- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,392
-
-
- Konu Yazar
- #1
Kazan Bey Oğlu Uruz Bey'in Esir Olduğu Destan'ı Beyan Eder Hanım Hey
Bir gün Ulaş oğlu Kazan Bey yerinden kalkmıştı. Kara yerin üzerine otağlarını diktirmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Alaca gölgeliği gökyüzüne yükselmişti. Altın kadehler sürahiler dizilmişti. Dokuz kara gözlü örme saçlı elleri bileğinden kınalı parmakları süslü boyunları birer karış kafir kızları al şarabı altın kadeh ile kudretli Oğuz beylerine gezdiriyorlardı. Her birinden Ulaş oğlu Salur Kazan içmişti. Elbise kaftan çadır otağ bağışlıyordu katar katar develer bağışlıyordu. Oğlu Uruz karşısında yaya dayanıp duruyordu. Sağ yanında kardeşi Kara Göne oturmuştu. Sol yanında dayısı Aruz oturmuştu.
Kazan sağına baktı kah kah güldü. Soluna baktı çok sevindi. Karşısına baktı oğlancığını Uruz'u gördü elini eline çaldı ağladı. Oğlu Uruz'a bu iş hoş gelmedi. İleri geldi diz çöktü babasına çağırıp söyler görelim hanım ne söyler:
Der:
Ünümü anla benim sözümü dinle ağam Kazan
Sağına baktın kah kah güldün
Soluna baktın çok sevindin
Karşına baktın beni gördün ağladın
Sebep nedir söyle bana
Kara başım kurban olsun babam sana
dedi.
Söylemez olursan
Kalkarak yerimden ben doğrulurum
Kara gözlü yiğitlerimi beraberime ben alırım
Kan Akbaza iline ben giderim
Altın haça elimi ben basarım
Papaz cübbesi giyen keşişin elini ben öperim
Kara gözlü kafir kızını ben alırım
Daha senin yüzüne ben gelmem
Ağladığına sebep ne söyle bana
Kara başım kurban olsun ağam sana
dedi. Kazan Bey kızardı oğlanın yüzüne baktı çağırıp söyler görelim hanım ne söyler:
Kazan der:
Beri gel tayım oğul
Sağıma doğru baktığımda kardeşim Kara Göneyi gördüm
Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır
Soluma doğru baktığımda dayım Aruzu gördüm
Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır
Karşıma doğru baktığımda seni gördüm
On altı yaşına geldin
Bir gün ola düşeyim Öleyim sen kalasın
Yay çekmedin ok atmadın baş kesmedin kan dökmedin
Kanlı Oğuz içinde ganimet almadın
yarınki gün zaman dönüp ben ölüp sen kalınca tacımı tahtımı sana vermezler diye sonumu andım ağladım oğul dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Der:
A bey baba
Deve kadar büyümüşsün yavrusu kadar aklın yok
Tepe kadar büyümüşsün darı kadar beynin yok
hüneri oğul babadan mı görür öğrenir yoksa babalar oğuldan mı öğrenir ne zaman sen beni alıp kafir hudut boyuna çıkardın kılıç
çalıp baş kestin ben senden ne gördüm ne öğreneyin dedi. Kazan Bey elini eline çaldı kah kah güldü der: A beyler Uruz güzel
söyledi şeker yedi. beyler siz yiyiniz içiniz sohbetinizi dağıtmayınız ben bu oğlanı alayım ava gideyim yedi günlük azık ile çıkayım ok attığım yerleri kılıç çalıp baş kestiğim yerleri göstereyim kafir hudut boyuna Cızığlara Ağlağana Gökçe Dağa alıp çıkalım sonra oğlana lazım olur a beyler dedi.
Yağız al atını çektirdi sıçradı bindi. Üç yüz süslü işlemeli giyimli yiğit söyledi beraberine aldı. Kırk ela gözlü yiğidim Uruz beraberine aldı. Kazan oğlunu alıp kara dağlar üzerine ava çıktı. Av avladı kuş kuşladı yabani geyik yıktı. Yeşil düzlüğe güzel çimene çadır dikti. Bir kaç gün beyler ile yedi içti.
