Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

islam İmamı Azam Ebu Hanife ve İslam ı Anlayışı

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,181
2
38
konya

İmamı Azam Ebu Hanife ve İslam ı Anlayışı

Bugün sizlere Hanefi mezhebinin kurucusu olduğu bilinen İmamı Azam Ebu Hanife’nin nasıl bir düşünceye sahip olduğu ve insanları hangi noktalarda aydınlatmak isteyip onlara adeta doğrunun şifrelerini hayatı boyunca vermeye nasıl çalıştığını bazı özel düşüncelerinden yola çıkarak belki de hiç bakılmayan bir pencereden bakmaya çalışacağım Allah yanıltmasın.

Hayatını okuduğunuzdakendisinin demokrat adalet timsali insanlara insan olduğunu unutturmadanhitap eden açık fikirli ve karşısındaki düşüncelere değer veren bir ilim adamıolduğunu göreceksiniz. Yüzlerce yıl önce yaşamış bir ilim adamının hakkındakibilgiler elbette birçok insanlar tarafından eklemeler ve değişiklikleryapılarak günümüze kadar geldiği aşikârdır. Zaten benim de bahsetmek istediğimdetaylar değil tam tersine ilim adamının hayat görüşü davranışları Kur’anıanlamaya çalışma ve yaşama yöntemleri olacaktır. Diğer konularda sevenlerinistemeden ekledikleri ya da düşmanlarının kötü niyetlerle ilavelerinin nelerolduğunu yalnız Allah bilir.

İmamı Azam Ebu Hanife gerçek ilimadamı olduğunu araştırmacı ve özgür iradesini kullanması ile ön plana çıkmışo devrin en önemli âlimlerinden olduğunu kanıtlamıştır. EbuHanife'nin yaşadığı yer ve çağda itikâdı fırkalar çoğalmış onları incelediktenve bir müddet takip ettikten sonra hiçbirisine tabi olmadan ilim vearaştırmalarına özgürce devam etmiştir. Ebu Hanife’yi anlatanlar bakın nasıltarif ediyor.

(Tefekkürü çok konuşması az Allah'ınhududunu olabildiğince gözeten dünya ehlinden uzak duran faydasız ve boşsözlerden hoşlanmayan sorulara az ve öz cevap veren çok zeki bir müctehid veilim adamıydı.)

İyi bir eğitim alan sonunda Hocalıkmertebesine eren güvenilir bir insandı. Şunu da söylemeliyim ki bu kadarözgür düşünceleriyle saygınlığıyla hayatı boyunca zorluklarla karşılaştığıgibi çok düşmanda edindi. Sağlığında kıymeti bilinmeyen bir ilim adamıydıdersek yanlış olmaz.

Şimdide öğrencilerini nasıl bir yöntemleyetiştirdiğini anlatmak istiyorum. Vereceğim örneği lütfen iyice düşünün acabagünümüzde İmamı Azam Ebu Hanife’nin yolunu takip ediyoruz diyenler bu yolumutakip ediyorlar dersiniz?

(Talebelerine verdiği dersleri ise mükemmel bir usul ile yürütürdü.Bir taraftan fıkhın eski hadiselere ait bilinen hükümleri takrir edilir(anlatılır) ve müzakere yapılır diğer taraftan yeni hadiselere ait hükümlerbulunurdu. Geçmiş ve yaşanmakta olan hadiselerin hükümleri takrir edilirkenbunlara benzeyen veya aynı cinsten olup da gelecekte vuku bulabilecekhadiselere ait hükümler de araştırılırdı. Dolayısıyla imam-ı Azam'ınderslerinde geçmiş ve yaşanmakta olan halin meselelerinden başka geleceğe aitmeselelere de yer verilirdi.)

Yukarıdaki yazıyı anlamaya çalışalım önce.Önce fıkıh kelimesine açıklık getirelim.

(İnsanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olarak dinî hükümleriayrıntılı delilleriyle bilmek.)

Burada geçen delil hiç kuşkusuz Kur an. Demek ki Büyük Âlim EbuHanife bakın öğrencilerini nasıl yetiştiriyormuş. Önce eski hadiselere aitbilinen hükümleri anlatılır müzakere edilir yani konuşulur tartışılır ve odevrin koşullarına göre niçin böyle bir karar verilmiş önce anlaşılmasısağlanır daha sonra yeni hadiselere ait hükümler bulunurmuş. Daha sonradageçmişte olanlar ile yaşanmakta olan hadiseler karşılaştırılıp tartışılırkenileride oluşabilecek olayları dahi tartışma konusu edilip doğru bulunmayaçalışıldığını söylüyor.

