Çevrimdışı
alemextra
Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
-
-
- Konu Yazar
- #1
Sizinle bu terapi şeklini paylaşmak istedim özellikle hiperleksi yüksek fonksiyonlu otizim ve aspergerle karıştırılıyor birçok bozukluk beraberinde diğerlerini getirebiliyor terapi amacı sorunu bütün ele almak ve direk yaklaşmak diskleksiye ardından self sümilasyona dikkat ederek çocuğun bulunduğu duruma göre yaklaşmakta fayda var
sevgiler
AKILCI DUYGUSAL TERAPİ VE DİĞER BİLİŞSEL DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR
ALBERT ELLİS ( b. 1913) Pitsburgh ta doğmuş 4 yaşına kadar New York ta yaşamıştır. Bronx caddelerinde büyümüş her türlü top sporunu icra etmiştir.Zor bir çocukluk geçirmiş 12 yaşındayken annesi ve babası boşanmıştır. Büyük Merikan Romancısı olma isteğine karşın 1934 NewYork üniversitesinden iş yönetimi alanından mezun olmuştur. İlk yaptığı işler kullanılabilen pantolonlara uygun ceketleri belirlemek ve hediye ve süs eşyası firmasında personel yöneticisi olmak gibi işlerdir. Ellis boş zamanlarının öenmli bir kısmını düş ürünlerini yazmaya harcamıştır ancak zamanla ve de yayımlamada karılaştığı güçlükler nedeniyle gerçekçi şeyler özellikle “cinsellik ve aile devrimi” konularında yazmaya yönelmiştir.( 1)
1930 yılındaki büyük ekonomik kriz ve depresyon zamanında zengin bir iş adamı olma fikrinden vazgeçmiş ancak yine yazmaya devam ederek 28 yaşına kadar 20 el yazması kitapcık şiir oyunlarla ilgili olarak tarafından yazılmıştır. 1942 de yazmak kadar psikolojik danışmadan da hoşlandığını keşfedince Columbia Üniversitesinde klinik psikolojisi programına girmiş ve 1943 te master derecesi 1947 de doktora derecesi almıştır. Master derecesini aldıktan hemen sonra özel olarak aile ce cinsellik danışmanlığı yapmaya başlamıştır. Doktoradan sonra seçkin bir psikanalist olma sevdasına kapılmış ve Karen Horney in grubundan bir analistle analiz eğitimini tamamlamış ve süpervizyon alarak psikoanalizini uygulamaya başlamıştır. !947 den 1953 e kadar klasik psikoanaliz ve analitik yönelimlerle ilgili terapi yapmıştır.
Ellis psikoanalizin etkisinden giderek kuşkulanmaya başlamış ve aktif- yönlendirici yöntemleri aile ve cinsel terapide kullanmaya başlamıştır. Kendi analizine başlamadan önce kendisinin bazı kişisel sorunlarını çözmek üzere Epictetus Marcus Auerelius Spinoza ve Bertranda Russel gibi filozoflardan faydalanmış onların eserlerini okumuştur. Kendisinin sorunlarını çözmesine yardımcı olan felsefi ilkeleri danışanlarına öğretmeye başlamıştır. 1955 lerde hümanistik filozofik ve davranış terapilerinin birleşimi olan akılcı duygusal terapiyi ortaya çıkarmıştır. ( Rational Emotive Therapy- RET / akılcı duygusal terapi ADT ). Ellis Ret in babası bilişsel davranışçı terapilerinde büyük babası olarak bilinir. Ölümünden önceki bir görüşmesinde şunları demiştir:
“ psikoterapi alanında onlara şunu demekten hoşlanıyorum. Ben bilişin ve bilişsel davranışcı teori ve terapistlerin öncüsüyüm psikoterapide bilişlerin kabul edilmesi için savaş verdim ve sonuçlar benim çabalarım sonucudur. Sonunda geçte olsa kabul gördüm.” (Dryden 1989 p. 545)
1959 da akılcı yaşamın ilkelerini öğretmek amacıyla kar amacı gütmeyen bilimsel amaçlı bir eğitim örgütü olan Akılcı Yaşam enstitüsü Şirketi kurulmuştur. 1968 te The Institute for Advanced Study in Rational Psychotherapy New York eyalet üniversitesi tarafından desteklenen bir eğitim örgütü olarak kurulmuştur. Ellis ADT cinsellik ve evlilikle ilgili 30 dan fazla kitap 300 makale yayınlamıştır.
TANITIM
RET bu kitapta sunulan psikoanaliz birey merkezli terapi veya gestalt gibi diğer psikoterapötik yaklaşımlardan radikal bir şekilde farklıdır. Bu danışmanlık ve psikoterapi uygulamalarındaki temel perspektiflerle ( bakış açılarıyla ) ilişkilidir. Akılcı duygusal terapide bilişler davranışlar strersle ilgili düşünce biçimleri karar verme yargılama ve analiz biçiminde daha yönlendiricidir. Bilişler duygular ve davranışlar birbirlerini önemli derecede etkilerler. ( Ellis 1979 a 1979 c 1987 a 1989)
RET’ İN GELİŞİMİ
Ellis akılcı duygusal terapiyi danışmanlarıyla yapmış olduğu psikoanalitik uygulamalar ve deneyimler sonucu geliştirmiştir. Ellis 1988 de psikoanalitik yaklaşımların daha fazla etkisiz olduğunu tartışmıştır çünkü bu yaklaşımlar bireylerin kendilerini daha kötü hissetmelerine neden olmaktadır.