Meğer Başı Açık Tatyan Kalesi’nden Ak Saka Kalesi'nden kafirin casusu var idi. Bunları görüp teküre geldi der: Hay ne oturuyorsun köpeğini havlatmayan kedini miyavlatmayan alplar başı Kazan oğlancığı ile sarhoş olup yatıyorlar dedi. On altı bin kara elbiseli kafir ata bindi. Kazanan üzerine dört nala yetişti.
Baktılar gördüler altı bölük toz indi. Kimi der: geyik tozudur kimi der: düşman tozudur. Kazan der: Geyik olsa bir veya iki bölük olurdu bu gelen bilmiş olun düşmandır dedi.
Toz yarıldı güneş gibi ışıldadı deniz gibi çalkandı orman gibi karardı. on altı bin ip üzengili keçe börklü azgın dinli kızgın dilli kafir çıka geldi. Kazan yağız al atını çektirdi sıçrayıp bindi. Oğlu Uruz gemini çektirdi büyük cins atını oynattı karşı geldi.
der:
Beri gel ağam Kazan
Deniz gibi kararıp gelen nedir
Ateş gibi ışıldayıp yıldız gibi parlayıp gelen nedir
Ağız dilden beş kelime haber bana
Kara başım kurban olsun babam sana
dedi. Kazan der:
Beri gel arslanım oğul
Kara deniz gibi çalkanıp gelen
Kafirin askeridir
Güneş gibi ışıldayıp gelen
Kafirin başında miğferidir
Yıldız gibi parlayıp gelen
Kafirin mızrağıdır
Azgın dinli düşman kafirdir oğul
dedi. Oğlan der: Düşman diye neye derler? Kazan der: Oğul onun için düşman derler ki biz onlara yetişsek öldürürüz onlar bize
yetişse öldürür dedi. Uruz der: Baba içinde bey yiğitleri öldürseler kan sorarlar mı davalarlar mı? Kazan der: Oğul bin kafir öldürsen kimse senden kan davalamaz. amma azgın dinli kafirdir güzel yerde rast geldi fakat bana sen kötü yerde ayak bağı oldun oğul dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Uruz der:
Beri gel ağam Kazan
Kalkıp da yerimden
Büyük cins atımı saklardım bugün için
Günü geldi
Akmeydanda koşturayım senin için
Alaca ejder sivrisi mızrağımı saklardım bugün için
Günü geldi
Kaba karın geniş göğüste oynatayım senin için
Kara çelik öz kılıcımı saklardım bugün için
Günü geldi
Pis dinli kafir başını kestireyim senin için
Yapısı pek demir elbisemi saklardım bugün için
Günü geldi
Yen yakalar diktireyim senin için
Başımdan sağlam miğferler saklardım bugün için
Günü geldi
Kaba topuz altında deldireyim senin için
Kırk yiğidimi saklardım bugün için
Günü geldi
Kafir başını kestireyim senin için
Aslan adımı saklardım bugün için
Günü geldi
Yaka tutup kafir ile uğraşayım senin için
Ağız dilden bir kaç kelime haber bana
Kara başım kurban olsun ağam sana
dedi. Kazan burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Kazan der:
Oğul oğul ay oğul
Benim ünümü anla sözümü dinle
O kafirin üçünü alıp birini aşırmaz okçusu olur
Hay demeden başlar kesen celladı olur
İnsan etini yahni kılan aşçısı olur
Sen varacak kafir değil
Kalkarak yerimden ben doğrulayım
Yağız al atın beline ben bineyim
Gelen kafir benimdir ben varayım
Kara çelik öz kılıcımı çalayım
Azgın dinli kafirdir başlarını keseyim
Döne döne savaşayım döne döne çekişeyim
Kılıç çalıp baş kestiğimi gör de öğren
Kara başına düşünce lazım olur
dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş :
Der:
A bey baba işitiyorum
Amma Arafatta erkek kuzu kurban için
Baba oğul kazanır ad için
Oğul da kılıç kuşanır baba gayreti için
Benim de başım kurban olsun senin için
dedi. Kazan burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Kazan der:
Oğul oğul ay oğul
Düşmana girip baş kesmedin
Adam öldürüp kan dökmedin
Ela gözlü kırk yiğidi beraberine al
Göğsü güzel koca dağlar başına çık
Benim savaştığımı benim dövüştüğümü
Benim çekiştiğimi benim kılıçlaştığımı
Gör de öğren ve hem bizim için pusuya yat oğul
dedi. Uruz babasının sözünü kırmadı çekilip geri döndü. Yerden yüce dağlar başına arkadaşlarını alıp çıktı. O zamanda oğul baba
sözünü iki eylemezdi iki eylese o oğlanı kabul eylemezlerdi. Uruz geniş yakadan mızrağını sapladı durdu.
