- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,637
-
-
- Konu Yazar
- #1
Hazret-i Ali (r.a)'ın halifeliği zamanında Kufe'de zırhı kayboldu.
Bir müddet sonra bir Hrıstiyan'ın yanında ortaya çıktı. Hazret-iAli (r.a) onu hakimin huzuruna götürdü.
-Bu zırh benim malımdır; onu ne sattım ne de birine bağışladım; şimdi onu bu adamın yanında buldumdiye iddia etti.
Hakim:
...
-Halife iddiasını söyledi sen ne dersin? diye Hıristiyan'a sordu. O bu zırhın kendi malı olduğunu aynı zamanda halifenin sözünü yalanlamadığını söyledi.
Hakim Hazret-i Ali (r.a)'na dönerek
- Sen iddia ettin bu şahıs ise inkar ediyor. Bu durumda iddian için şahit getirmen lazım dedi.
Hazret-i Ali (r.a) güldü ve
- Hakim doğru söylüyor şimdi şahit getirmem gerek fakat hiç bir şahidim yok dedi.
.
Hakim iddia edenin şahidinin olmamasına dayanarak hrıstiyan'ın lehine karar verdi. O da zırhı aldı ve gitti.
Fakat zırhın kimin malı olduğunu daha iyi bilen Hristiyan' ın bir kaç adım yürüdükten sonra vicdanı uyandı ve geri dönerek
- Böylesine bir hükümet ve davranış şekli alelade insanların keyfinden değil peygamberlerin hükümet tarzıdır dedi ve
- Zırh Ali'nindir' diye itiraf etti.
Kısa bir zaman sonra onu müslüman olarak Hazret-iAli (r.a)'ın sancağı altında Nehrivan harbinde savaşırken gördüler.