Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

Milli Kayıp Kıta: MU

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,180
2
38
konya
Kayıp Kıta: MU

İlk kez James Churcward tarafından ortaya atılan. geçmişte üzerinde ileri bir uygarlığın bulunduğu. Pasifik Okyonusu'nda bir kıtanın varlığı konusundaki görüş. çeşitli belge ve bulgular mevcut olmakla birlikte. henüz arkeologlar arasında yaygınlık kazanmamış bir görüş veya bir varsayım olmaktan öteye gidememiş olduğu bazılarınca düşünülsede gerek kalıntılar gerek karbon testleri inatla böyle bir gerçeği işaret etmektedir. Türkler'in de Mu Kıtasından geldiği söylentileri de varsayım olarak eklenmiştir. Mu Kıtası. Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı M. Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan bir ekip tarafından araştırılmıştır.

Yaklaşık 50 yıl boyunca 20’den fazla ülkeye giderek Mu uygarlığı hakkında veri toplayan James Churchward’un ve Mu varsayımını destekleyenlerin Mu uygarlığı hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetlenebilir:

Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır.

Mu kıtası kuzeyden güneye 3000 mil. doğudan batıya 5000 mil kadar uzanan.üç kara parçasından oluşan büyük bir kıtaydı.

Günümüzde Polinezya. Mikronezya ve Melanezya takımadalarını oluşturan adalar. muhtemelen bu kıtadan arta kalan kara parçalarıdır.

Bu kıta. kıtanın altında yer alan gaz odacıklarının patlamalara yol açması nedeniyle. yaklaşık 12.000 yıl önce 64 milyon nüfusuyla birlikte sulara gömülmüştür.

Bu kıtada 70.000 yıl önce tek tanrılı bir din bulunuyordu. Aynı tarihlerde Mu'lular diğer kıtalarda koloniler oluşturmaya başlamışlardı ki. anavatan dışındaki en büyük imparatorluk. başkenti günümüzde Gobi Çöl’nün uzandığı bölgede bulunan Uygur İmparatorluğu’ydu.

Mu dininin öğretimini Naakaller adı verilen rahipler üstlenmişlerdi ve sembolizme dayalı bir öğretimleri vardı.

Mu dininin esası. Tanrı’nın tek oluşuna ve ruhsal gelişim için sürekli olarak tekrar doğmak inanışına dayanıyordu.

Atlantis’teki din Mu’nun tek tanrılı dininden başka bir şey değildir.

"Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki. daire ile ifade edilen güneş sembolü. bir ad ve sıfat vermek istemedikleri. "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı'yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır'a da taşınmıştır.

Dört ırktan oluşan Mu'lularda yazı dilleri farklı olmakla birlikte. konuşma dilleri ortaktı.

Mu'lular günümüz uygarlığına kıyasla manevi alanlarda çok daha ileriydiler.

Telepati. durugörü. çift bedenlenme. astral seyahat gibi. uygarlığımızda ancak kimi medyumlarda ve mistiklerde görülebilen olağanüstü yetenekler Mu'lularda olağan yetenekler olarak mevcuttu. (Bu. Churchward’un değil. bazı izleyicilerinin görüşüdür)

Not: Astral Seyahat olağanüstü bir yetenek değil. gerekli çalışmalar ve konsantrasyon sonucu her insanın başarabileceği ruhsal bir çıkıştır.

Mu uygarlığının en önemli çöküş nedeni. teşevvüş adı verilen. bir aşamadan diğerine geçilirken yaşanan kargaşa dönemini atlatamamasıdır. (B. Ruhselman'a göre)

Genelde bu iddiaların herhangi birini destekleyecek arkeolojik veya antropolojik bulgu bulunmamaktadır. Mu dinine. kolonilerine (örneğin Uygur İmparatorluğu kolonisi fikri) ve Mu kıtasının nasıl battığına ilişkin iddialar Mu varsayımını savunanlar arasında da genel geçer kabul görmemiştir ve farklı düşünceler mevcuttur.