Kazan Bey gördü ki kafir çok yaklaştı. Atından indi arı sudan abdest aldı ak alnını yere koydu iki rekat namaz kıldı. Adı güzel Muhammed’i yada getirdi kara dinli kafire göz karattı haykırdı at sürdü karşı vardı kılıç vurdu. Gümbür gümbür davullar dövüldü burması altın tunç borular çalındı. O gün kahraman bey yiğitler döne döne savaştı. O gün kara çelik öz kılıçlar çalındı. O gün kargı dili kayın oklar atıldı alaca ejder sivri mızraklar batırıldı. O gün namertler kalleşler sapa yer gözetti. O gün baka baka Kazan oğlu Uruz aşka geldi der:
Beri gelin kırk arkadaşım
Size kurban olsun benim başım
Görüyor musunuz babam Kazan baş kesti kan döktü oğlan çocuk yalnız yemek yemeğe gelmez dedi. Babam bu kafirleri esirgemiş gibi. Beni seven yiğit terim ne duruyorsunuz kafirin bir ucuna ot tepelim dedi.
Kara koç atım oynattı Uruz kafirin sağma ot tepti. Sağlı sollu kafiri bir güzel dağıttı. Sanki dar yolda dolu düştü veya kara kazın içine şahin girdi. Kafirin kanadım bastı dağıttı. Azgın dinli kafir bunaldı. Oka girdi kovalanan kimse.
Oğlanın büyük cins atım kovaladılar. At yıkıldı. Kafirler Uruz'un üzerine üşüştü. Uruz'un kırk yiğidi attan indi alaca kafkan bağım kısarak düğümlediler kılıç sıyırdılar Uruz'un üzerine çok savaştılar. Kalabalık korkutur derin olsa batırır. Yayanın ümidi olmaz. Sağını solunu Uruz'un çevirdiler. Kırk yiğidini şehit ettiler. Oğlanın üzerine düştüler tuttular. Pazusundan ak ellerini bağladılar. Kır urganı ak boynuna taktılar. Yüzü üzerine atarak sürüklediler. Ak etinden kan çıkıncaya kadar dövdüler. Baba diye ağlattılar ana diye bağırttılar. Eli bağlı boynu bağlı yüzü üzerine atıp yürüyü verdiler.
Uruz esir oldu. Kazan'ın haberi yok. Öyle sandı ki düşman yenildi. Atın gemini çevirdi geri döndü. Geldi oğlunu bıraktığı yerde bulamadı. A beyler oğlan nereye gitmiş olabilir dedi. Beyler der: Oğlan kuş yürekli olur kaçıp anasına gitmiştir dediler. Kazan karardı döndü der: Beyler Tanrı bize bir hayırsız oğul vermiş varayım onu anasının yanından alayım kılıç ile paralayayım altı bölük edeyim altı yolun ayrımında bırakayım bir daha kimse yaban yerde arkadaş koyup kaçmasın dedi. Ve yağız ol atını ökçeledi yola girdi.
Evine geldi. Han kızı boyu uzun Burio Hatun Kazan'ın geldiğin! işitti attan aygır deveden erkek deve koyundan koç kestirdi. Oğlancığımın ilk avıdır kanlı Oğuz beylerini davet edeyim dedi. Han kızı gördü ki Kazan geliyor toparlanıp yerinden kalktı. Samur cübbesini üzerine aldı. Kazan'a karşı geldi. Göz kapağını kaldırdı Kazan’ın yüzüne doğru baktı sağ ile soluna göz gezdirdi oğlancığını Uruz'u görmedi. Kora bağrı sarsıldı bütün yüreği oynadı kara süzme gözleri kan yaş doldu. Kazan'a söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Beri gel Salur beyi Solur güzelliği
Basımın bahtı evimin tahtı
Han babamın güveyisi
Kadın anamın sevgisi
Babamın anamın verdiği
Göz açıp da gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Bey yiğidim Kazan
Kalkarak yerinden doğruldun
Oğlun ile yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin
Göğsü güzel koca dağlar önüne ava çıktın
Boynu uzun büyük geyiğin! tutup yıktın
Semiz etini yüklettin geri döndün
İki vardır bir gelirsin yavrum hani
Karanlık gecede bulduğum oğlum hani
Bir beyim görünmez bağrım yanar
Asılan kayalardan Kazan oğlan uçurdun mu.