Günümüzdeİslami konular bu yöntemle mi anlatılıyor anlaşılmaya çalışılıyor dersiniz?Araştırmaya bakar mısınız önce bir olayın ilk devirlerde ne şekilde anlaşılıpuygulanıldığı araştırılıyor daha sonra kendi yaşadıkları döneme onu aynenalmayıp günün şartlarına göre uyarlıyorlar İşte İslamı yaşamak böyle olur.Allah ta bunu istiyor ya günümüzdeki anlayış nasıl dersiniz bu yöntem mi kullanılıyor?

İmamıAzam Ebu Hanife’nin İslam a bakışına ve çok özel mantığına bakmaya devamedelim. Şimdi vereceğim örnek bir insanın Kur’an ın ışığından onunrehberliğinden ne kadar faydalanıp kalbinin Kur’an aşkıyla çarptığına güzelbir örnek olduğunu göreceksiniz lütfen ibretle okuyunuz.

(Talebesi Züfer'den nakledilenşu rivayet de onun sabit fikirli olmadığını ortaya koyması ve istişareyeverdiği önem bakımından dikkat çekicidir. Züfer şöyle der: "Ebu Hanife'ninderslerine devam ederdik Ebu Yusuf ve Muhammed ibnu Hasan da bizimle birlikteokurlardı. Biz Ebu Hanife'nin görüşlerini yazardık. Bir gün Ebu Hanife EbuYusuf'a hitaben: "EyYakup vay haline! Benden her işittiğini yazma. Ben bugün böyle düşünüyorum.Yarın onu bırakabilirim. Yarınki görüşümü ertesi gün terk edebilirim"dedi." (İbnu Muin Tarih II. Cilt sh. 607; Bağdadi TarihXIII. Cilt sh. 402)

Düşünebiliyor musunuz bu örnekve âlim insanın sözlerini. Söylediğim sözler bugün için doğru olabilir yarıniçin doğruları o gün şartlarına göre değiştirebilirim diyor. Onun içinsöylediklerimi yazmayın bu sözleri ileride dinin değişmez temeli sananlarolabilir demeye çalışıyor adeta ondan dolayı yazmanızı istemiyorum diyecekkadar ileri görüşlü bir âlim olduğunu gösteriyor bizlere.

Günümüzde anlatılanlarla busözleri karşılaştırın bakalım onun düşüncelerimi anlatılıyor topluma bugün? Bu sözleri duyunca peygamberimizin de aynışekilde söylediği sözler geldi aklıma.

(Ey Yakub vay haline! Benden her işittiğini yazma.)

İşte ilim adamı ve Kur’anınvermek istediği tebliği çok iyi anlayan bir âlim. Peygamberimizin izindeolduğunu nasılda Kur’an dışından söylenen sözlerin kesin doğruolamayabileceğini ancak o günkü şartlarda yol gösterebileceğini hatta dinindeğişmez kuralları olmadığını anlatıyor bizlere anlayana anlamak isteyenetabi.

Aşağıda yazdığım örnek bizlereçok şeyler anlatıyor. Düşünen aklıyla iman eden Kur’anı rehber alanlar içinelbette.

(Yine onun: "Bu bizimsöyleyebildiğimiz en güzel sözdür. Kim bizim sözümüzden daha doğru bir sözgetirirse o hakikate bizimkinden daha yakındır" dediği; "Senin bu verdiğinfetvalar doğruluğunda hiç şüphe olmayan hakikatler midir?" diye soruluncada: "Bilmiyorum belki de yanlışlığında hiç şüphe olmayan yanlıştır"şeklinde karşılık verdiği nakledilmektedir. (Bağdadi Tarih XIII:Cilt sh. 352)

Yukarıda verdiğim örnekgünümüzde hiç bahsedilmeyen anlatılmayan ama İslam ı yaşamak ve anlamanın endoğru yöntemi olduğunu daha o zamanlar Âlim İmamı Azam anlamıştır.

Düşünebiliyor musunuz benimsözüm en doğrusu olmayabilir eğer daha doğru ve daha güzel bir söz bizimsözümüzün üstüne gelirse o hakikate doğruya bizim sözümüzden daha yakındırdiyerek hem kendi büyüklüğünü göstermiş hem de bizlere gerçek doğruyu nasılbulacağımız hakkında yol göstermiştir.
Yazının sonundaki soruyaverdiği cevap ise bence büyük bir asalet ve âlicenaplık örneği; Sizinverdiğiniz fetvalar gerçek doğrular mıdır diye kendisine sorulduğunda verdiğicevaba ve alçak gönüllülüğe bakar mısınız?

‘’Bilmiyorum belki de yanlışlığında hiç şüphe olmayan yanlıştır"

Doğrusu bu cevabın bile nedemek istediğini ne anlattığını anlayamayan o kadar âlim var ki aramızda.

Ebu Hanife’yi daha iyianlayabilmek için öğrencilerine gösterdiği yolu bilmemizde yarar var bakın öğrencilerinenasıl bir yöntem öneriyor?