Pek Çok Dilde Ortak Sözcük

Kimi araştırmacılara göre Türkçe'de "baba" anlamına gelen ata sözcüğünün az çok ufak söyleniş farklarıyla dünyanın farklı kıtalarında yaşayan kavimlerin dillerinde bulunması ve bunların hepsinde yine "baba" anlamına gelmesi. bütün bu kavimlerin geçmişte ortak bir kökeni olduklarını ortaya koymaktadır. Baba anlamına gelen birbirine yakın sözcüklerden ve kullanıldıkları dillerden bazıları 1936’daki Türk Dil Kurultayı’nda şöyle saptanmıştır:

1- Türk Lehçeleri:

• Uygur.Koybal.Kazan.Kırgız ve Batı lehçeleri...........Ata

• Kuman. Televüt lehçeleri.......................................At ta

• Çuvaşça........................................... ...................Atey

• Kazanca........................................... ..................Etey.ata

• Altayca........................................... ....................Ada

2- Ön-asya Dilleri:

• Sümer dili.............................................. .............Ad.adda

• Elam dili.............................................. ...............Atta

• Mitanni dili .................................................. .......Atta(i)

• Hitit dili.............................................. .................Atta

• Luwi .................................................. ................Tati

3- Hint-Avrupa Dilleri:

• Grekçe............................................ ...................Atta

• Latince........................................... ....................Atta.atavus

• Got............................................... .....................Atta

• Eski Nort.............................................. ..............Atte

• Eski Yukarı Almanca........................................... Atto

• Eski Slavca............................................ ............Atetz

• Polap dili.............................................. ..............Otay

• Orta İrlanda dili.............................................. ......Aite

• Votyak dili.............................................. ............Atay

• Macarca........................................... ..................Atya

4- Diğer dillerde: • Kalmuk dili.............................................. ...........Atey

• Bask dili.............................................. ..............Aita

• Eskimo dili.............................................. ...........Atatak



sekil3.gif




Burada anlatılanların hayal mahsulü olduğunu düşünenler olabilir. Yazının sonuna konacak kaynakçalara bakıldığında. OKUYUCU merak eder kaynaklara başvurur. olayları kendince irdelerse hayal ile gerçeğin ne kadar ince bir çizgide seyrettiğini hissedecektir. Daha da önemlisi ATATÜRK’Ü. ONUN BİTTİ DENİLEN BİR İMPARATORLUKtan NASIL BİR HALK. BİR MİLLET YARATTIĞINI yalnız ASKERİ DEHASI ile değil. aslında bir an denebilecek zaman aralıklarında GELECEK için. BİZLER için araştırıp sentezlediği belgelerde. ANITKABİR’de bulabilecektir. Tabiidir ki nihai yorum ve sentez her bir okuyucunun BENİNde kendince özümsenecek. şekillenecektir.

Dünyaya gözümüzü açtığımız andan kısa bir süre sonra algılamaya başladığımız ilk seslerle birlikte. hani kendimizi en güvende hissettiğimizde uyumaya çalışırken anlatılan geçmiş zaman hikayeleri var ya... Bir zamanlar Pasifik Okyanusunda. Amerika ile Asya arasında. merkezi ekvatorun biraz güneyinde MU ülkesi denen bir kıtanın varlığından bahseder kitaplar. Ama bu bir geçmiş zaman hikayesi değildir. Bu. İNSAN denilen üstün varlığın yeryüzünde gelişerek devam edecek sonu bilinmez hikayesinin başladığı yerdir!
Atatürk 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 130. toplantısının birinci oturumunda yaptığı konuşmada Türklerin kökeni hakkında böyle diyordu. Tesadüfi bir konuşma değildi ve onun Türklerin kökenine ilgisinin devamı da gelecekti...

mu2.JPG
Atatürk'ün cumhuriyetin ilk yıllarında bu alanda başlattığı araştırmalar. özellikle 1930'ların başında yoğunlaştı. 1930'da Tarih Heyeti'ni oluşturarak Türk Tarihinin Ana Hatları adlı kitabı hazırlattı. 1931'de ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti'nin kuruluşuna ön ayak oldu ve adı daha sonra Türk Tarih Kurumu olarak değiştirilen cemiyetin çalışma alanını Türk ve Türkiye tarihi olarak belirledi. Kurumun bir yıl sonra gerçekleştirilen ilk genel kurulunda Türk Tarih Tezi kabul edildi.Tez iki ana eksen üzerine oturuyordu; "Türk uygarlığı tarihin en eski uygarlıklarından biridir ve bu uygarlığın kökeni Orta Asya'dır. "

Bu çalışmaların bir ayağının eksik olduğunu düşünen Atatürk. Türk Dil Kurumu'nu da kurdurarak. ulusçuluğun ana öğelerinden olan dil konusunda da derin bir çalışma başlattı. Onun Türk Tarih Kurumu'nun ikinci Dil Kurultayı'nda yaptığı konuşmada yer alan "Güneş" yaklaşımı. sonradan tanışacağı Mu Efsanesinin Güneş kültüve kendi tezi Güneş Dil Teorisi'yle doğrudan ilintiliydi.