Tali Sazın aslanına yedirdin mi
Yoksa kara dinli kafire uğrattın mı
Ak ellerim kollarından bağlattın mı
Kafirin önünce yürüttün mü
Dili damağı kuruyup dört yanına baktırdın mı
Kara gözden acı yaşım döktürdün mü
Kadın ana bey baba diye bağırttın mı
dedi. Gene söylemiş:
Der:
Oğul oğul ay oğul
Mürüvvetim oğul
Karşı yatan kara dağımın yükseği oğul
Karanlıklı gözlerimin aydını oğul
Sam yelleri esmeden Kazan kulağım çınlıyor
Sarımsak otunu yemeden Kazan içim yanıyor
Sarı yılan sokmadan akça tenim kalkıp şişiyor
Kurumuşça göğsümde sütüm oynuyor
Yalnızca oğul görünmüyor bağrım yanıyor
Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi. Anası bir deyiş daha söyledi der:
Kargı mızrak oynatanlar vardı
Altın mızrak oynatana yarap noldu
Kara koç ata binenler vardı geldi
Büyük cins atlı bir oğula yarap noldu
Hizmetkar geldi naip geldi
Yalnız bir oğula yarap noldu
Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yana beddua ederim a Kazan sana
dedi. Bir daha söylemiş:
Kuru kuru çaylara su akıttım
Kara elbiseli devrişlere adak verdim
Yanıma doğru baktığımda komşuma iyi baktım
Umanına bekleyenine yemek yedirdim
Aç görsem doyurdum çıplak görsem donattım
Dilek ile bir oğulu zorla buldum
Yalnız oğul haberini a Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi. Bir daha söylemiş:
Karşı yatan kara dağdan
Bir oğul uçurdunsa söyle bana
Kazma ile yıktırayım
Taşkın akan koşan sudan
Bir oğul uçurdunsa söyle bana
Damarlarım ukalayım
Azgın dinli kafirlere
Bir oğul tutturdunsa söyle bana
Han babamın yanına ben varayım
Ağır asker bol hazine alayım
Paralanıp cins atımdan inmeyince
Yenim ile alaca kanımı silmeyince
Kol but olup yer yüzüne düşmeyince
Yalnız oğul haberini almayınca
Kafir yollarından dönmeyeyim
dedi.
Yoksa a Kazan ayağımdan çizmeyi atayım mı
Kara tırnak ak yüzüme çalayım mı
Güz elması gibi al yanaklarımı yırtayım mı
Çemberime alca kanımı dökeyim mi
Ağır feryat senin yurduna salayım mı
Oğul oğul diyerek bağırayım mı
Develerden kızıl deve burdan geçti
Yavruları burdan bağırıp beraber geçti
Deve yavrucuğumu aldırmışım bağırayım mı
Kara koç atlardan cins at burdan geçti
Taycığı kişneyip beraber geçti
Taycığımı aldırmışım kişneyeyim mi
Ağıllardan akça koyun burdan geçti
Kuzucağı meleşip beraber geçti
Kuzucağımı aldırmışım meleyeyim mi
Oğul oğul diye bağırayım mı
dedi. Bir daha söylemiş:
Kalkıp yerimden doğrulayım diyordum
Yelesi kara cins atıma bineyim diyordum
Kudretli Oğuz içine gireyim diyordum
Ela gözlü gelin alayım diyordum
Kara yerde ak otağlar dikeyim diyordum
Yürüyüp oğulu ulu gelin odasına geçireyim diyordum
Murat ile maksuda erdireyim diyordum
Murada erdirmedin beni
Kara başımın bedduası tutsun Kazan seni
Bir beyim görünmüyor bağrım yanıyor
Neyledin söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi.
