuk bundan olumlu yönde etkilenmez?... Bu davranışın özellikle erkek çocuklar için ne denli eğitici olacağını varın düşünün…
Zerafet ve nezaketin zirvesinde bulunan Şefkat Peygamberi Efendimiz bir başka hadisinde şöyle buyurmaktadır:
−Eşinin ellerini avuçlarına alarak yüzüne bakan ve bu esnada biribiriyle bakışanlara Allah da rahmet nazarıyla bakar ve günahları parmaklarının arasından dökülür gider…
Sevgili Peygamberimizin bu müjdeli tavsiyesi sonrasında diyebiliriz ki Yüce Resûl (sav) eşler arasındaki muhabbetin fiziksel temasla da hissettirilmesini istemektedir. Çünkü biliyoruz ki eller ve parmaklar sevginin aktarılmasında önemli bir rol oynarlar.
Netice olarak eşlerin birbirlerinin ellerinden tutarak sevgiyle bakışmaları bile sünnet-i seniyyeyi ihyâ sadedinde kendilerine sevap kazandıran salih bir amel hükmüne dönüşebilir.
“Eşlerine zaman ayırırdı”
Sevgili Peygamberimiz (sav) eşleriyle birlikte geçirdiği zaman dilimlerine sahipti. O aile fertlerinin eğlenme ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılar meşru eğlencelerden onları da yararlandırmaya çalışırdı. Ramazan ve Kurban Bayramı merasimlerine kızlarını ve eşlerini de götürürdü.
Bir bayram günü mescidde Habeşlilerin sergiledikleri gösterileri seyretmek isteyen Hz.Aişe’ye de bu hususta imkan hazırlamıştı. Hatta zaman zaman yine Hz.Aişe validemizle yürüyüşlere çıkardı. Bir defasında koşu yarışması yapmışlar Hz.Aişe kazanmış ikinci kez tekrarladıkları bu yarışmadan Sevgili Peygamberimiz galip ayrılmıştı.
Yine çeşitli vesilelerle yaptığı şakalarla eşleri için hayat sevinci olan Sevgili Peygamberimiz bu konuda da ümmetine en büyük örnek olmuştur.
Denilebilir ki yoğun gündemlerle her günü dolu dolu geçen günümüz Müslüman’ı ailesine ve özellikle de eşine zaman ayırma hususunda gereken hassasiyeti göstermemekte ve bu konuda sürekli olarak ailesinden fedakârlık beklemektedir.
Halbuki Peygamberlik gibi büyük bir manevî vazifeyi yanı sıra devlet başkanlığı öğretmenlik ordu kumutanlığı gibi her biri farklı sorumluluklar gerektiren görevleri üstlenmiş bir şahsiyet olarak karşımızda duran Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz böyle değildi. Ümmetinin bugünkü durumunu sezen ve sanki günümüz müminlerine seslenen Sevgili Peygamberimiz bakın neler söylüyor:
−Nefsinizin ailenizin ve her hak sahibinin üzerinizde hakları vardır. O halde her hak sahibine hakkını verin!..
Bu bağlamda diyebiliriz ki Müslüman bir erkek eşine ve çocuklarına ayırdığı zaman dilimlerine sahip olmalı birlikte ibadet seyahat ve ziyaret ortamları oluşturmalıdır. Böylesi zaman dilimlerinin bir eğitim-öğretim ortamı olması da sağlanabilir.
Zira Sevgili Peygamberimiz özel vakit ayırarak eğittiği eşlerinin sonunda birer öğretmen haline gelmelerini sağlamıştı. Sözgelimi Hz.Aişe’nin ashâb-ı kirâm’ın fakihlerinden biri olmasında ve 2210 hadis aktarmasında onun için ayrılan vakitlerin önemli bir rolü olsa gerektir.
“Evde eşlerine yardım ederdi”
“Âlemlere rahmet olarak gönderilen” Yüce Resûl (sav) eşleri için de bir rahmet vesilesiydi… Hz.Aişe (ra) validemiz O’nu bize anlatırken “evinde elbisesini diken ayakkabısını yamayan keçileri sağan kendi işlerini kendisi gören” bir peygamberden söz etmektedir. Birçok kimsenin yapmaktan kaçındığı veya kendisi için uygun görmediği bu davranışları yaparken O aynı zamanda çağlar ötesinden mesaj vermek istiyordu bizlere…
Kanaatimizce günümüzde bir müslüman erkek isterse şayet ibadetlerini yerine getirme konusunda yardımcı olduğu eşinin her ibadetindeki sevabına ortak olabilir. Bununla birlikte eşine −ibadetleri için vakit kalmasını sağlamak maksadıyla− ev işlerinde hayatı kolaylaştıracak birtakım cihazları ve ev aletlerini almak için harcadığı her kuruş kendisi için bir sevap kaynağı olabilir. Çünkü Sevgili Peygamberimiz:
−Kişinin Allah yolunda harcadığı paraların en hayırlısı ailesi için harcadıklarıdır buyurmaktadır. Unutmamak gerekir ki hanımına dünya işlerinde yardım etmeyen kişinin ahiret işlerindeki teşviki de etkili olmaz!...
Geceleri kalkarak namaz kılan ve eşlerini de buna teşvik eden Ramazan’ın son on gecesinde hanımlarının da ibadetlerle uyanık kalmalarını isteyen Peygamberimizin bu tavsiyelerinin etkili olmasında günlük hayatında onlara sağladığı kolaylıkların da önemli bir payı olduğu düşüncesindeyiz. Bu bağlamda şu hadis-i şerifi aktarmak istiyorum sizlere…
−İçinizdeki en hayırlı kimseler hanımlarına karşı en iyi davrananlardır.