Tarih çalışmaları. Türk tarihinin ana kaynaklarını araştırmak. arkeoloji yoluyla yeni bilgiler sağlamak. tarihte ve bugün ırk karakterlerini antropolojik yöntemlerle saptamak gibi noktalar üzerinde şekilleniyordu.

Tarih ve Dil kurumlarının varlık nedeni de bu temellere yaslanıyordu. Atatürk. uzmanların yabancı meslektaşlarına ihtiyaç duymadan arkeolojik kazılardan çıkacak yazıları inceleyebilmesi ve bu yoldan elde edilecek bilgilerle eski uygarlıkların gerçeğine ulaşmak amacıyla eski dillerin öğrenilmesi için de Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ni kurdurdu.

Orta Asya Uygarlıklarının Kökeni

mu4.JPG
Türk Tarih Tezi'nde Türklerin kökeninin Orta Asya olduğu resmen dile getiriliyordu. Ama Orta Asya uygarlıklarının kökü neredeydi? Mustafa Kemal bu sorunun yanıtı olabilecek anahtara 1932'de ulaştı. İlkel diller uzmanı ve tarihçi-diplomat Tahsin Mayatepek'in sunduğu ön raporda Güney Amerika uygarlıklarından Maya uygarlığının dil ve kültürleriyle Anadolu ve Orta Asya kültürleri arasındaki benzerliğe dikkat çekiliyordu.

Mayatepek. bu süreci inceleyip Atatürk’e raporlar halinde iletmesi için 1935’de Meksika’ya maslahatgüzar atandı. Çok geçmeden de arkeolog William Niven’in Meksika’da yaptığı kazılarda bulduğu yaklaşık 15 bin yıl öncesine ait tabletlerin deşifrelerinden ve ardından James Churcward’ın Hindistan’da bulduğu benzer tabletlerin çevrilerinden Atatürk’ü haberdar etti. O da söz konusu yazarların kitaplarının çevrilmesini emretti. Sağlığı yerinde değildi ama. 1937 yılının önemli bir bölümünü geniş bir kurulca gerçekleştirilen bu çeviriler. üzerlerinde notlar alarak incelemekle geçirdi.
(Bu resimler Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarının Cumhuriyetin 60. yılına armağan için hazırladığı” ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU KİTAPLAR/Özel işaretleri. uyarıları ve düştüğü notlar” adlı kitaptan alındı. Kaybolmuş Mu kıtası adlı bölümün 376-395 nolu sayfaları arasında Atatürk’ün okuduğu. altını çizdiği ve yanına notlar aldığı bölümleri incelemek mümkün. Kütüphane ya da İş Bankası Kültür Yayınlarına başvurulabilir)
mu10.JPG
Atatürk’ün özellikle altını çizip notlar aldığı bölümler insanlığın yaratılışı. 64 milyon nüfuslu bir kıtanın batışı. kıtadan göçler ve özellikle de Orta Asya. Uygurlar ve Türklerle ilgiliydi.

Mayatepek başlangıçta bu temelden yola çıkıp raporlarında Amerika ve Meksika yerlilerinin dillerindeki Türkçe sözcükleri incelemiş ve yerlilerin kültürel kaynakları ve güneş kültünün dinlerindeki etkilerine yoğunlaşmıştı.
Aztek / Maya / İnka / Asur / Sümer / Akad / güneş kültü örnekleri
mu16.JPG
Ancak 29 şubat 1936 tarihli 7. raporu çarpıcı bir biçimde başlıyor ve şaşırtıcı bilgilerle devam ediyordu.