Bir gün Ulaş oğlu Kazan Bey yerinden kalkmıştı. Kara yerin üzerine otağlarını diktirmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Alaca gölgeliği gökyüzüne yükselmişti. Altın kadehler sürahiler dizilmişti. Dokuz kara gözlü örme saçlı elleri bileğinden kınalı parmakları süslü boyunları birer karış kafir kızları al şarabı altın kadeh ile kudretli Oğuz beylerine gezdiriyorlardı. Her birinden Ulaş oğlu Salur Kazan içmişti. Elbise kaftan çadır otağ bağışlıyordu katar katar develer bağışlıyordu. Oğlu Uruz karşısında yaya dayanıp duruyordu. Sağ yanında kardeşi Kara Göne oturmuştu. Sol yanında dayısı Aruz oturmuştu.
Kazan sağına baktı kah kah güldü. Soluna baktı çok sevindi. Karşısına baktı oğlancığını Uruz'u gördü elini eline çaldı ağladı. Oğlu Uruz'a bu iş hoş gelmedi. İleri geldi diz çöktü babasına çağırıp söyler görelim hanım ne söyler:
Der:
Ünümü anla benim sözümü dinle ağam Kazan
Sağına baktın kah kah güldün
Soluna baktın çok sevindin
Karşına baktın beni gördün ağladın
Sebep nedir söyle bana
Kara başım kurban olsun babam sana
dedi.
Söylemez olursan
Kalkarak yerimden ben doğrulurum
Kara gözlü yiğitlerimi beraberime ben alırım
Kan Akbaza iline ben giderim
Altın haça elimi ben basarım
Papaz cübbesi giyen keşişin elini ben öperim
Kara gözlü kafir kızını ben alırım
Daha senin yüzüne ben gelmem
Ağladığına sebep ne söyle bana
Kara başım kurban olsun ağam sana
dedi. Kazan Bey kızardı oğlanın yüzüne baktı çağırıp söyler görelim hanım ne söyler:
Kazan der:
Beri gel tayım oğul
Sağıma doğru baktığımda kardeşim Kara Göneyi gördüm
Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır
Soluma doğru baktığımda dayım Aruzu gördüm
Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır
Karşıma doğru baktığımda seni gördüm
On altı yaşına geldin
Bir gün ola düşeyim Öleyim sen kalasın
Yay çekmedin ok atmadın baş kesmedin kan dökmedin
Kanlı Oğuz içinde ganimet almadın
yarınki gün zaman dönüp ben ölüp sen kalınca tacımı tahtımı sana vermezler diye sonumu andım ağladım oğul dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Der:
A bey baba
Deve kadar büyümüşsün yavrusu kadar aklın yok
Tepe kadar büyümüşsün darı kadar beynin yok
hüneri oğul babadan mı görür öğrenir yoksa babalar oğuldan mı öğrenir ne zaman sen beni alıp kafir hudut boyuna çıkardın kılıç
çalıp baş kestin ben senden ne gördüm ne öğreneyin dedi. Kazan Bey elini eline çaldı kah kah güldü der: A beyler Uruz güzel
söyledi şeker yedi. beyler siz yiyiniz içiniz sohbetinizi dağıtmayınız ben bu oğlanı alayım ava gideyim yedi günlük azık ile çıkayım ok attığım yerleri kılıç çalıp baş kestiğim yerleri göstereyim kafir hudut boyuna Cızığlara Ağlağana Gökçe Dağa alıp çıkalım sonra oğlana lazım olur a beyler dedi.
Yağız al atını çektirdi sıçradı bindi. Üç yüz süslü işlemeli giyimli yiğit söyledi beraberine aldı. Kırk ela gözlü yiğidim Uruz beraberine aldı. Kazan oğlunu alıp kara dağlar üzerine ava çıktı. Av avladı kuş kuşladı yabani geyik yıktı. Yeşil düzlüğe güzel çimene çadır dikti. Bir kaç gün beyler ile yedi içti.
Meğer Başı Açık Tatyan Kalesi’nden Ak Saka Kalesi'nden kafirin casusu var idi. Bunları görüp teküre geldi der: Hay ne oturuyorsun köpeğini havlatmayan kedini miyavlatmayan alplar başı Kazan oğlancığı ile sarhoş olup yatıyorlar dedi. On altı bin kara elbiseli kafir ata bindi. Kazanan üzerine dört nala yetişti.
