- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,441
-
-
- Konu Yazar
- #1
Hz. Mevlana
İnsan gözden ibarettir aslında geri kalan cesettir.
Göz ise ancak dostu görene denir.
Dün geçti gitti. Dün gibi dünün sözü de geçti.
Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
O dağa bir kuş kondu sonra da uçup gitti.
Bak da gör o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
Nefsin üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu
oldukça ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
İnanmışsan tatlı bir hale gelmişsen ölüm de inanmıştır
tatlılaşmıştır. Kafirsen acılaşmışsan ölüm de kafirleşir
acılaşır sana.
Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek
Allah’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası
huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
Cübbe ve sarık ile alimlik olmaz.
Alimlik insanın zatında bulunan bir hünerdir.
Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak
peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kase
tutacakmışım?
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma.
Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak sırları örtmek yaraşır.
Köpekler gibi kızmayı bırak arslanların gazabına bak.
Arslanların gazabını görünce de var bir yaşına girmiş
koyun gibi yavaş ol.
Aşk davaya benzer. Cefa çekmek de şahide.
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir.
Her şeyin şeklini bırak manasına bak.
Herkes güneşi görebilseydi
güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı?
“Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım
savaşa dair ne varsa ben orada yokum.”
***
“Ey müslüman edep nedir?” diye sorarsan bil ki edep
ancak her edepsizin edepsizliğine
sabır ve tahammül etmektedir.
Kimi “falan adamın huyu kötü tabiatı fena” diye
şikayet eder görürsen
Bil ki bu şikayetçinin huyu kötüdür;
kötüdür ki o kötü huylunun kötülüğünü söylüyor!
Çünkü iyi huylu kötü huylulara fena tabiatlılara
tahammül eden onların kötülüğünü söylemeyen kişidir.
***
Cebrail’le canların kıblesi Sidre’dir
karnına kul olanların kıblesi sofra. Arif’ in kıblesi vuslat
nurudur filozoflaşan aklın kıblesi hayâl.
Zahid’in kıblesi ihsan sahibi Allah’tır
tamahkârın kıblesi altınla dolu torba.
Manâ gözetenlerin kıblesi sabırdır
sûrete tapanların kıblesi taştan yapılan sûret.
Batın âleminde oturanların kıblesi lütuf ve
ihsan sahibi Allah’tır
Zahire tapanların kıblesi kadın yüzü.
Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlardır
fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir.
Onların sıfatları Hak sıfatlarına karşı güneşin
karşısındaki yıldızlara dönüşmüştür.
Dünya sevgisi dünya geçimiyle savaşma yüzünden
sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir.
Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse
bunda şaşılacak ne var ki?
O sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar!
İyilik hoşluk zamanında hepsi dosttur eştir.
Fakat dert ve gam zamanı Allah’tan başka kim sana dost?
Sevgiden acılıklar tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir.
Sevgiden tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir
sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölü dirilir
sevgiden padişahlar kul olur. Bu sevgide bilgi neticesidir.
Saçma sapan şeylere kapılan kişi nasıl olur da
böyle bir tahta oturur ki? Noksan bilgi nereden aşkı doğuracak?
Noksan bilgi de bir aşk doğurur ama o aşk cansız şeylerdir.
Noksan bilgi sahibi cansız bir şeyde
dilediği şeyin rengini görünce
adeta bir ıslıktan sevgilinin sesini duymuş gibi olur.
Gönül ehlinin ilimleri kendilerini taşır.
Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür.
Gönle uran adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir.
Yalnız tene tesir eden
insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir.
“Dua ve ibadet Allah ile olmaktır.
Allah ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur.”
“Allah için ateşe atılmak vardır
Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup
olmadığını araştır. Çünkü ateş İbrahimleri tanır ve yakmaz.”
Hayatta muvaffak olmak için üç sey lazımdır:
Dikkat intizam çalışma.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır..
Susmakla canın özü yüzlerce gelişmeye ulaşır.
Ama söz dile geldi mi öz harcanır.
Gel gel ne olursan ol yine gel
İster kafir ister mecusi ister puta tapan ol yine gel
Bizim dergahımız umitsizlik dergahı değildir
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed’in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım o sözden de bizarım şikayetçiyim…
***
Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.
İnsan gözden ibarettir aslında geri kalan cesettir.