“Uygur. Akad. Sümer Türkleri’nin Pasifik Denizi’nde ilk insanların zuhur ettiği Mu’daki büyük medeniyet. dil ve dinlerini cihana yaydıklarına dair yepyeni ve mühim malumatı ihtiva eden rapor: Kuzey Amerika alimlerinden Cononel James Churcward 4 Kıta eserinde dünyada ilk insanların ilk zuhur ve saadet diyarı olarak Tevrat’ta ‘Gan Edn' ve Kuran’da “Cenneti Adn" namı altında zikri geçen ve Pasifik deniz’inde bulunan ‘Mu’ kıtasında ortaya çıktığı ve bu büyük kıtanın 11 bin 500 sene evvel müthiş depremler ve patlamalar neticesinde 24 saatte 64 milyon nüfusuyla denize battığı ve ilk yüksek medeniyetin. dilin ve vahdaniyete dayalı dinin ve fen ilimlerinin Mu kıtasından 70 bin sene önce Maya namıyla çıkarak Asya’da Uygur. Hindistan Naga-Maya. Fırat nehri deltasında Akad. Mezopotamya da Sümer. Kızıldeniz’in batısındaki arazisindeki Mayu ve Etiyopi kıtasında Tamil namlarını almış olan Mu çocukları tarafından bütün cihana yayılmış olduğu vesaire hakkında. şimdiye kadar Doğu’da ve Batı’da yayımlanan kitapların hiçbirinde görmediğim çok derin ve 50 sene süren incelemeler mahsulü malumata tesadüf ettim.”

MayatepekChurcward’ın kitabından şunları naklediyordu: “Eski Türklerin ilk vatan ve kökenleri şimdiye kadar bildiğimiz üzere Orta Asya olmayıp. Pasifik Denizi’nde 200 bin sene mevcudiyetten sonra batmış olan Mu kıtası olduğu ve Orta Asya’ya. Mezopotamya’ya. Yukarı ve Aşağı Mısır kıtasına ve Etiyopi’ye Mu kıtasından binlerce sene evvel gelip Mu’daki yüksek kültür ve medeniyetlerini. dil ve dinlerini yaydıkları anlaşılıyor.”

mu19.JPG
Raporda Mu’ya ait bazı sembolleri açıklamanın dünyanın dört bir yanına dağılan uygarlıkları da anlatıyordu:

“1.Kol:Bu kolu Mu’dan ‘Maya’ namıyla çıkarak Asya’nın doğu kıyılarına ayak bastıktan sonra ‘Uygur’ namı alan Mu çocukları teşkil etmektedir.

2.Kol:Bu kolu teşkil eden Mu çocukları gemilerle ve ‘Maya’ namıyla çıkarak Hindi Çini kıyılarına çıkmışlar ve oradan ‘Burma’ kıtası istikametinden Hindistan’a girerek oralarda. ‘Naga Maya’ namını alıp. bu namda büyük bir imparatorluk vücuda getirmişlerdir ve bu devlet 200 bin sene devam ettikten sonra yok olmuştur. Bu insanların bir kısmı Hindistan'ın batısından gemilerle Basra Körfezi’nin kuzeyinde Fırat Nehri deltasına girerek. bu yerlere ‘Akad’ ve daha kuzeye ilerleyerek bu havaliye de ‘Sümer’ adını vermişler ve kendileri de bu namı almışlardır.”

mu18.JPG
Churcward’ın yapıtı kaynak gösterilerek nakledilen bilgiler arasında şu satırlar da yer alıyordu: ”Uygur İmparatorluğu ortadan kalkmadan önce Türk İmparatorluğu’nun mevcut olmadığı ve bu imparatorluğun. Uygur İmparatorluğu’nun yukarıda izah olunan felaketler neticesinde son bulmasından sonra. 10-11 bin sene evvel ortaya çıktığı ve ırktaşlarımız olan Akadlar’la Sümerler’in Orta Asya’dan değil. doğrudan doğruya 70 bin sene evvel Mu kıtasından çıkıp Hindi Çini. Burma. Hindistan yolu ile evvela Fırat deltasına ve müteakiben Mezopotomya arazisine yerleştikleri anlaşılmaktadır.”

Wikipedi - Antakyarehberi ve Mynet'ten alıntı yapılarak derlenmiştir...
 

Konuyu görüntüleyenler

  • Türk Tarihi ve Değerleri
  • Türk Medeniyetleri
  • Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
    Geri
    Üst
    Combeki Media