Baktılar gördüler altı bölük toz indi. Kimi der: geyik tozudur kimi der: düşman tozudur. Kazan der: Geyik olsa bir veya iki bölük olurdu bu gelen bilmiş olun düşmandır dedi.
Toz yarıldı güneş gibi ışıldadı deniz gibi çalkandı orman gibi karardı. on altı bin ip üzengili keçe börklü azgın dinli kızgın dilli kafir çıka geldi. Kazan yağız al atını çektirdi sıçrayıp bindi. Oğlu Uruz gemini çektirdi büyük cins atını oynattı karşı geldi.
der:
Beri gel ağam Kazan
Deniz gibi kararıp gelen nedir
Ateş gibi ışıldayıp yıldız gibi parlayıp gelen nedir
Ağız dilden beş kelime haber bana
Kara başım kurban olsun babam sana
dedi. Kazan der:
Beri gel arslanım oğul
Kara deniz gibi çalkanıp gelen
Kafirin askeridir
Güneş gibi ışıldayıp gelen
Kafirin başında miğferidir
Yıldız gibi parlayıp gelen
Kafirin mızrağıdır
Azgın dinli düşman kafirdir oğul
dedi. Oğlan der: Düşman diye neye derler? Kazan der: Oğul onun için düşman derler ki biz onlara yetişsek öldürürüz onlar bize
yetişse öldürür dedi. Uruz der: Baba içinde bey yiğitleri öldürseler kan sorarlar mı davalarlar mı? Kazan der: Oğul bin kafir öldürsen kimse senden kan davalamaz. amma azgın dinli kafirdir güzel yerde rast geldi fakat bana sen kötü yerde ayak bağı oldun oğul dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Uruz der:
Beri gel ağam Kazan
Kalkıp da yerimden
Büyük cins atımı saklardım bugün için
Günü geldi
Akmeydanda koşturayım senin için
Alaca ejder sivrisi mızrağımı saklardım bugün için
Günü geldi
Kaba karın geniş göğüste oynatayım senin için
Kara çelik öz kılıcımı saklardım bugün için
Günü geldi
Pis dinli kafir başını kestireyim senin için
Yapısı pek demir elbisemi saklardım bugün için
Günü geldi
Yen yakalar diktireyim senin için
Başımdan sağlam miğferler saklardım bugün için
Günü geldi
Kaba topuz altında deldireyim senin için
Kırk yiğidimi saklardım bugün için
Günü geldi
Kafir başını kestireyim senin için
Aslan adımı saklardım bugün için
Günü geldi
Yaka tutup kafir ile uğraşayım senin için
Ağız dilden bir kaç kelime haber bana
Kara başım kurban olsun ağam sana
dedi. Kazan burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Kazan der:
Oğul oğul ay oğul
Benim ünümü anla sözümü dinle
O kafirin üçünü alıp birini aşırmaz okçusu olur
Hay demeden başlar kesen celladı olur
İnsan etini yahni kılan aşçısı olur
Sen varacak kafir değil
Kalkarak yerimden ben doğrulayım
Yağız al atın beline ben bineyim
Gelen kafir benimdir ben varayım
Kara çelik öz kılıcımı çalayım
Azgın dinli kafirdir başlarını keseyim
Döne döne savaşayım döne döne çekişeyim
Kılıç çalıp baş kestiğimi gör de öğren
Kara başına düşünce lazım olur
dedi. Uruz burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş :
Der:
A bey baba işitiyorum
Amma Arafatta erkek kuzu kurban için
Baba oğul kazanır ad için
Oğul da kılıç kuşanır baba gayreti için
Benim de başım kurban olsun senin için
dedi. Kazan burada söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Kazan der:
Oğul oğul ay oğul
Düşmana girip baş kesmedin
Adam öldürüp kan dökmedin
Ela gözlü kırk yiğidi beraberine al
Göğsü güzel koca dağlar başına çık
Benim savaştığımı benim dövüştüğümü
Benim çekiştiğimi benim kılıçlaştığımı
Gör de öğren ve hem bizim için pusuya yat oğul
dedi. Uruz babasının sözünü kırmadı çekilip geri döndü. Yerden yüce dağlar başına arkadaşlarını alıp çıktı. O zamanda oğul baba
sözünü iki eylemezdi iki eylese o oğlanı kabul eylemezlerdi. Uruz geniş yakadan mızrağını sapladı durdu.