(Onun talebelerine verdiğiöğütlerde ilimde hürdüşünce ve araştırmanın yollarının tutulması cahil vemutaassıplardan uzak durulması gibi önemli kayıtlar vardır: "Halka yaklaşfâsıklardan uzaklaş. İnsanlığında kusur etme kimseyi küçük görme. Bir meselede görüşünü soranabilinen görüşü tekrarla ve sonra o meselede şu veya bu şekilde başka görüşlerde bulunduğunu zikret.)

Yukarıda önerilen yöntemingünümüzde sözü bile edilmez. İşte örnek ilim adamı ve sözleri. Hür düşünceyi araştırmacıolunmasını öneriyor. Acaba günümüzde dergâhlarda cemaatlerde dinin anlatıldığınısöyledikleri toplantılarda böyle bir yol mu izleniyor yoksa Büyük âlim İmamı Azam Ebu Hanife’nin özellikle benimsöylediklerimi yazmayın sakın bu gün söylediğimi günün şartlarına göre yarındeğiştiririm dediği sözlerin hiç anlaşılmayıp o günkü devirde söylenenler mi yoksagünümüzde din ve iman adına değişmeyen kurallar diye öğretiliyor bizlere?

Yorum sizlerin. Düşünebiliyormusunuz öğrenciye verilen öğüde bakar mısınız size bir meselede görüşünüzsorulursa bilinen görüşü tekrarla ama o meselede konuşulan diğer görüşleri deonlara anlat diyebilecek kadar akıllı ve her görüşe saygılı bir insan.

Peki günümüzde ne yapılıyor?Kendi görüşüne katılmayanlara bırakın başka görüşün olduğunu söylemeyi diğergörüşlerdeki inananları Müslüman kabul etmeyen bir zihniyet hâkim ne yazık kiİslam âleminde. Her kez Kur’an dışından kendi inandıklarının gerçek doğruolduğunda inatla iddia edip ona inanmayı sürdürmekte o konuda taviz vermeyipdin kardeşinin canını bile almaktan çekinmemektedir.

İmamı Azam Kur’an ı anlamakiçin aklın ön plana çıkması gerektiğini anlayan ve Kur’anı anlamaya çalışırkenhiçbir tesir altında kalmadan düşüncelerini söyleyen bir âlimdi. Onun içinsağlığında alışılmamış çıkışlarda ve açıklamalarda bulunduğu için özellikleyöneticilerle arası pek fazla iyi gitmemiştir. Kendisine yapılan Kadılıkteklifini kabul etmemiş ve bir âlimin özgürce konuşabilmesi için siyasilerden uzak kalmasıgerektiğini o devirde anlayabilen nadir bilim adamlarından olduğunugöstermiştir.

Günümüzde kendilerine âlimdiyenlerin siyasilerle ne halde olduklarını söylemeye gerek yok sanırım.Bugün koltuk kapma çabasındaki kişilerin konumunun değerlendirmesini sizlerebırakıyorum.

Devrin sultanları veyöneticileri birçok ilim adamını kendi çıkarlarına kullanmış ve fetvalarverdirmiş günümüze kadar gelen birçok yanlış inancın hurafenin belki defarkında olmadan mimarları olmuşlardır. İşte tüm bunlara karşı çıkan İmamı Azamne yazık ki düşüncelerinden fikirlerinden dolayı söylendiğine göre zindanlardacan vermiştir. Bu sona ulaşmasının en büyük nedeni bence İslâm'ın esaslarına uymayan hadis vebilgileri reddetmesidir.

İmamı Azam Ebu Hanife ye sağlığında birçokhaksızlıklar yapılarak o devirde hiç ayrım yapılmadan değer verilen hadislerkonusunda kendisini küçük düşürmek için onun hadis bilmez bildiği hadisler17 ya da 50 taneyi bile geçmez diyerek akıllarınca toplumun gözünden düşürmekadına birçok sözler söylemişlerdir.

Önemli olan çok yanlışı bilmek değilarasındaki doğruları ayırt edebilmektir. Ama ne yazık ki hem o devirde hem degünümüzde iyi Müslüman’ın ölçütü ne kadar hadise Kur’an süzgecinden geçirmegereği duymadan düşünmeden kabul edip iman etmekle ölçülür hale gelmiş. İşteİmamı Azam her önüne gelen hadise değil Kur’an a uyan hadislere inanmış vekabul etmiş örnek bir ilim adamıdır.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim. Hayatıboyunca hiçbir itikati fırkaya tabi olmadan yaşayan araştırmacı özgürdüşünceye sahip kendisinin bile yanılabileceğini açık yüreklikle söyleyen birinsanın kendisi acaba bir fırka mezhep kurup kurmadığı konusuna gelmek istiyorum.