Göz ise ancak dostu görene denir.
Dün geçti gitti. Dün gibi dünün sözü de geçti.
Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek.
O dağa bir kuş kondu sonra da uçup gitti.
Bak da gör o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
Nefsin üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu
oldukça ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
İnanmışsan tatlı bir hale gelmişsen ölüm de inanmıştır
tatlılaşmıştır. Kafirsen acılaşmışsan ölüm de kafirleşir
acılaşır sana.
Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek
Allah’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir.
Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası
huzur ise bir ibadetin karşılığıdır.
Cübbe ve sarık ile alimlik olmaz.
Alimlik insanın zatında bulunan bir hünerdir.
Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak
peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kase
tutacakmışım?
Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma.
Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak sırları örtmek yaraşır.
Köpekler gibi kızmayı bırak arslanların gazabına bak.
Arslanların gazabını görünce de var bir yaşına girmiş
koyun gibi yavaş ol.
Aşk davaya benzer. Cefa çekmek de şahide.
Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir.
Her şeyin şeklini bırak manasına bak.
Herkes güneşi görebilseydi
güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı?
“Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım
savaşa dair ne varsa ben orada yokum.”
***
“Ey müslüman edep nedir?” diye sorarsan bil ki edep
ancak her edepsizin edepsizliğine
sabır ve tahammül etmektedir.
Kimi “falan adamın huyu kötü tabiatı fena” diye
şikayet eder görürsen
Bil ki bu şikayetçinin huyu kötüdür;
kötüdür ki o kötü huylunun kötülüğünü söylüyor!
Çünkü iyi huylu kötü huylulara fena tabiatlılara
tahammül eden onların kötülüğünü söylemeyen kişidir.
***
Cebrail’le canların kıblesi Sidre’dir
karnına kul olanların kıblesi sofra. Arif’ in kıblesi vuslat
nurudur filozoflaşan aklın kıblesi hayâl.
Zahid’in kıblesi ihsan sahibi Allah’tır
tamahkârın kıblesi altınla dolu torba.
Manâ gözetenlerin kıblesi sabırdır
sûrete tapanların kıblesi taştan yapılan sûret.
Batın âleminde oturanların kıblesi lütuf ve
ihsan sahibi Allah’tır
Zahire tapanların kıblesi kadın yüzü.
Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlardır
fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir.
Onların sıfatları Hak sıfatlarına karşı güneşin
karşısındaki yıldızlara dönüşmüştür.
Dünya sevgisi dünya geçimiyle savaşma yüzünden
sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir.
Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse
bunda şaşılacak ne var ki?
O sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar!
İyilik hoşluk zamanında hepsi dosttur eştir.
Fakat dert ve gam zamanı Allah’tan başka kim sana dost?
Sevgiden acılıklar tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir.
Sevgiden tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir
sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölü dirilir
sevgiden padişahlar kul olur. Bu sevgide bilgi neticesidir.
Saçma sapan şeylere kapılan kişi nasıl olur da
böyle bir tahta oturur ki? Noksan bilgi nereden aşkı doğuracak?
Noksan bilgi de bir aşk doğurur ama o aşk cansız şeylerdir.
Noksan bilgi sahibi cansız bir şeyde
dilediği şeyin rengini görünce
adeta bir ıslıktan sevgilinin sesini duymuş gibi olur.
Gönül ehlinin ilimleri kendilerini taşır.
Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür.
Gönle uran adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir.
Yalnız tene tesir eden
insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir.
“Dua ve ibadet Allah ile olmaktır.
Allah ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur.”
“Allah için ateşe atılmak vardır
Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup
olmadığını araştır. Çünkü ateş İbrahimleri tanır ve yakmaz.”
Hayatta muvaffak olmak için üç sey lazımdır:
Dikkat intizam çalışma.
Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır..
Susmakla canın özü yüzlerce gelişmeye ulaşır.
Ama söz dile geldi mi öz harcanır.
Gel gel ne olursan ol yine gel
İster kafir ister mecusi ister puta tapan ol yine gel
Bizim dergahımız umitsizlik dergahı değildir
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…
Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim
Ben Hz.Muhammed’in ayağının tozuyum
Biri benden bundan başkasını naklederse
Ondan da bizarım o sözden de bizarım şikayetçiyim…
***
Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.