Kazan Bey gördü ki kafir çok yaklaştı. Atından indi arı sudan abdest aldı ak alnını yere koydu iki rekat namaz kıldı. Adı güzel Muhammed’i yada getirdi kara dinli kafire göz karattı haykırdı at sürdü karşı vardı kılıç vurdu. Gümbür gümbür davullar dövüldü burması altın tunç borular çalındı. O gün kahraman bey yiğitler döne döne savaştı. O gün kara çelik öz kılıçlar çalındı. O gün kargı dili kayın oklar atıldı alaca ejder sivri mızraklar batırıldı. O gün namertler kalleşler sapa yer gözetti. O gün baka baka Kazan oğlu Uruz aşka geldi der:
Beri gelin kırk arkadaşım
Size kurban olsun benim başım
Görüyor musunuz babam Kazan baş kesti kan döktü oğlan çocuk yalnız yemek yemeğe gelmez dedi. Babam bu kafirleri esirgemiş gibi. Beni seven yiğit terim ne duruyorsunuz kafirin bir ucuna ot tepelim dedi.
Kara koç atım oynattı Uruz kafirin sağma ot tepti. Sağlı sollu kafiri bir güzel dağıttı. Sanki dar yolda dolu düştü veya kara kazın içine şahin girdi. Kafirin kanadım bastı dağıttı. Azgın dinli kafir bunaldı. Oka girdi kovalanan kimse.
Oğlanın büyük cins atım kovaladılar. At yıkıldı. Kafirler Uruz'un üzerine üşüştü. Uruz'un kırk yiğidi attan indi alaca kafkan bağım kısarak düğümlediler kılıç sıyırdılar Uruz'un üzerine çok savaştılar. Kalabalık korkutur derin olsa batırır. Yayanın ümidi olmaz. Sağını solunu Uruz'un çevirdiler. Kırk yiğidini şehit ettiler. Oğlanın üzerine düştüler tuttular. Pazusundan ak ellerini bağladılar. Kır urganı ak boynuna taktılar. Yüzü üzerine atarak sürüklediler. Ak etinden kan çıkıncaya kadar dövdüler. Baba diye ağlattılar ana diye bağırttılar. Eli bağlı boynu bağlı yüzü üzerine atıp yürüyü verdiler.
Uruz esir oldu. Kazan'ın haberi yok. Öyle sandı ki düşman yenildi. Atın gemini çevirdi geri döndü. Geldi oğlunu bıraktığı yerde bulamadı. A beyler oğlan nereye gitmiş olabilir dedi. Beyler der: Oğlan kuş yürekli olur kaçıp anasına gitmiştir dediler. Kazan karardı döndü der: Beyler Tanrı bize bir hayırsız oğul vermiş varayım onu anasının yanından alayım kılıç ile paralayayım altı bölük edeyim altı yolun ayrımında bırakayım bir daha kimse yaban yerde arkadaş koyup kaçmasın dedi. Ve yağız ol atını ökçeledi yola girdi.
Evine geldi. Han kızı boyu uzun Burio Hatun Kazan'ın geldiğin! işitti attan aygır deveden erkek deve koyundan koç kestirdi. Oğlancığımın ilk avıdır kanlı Oğuz beylerini davet edeyim dedi. Han kızı gördü ki Kazan geliyor toparlanıp yerinden kalktı. Samur cübbesini üzerine aldı. Kazan'a karşı geldi. Göz kapağını kaldırdı Kazan’ın yüzüne doğru baktı sağ ile soluna göz gezdirdi oğlancığını Uruz'u görmedi. Kora bağrı sarsıldı bütün yüreği oynadı kara süzme gözleri kan yaş doldu. Kazan'a söylemiş görelim hanım ne söylemiş:
Der:
Beri gel Salur beyi Solur güzelliği
Basımın bahtı evimin tahtı
Han babamın güveyisi
Kadın anamın sevgisi
Babamın anamın verdiği
Göz açıp da gördüğüm
Gönül verip sevdiğim
Bey yiğidim Kazan
Kalkarak yerinden doğruldun
Oğlun ile yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin
Göğsü güzel koca dağlar önüne ava çıktın
Boynu uzun büyük geyiğin! tutup yıktın
Semiz etini yüklettin geri döndün
İki vardır bir gelirsin yavrum hani
Karanlık gecede bulduğum oğlum hani
Bir beyim görünmez bağrım yanar
Asılan kayalardan Kazan oğlan uçurdun mu.