Ebu Hanife sağlığında asla böyle bir şeyeniyetlenmemiş tek yaptığı kendi ilmini öğrencilerine vermeye çalışmakolmuştur. Kendi söylediklerini o günkü şartlara göre olaylar sonucundaverdiği kararlarından daha sonra vazgeçeceğini açık yüreklilikle söyleyen birinsan sözlerinin yazılmasına bu doğrultuda izin vermeyen bu örnek âlimisteseydi sağlığında bir mezhep kurabilirdi ama kesinlikle kurmamıştır. Pekigünümüzde kurulan Hanefi mezhebini kim kurmuştur o zaman diye soru geliyorakla. Bakın nasıl kurulmuş bir alıntıyla aktaralım.

(Ölümünden sonra ders halkasınıEbû Yusuf sürdürdü. Vefatından sonra fetvaları yazılıp doktrinisistemleştirildi. Hanefilik kanun ve asıllarıyla İslâm dünyasının dört bucağınayayılmıştır. Mezhebisistematik hale getiren İmam Muhammed eş-Şeybânî'dir. el-Aslel-Câmi'ü's Sağır el-Câmi'ü'l-Kebîr ez-Ziyâdât es-Siyerü'l-Kebû'i yazanodur. Bu kitaplar güvenilir rivayetler olarak zikredilerek "Zâhirü'rRivâye" veya "Mesâilü'l-Usûl" adıyla mezhebin ana kaynaklarısayılmıştır (Bk. Hanefi mezhebi). Talebelerinin toparladığı "el-Fıkhu'lEkber" kesin olarak İmam Âzam'a aittir ve ehli sünnet akidesinin temelkitabıdır.)

Yazımda aktarmaya çalıştıklarımİmamı Azam Ebu Hanife nin hayata bakışı fikirleri topluma vermek istediğimesajı içermekteydi. Tüm yazdıklarımı tekrar hatırlayınız lütfen. Kendi sözününen doğru söz olmayabileceğini dahi söyleyen daha iyisini getirenin sözlerinikabul edeceği mesajını vererek ilme açık olduğunu anlatan hatta belki dekendi sözlerinin yanlış olabileceği büyüklüğünü söyleyerek insanların uyanıkolmasını sağlayan bugün söylediğini yarın günün şartlarına göredeğiştirebileceği mesajını veren söylediği sözlerin yazılmasına izin vermeyenbir Âlim acaba öğrencilerinin yaptığı yani fetvalarının yazılıp bir doktrinhaline getirilmesine müsaade eder miydi? Aşağıdaki söylenensöz çok düşündürücüdür bakın neler yapılmış.

(Vefatından sonra fetvaları yazılıp doktrini sistemleştirildi. Hanefilik kanun ve asıllarıylaİslâm dünyasının dört bucağına yayılmıştır. Bu kitaplar güvenilir rivayetlerolarak zikredilerek "Zâhirü'r Rivâye" veya "Mesâilü'l-Usûl"adıyla mezhebin ana kaynakları sayılmıştır)

Bu sözleri çok iyi düşünmeli veanaliz etmeliyiz. Bu kitapların güvenilir rivayetler olduğunun söylenmesiyukarıda yazdığım yine İmamı Azamın kendi sözleriyle ne kadar uyumlu olduğunusizlerin yorumuna bırakıyorum. Tek kanun koyucu KUR’AN dır beşerin sözleri isegelip geçici sözlerdir. Bunu İmamı Azam ın sözlerinden açık yüreklilikleanlıyoruz. Yorum sizlerin Âlim insan sağlığında eminim şu ayetlerihatırlayarak hiçbir fırkaya tabi olmadan Allahın verdiği aklı kullanarakçalışmış ve yaşamıştır. Bunu anlatmak içinde elinden geleni yapmış dine nifaksokmak için gayret gösterenlerin işine gelmediği içinde sonunda zindanlardavefat etmiştir.

Enam 159: Dinlerini parça parça edip guruplara ayrılanlar var yasenin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. SonraAllah onlara yaptıklarını bildirecektir.

Rum 32;Dinlerini parçalayan ve bölük bölük olanlardan (olmayın.Bunlardan) her fırka kendilerinde olan ile böbürlenmektedir.

Yukarıdaki Rabbin sakınbölünmeyin ayetlerini gören âlim İmamı Azam yaşamı boyunca asla bir mezhep yada fırka ya bölünmemiş ya da kendisi tabi olmamıştır. Ölümünden sonra onunadına öğrencilerinin kurduğu mezhep fetvalarının yazılıpdoktrinleştirilmesinden doğmuştur. Yorum sizlerin.

Allah ın Kur’an ışığınıkalbimizden eksik etmemesi dileklerimle.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
 

Konuyu görüntüleyenler

  • Din Kültürümüz
  • İslami Bilgiler
  • Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
    Geri
    Üst
    Combeki Media