Tali Sazın aslanına yedirdin mi
Yoksa kara dinli kafire uğrattın mı
Ak ellerim kollarından bağlattın mı
Kafirin önünce yürüttün mü
Dili damağı kuruyup dört yanına baktırdın mı
Kara gözden acı yaşım döktürdün mü
Kadın ana bey baba diye bağırttın mı
dedi. Gene söylemiş:
Der:
Oğul oğul ay oğul
Mürüvvetim oğul
Karşı yatan kara dağımın yükseği oğul
Karanlıklı gözlerimin aydını oğul
Sam yelleri esmeden Kazan kulağım çınlıyor
Sarımsak otunu yemeden Kazan içim yanıyor
Sarı yılan sokmadan akça tenim kalkıp şişiyor
Kurumuşça göğsümde sütüm oynuyor
Yalnızca oğul görünmüyor bağrım yanıyor
Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi. Anası bir deyiş daha söyledi der:
Kargı mızrak oynatanlar vardı
Altın mızrak oynatana yarap noldu
Kara koç ata binenler vardı geldi
Büyük cins atlı bir oğula yarap noldu
Hizmetkar geldi naip geldi
Yalnız bir oğula yarap noldu
Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yana beddua ederim a Kazan sana
dedi. Bir daha söylemiş:
Kuru kuru çaylara su akıttım
Kara elbiseli devrişlere adak verdim
Yanıma doğru baktığımda komşuma iyi baktım
Umanına bekleyenine yemek yedirdim
Aç görsem doyurdum çıplak görsem donattım
Dilek ile bir oğulu zorla buldum
Yalnız oğul haberini a Kazan söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi. Bir daha söylemiş:
Karşı yatan kara dağdan
Bir oğul uçurdunsa söyle bana
Kazma ile yıktırayım
Taşkın akan koşan sudan
Bir oğul uçurdunsa söyle bana
Damarlarım ukalayım
Azgın dinli kafirlere
Bir oğul tutturdunsa söyle bana
Han babamın yanına ben varayım
Ağır asker bol hazine alayım
Paralanıp cins atımdan inmeyince
Yenim ile alaca kanımı silmeyince
Kol but olup yer yüzüne düşmeyince
Yalnız oğul haberini almayınca
Kafir yollarından dönmeyeyim
dedi.
Yoksa a Kazan ayağımdan çizmeyi atayım mı
Kara tırnak ak yüzüme çalayım mı
Güz elması gibi al yanaklarımı yırtayım mı
Çemberime alca kanımı dökeyim mi
Ağır feryat senin yurduna salayım mı
Oğul oğul diyerek bağırayım mı
Develerden kızıl deve burdan geçti
Yavruları burdan bağırıp beraber geçti
Deve yavrucuğumu aldırmışım bağırayım mı
Kara koç atlardan cins at burdan geçti
Taycığı kişneyip beraber geçti
Taycığımı aldırmışım kişneyeyim mi
Ağıllardan akça koyun burdan geçti
Kuzucağı meleşip beraber geçti
Kuzucağımı aldırmışım meleyeyim mi
Oğul oğul diye bağırayım mı
dedi. Bir daha söylemiş:
Kalkıp yerimden doğrulayım diyordum
Yelesi kara cins atıma bineyim diyordum
Kudretli Oğuz içine gireyim diyordum
Ela gözlü gelin alayım diyordum
Kara yerde ak otağlar dikeyim diyordum
Yürüyüp oğulu ulu gelin odasına geçireyim diyordum
Murat ile maksuda erdireyim diyordum
Murada erdirmedin beni
Kara başımın bedduası tutsun Kazan seni
Bir beyim görünmüyor bağrım yanıyor
Neyledin söyle bana
Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
dedi.