RET psikoanalitik okulun bir çıkışı olarak görülsede filozofik ve de davranışsal ögeleri daha ağır basmaktadır. Doğu ve batı daki filozoflar tarafından bilişler duygular ve davranışlar arasındaki ilişkiler sıklıkla vurgulanmıştır. ( Ellis 1984 b) . “ insanlar şeylerden rahatsız olmazlar onlar şeylerle ilgili düşüncelerinden rahatsız olurlar” ( Dreyden ve Ellis 1988 p.214). Ellis ayrıca Adler’in görüşlerini de önemsemiştir. Özellikle onun “duygusal tepkilerimiz ve yaşam biçimimiz bizim inançlarımız ve yarattığımız bilinçle ilgilidir” savı ilgisini çekmiştir.
ANAHTAR KAVRAMLAR
İNSAN DOĞASI
Rasyonel duygusal terapi insanın akılcı bir potansiyelle doğduğunu güçlü düşünebileceğini ancak irrasyonel ve rahatsızlık yaratacak düşünce biçimlerine de sahip olabileceğini öne sürer. Bireyler mutlu olmaya kendini gerçekleştirmeye aşık olmaya kendilerini ifade etmeye diğerleriyle ilişkiye girmeye ve kendilerini gerçekçi olarak değerlendirmeye yatkındırlar. Var olan potansiyellerini kendilerine yıkıcı yaklaşarak hoşgörüsüz davranarak hatasız davranmaya yönelerek mükemmelliyetçi davranarak kendilerini suçlayarak engellerler.
Ellis (1979b) RET ile ilgili bazı anahtar kavramlar listelemiştir:
birey biriciktir onlar şartlarındaki rahatsızlıklarından dolayı ve bunları algılayış biçimleri nedeniyle acı çekerler.
Dış şartlardan çok onların algıladıkları şartlardan rahatsızlık duyarlar.
Kendi bilişlerini duygularını ve davranışlarını değiştirebilme kapasiteleri vardır. Alışılmış tarzlarının dışında ve onlardan farklı davranış biçimleri geliştirebilirler diğerlerince reddedilince üzüntü yaşarlar.
Birey kendini ifade eden kendini değerlendirebilen ve kendini destekleyen yapıya sahiptir.
Tüm insanların iki amacı vardır. Birincisi canlı kalmak ikincisi acıdan uzak kalarak görece kendini mutlu hissetmektir.(1)
Mantıklılık mutluluk ve yaşamı sürdürmek için seçilen amaçlara ulaşmaya yol açan düşünce yollarını içerirken mantıksızlık ise bunlara ulaşmayı engelleyen ve işi karıştıran düşünceleri içemektedir.
Hedonizmin (yaşamın tek amacının zevk olduğu düşüncesi) uzun dönemli ve kısa hedefleri arasında ya da şimdi ve buradaki mutluluklar ile şu andaki disiplinden kazanılan daha uzun hedefli mutluluklar arasında hassas dengeyi sağlayabilmeyi içerir.( ellis 1973)
Ellis rasyonel terapi konusundaki ilk tazısında RET anlamak için temel olan 3 hipotez önermiştir. Birincisi düşünce ve duygu yakından ilişkilidir. İkincisi düşünce ve duygu birbiriyle o denli yakın iki birbirlerine eşlik etmektedirler. Üçüncüsü hem düşünce hem de duygu kendi kendine konuşmaya ve içselleştirilmiş cümlelere dönüşme eğilimindedir. Pratik olarak insanların kendi kendilerine söyledikleri ifadeleri onların düşünceleri ve duygularıdır veya duyguları düşünceleri haline gelmektedir.
Uygun olan ve olmayan duygular RET in üzerinde durduğu bir olgudur. Kaygı akılcı olmayan düşüncelere ve makul olmayan inançlara dayandığı için gerçekçi olan davranışı engellediği ve karıştırdığı için uygun olmayan duygu durumu olarak kabul edilmektedir. RET insanların hem mantıklı hem de mantıksız olmak için doğuştan olduğu kadar sonradan da kazanılmış güçlü eğilimleri olduğu görüşündedir. Ellis2e göre insanlar hem mantıklı olmak ve hoş şeyler üretmek için önemli potansiyele sahiptirler hem de hem kendilerine hem başkalarına zarar vermek mantıksız olmak ve aynı hataları tekrarlamak için büyük potansiyele sahiptirler. Ellis insanların mantıksızlığı nasıl geliştirdikleri ve nasıl korudukları sorusu üzerinde durmaktadırlar. Mantıksızlığın gelişim süreci telkin ve öğretilerle tamamlanmamaktadır. Ellis insanların kendilerini mantıklı seçim yapma kapasitelerini geliştirmediklerini mantıklarını kullanmayarak kişisel duygusal rahatsızlıklarını büyük ölçüde kendilerinin yarattığına inanmaktadır. Bunun yerine çocukluk yıllarında kazanmış oldukları orijinal önyargıları ve batıl itikatları kendi kendilerine telkin etmektedirler.
A-B-C KİŞİLİK TEORİSİ
RET ABC çerçevesi içerisinde işlemektedir. Duygusal rahatsızlıklar irrasyonel düşünce kalıplarından dolayıdır. İrrasyonel kalıplar – meli - malı zorunluluklar ve yapılması gerekenler kapsamında irdelenir. RET perspektifinden bakıldığında bir çok terapist geçmiş yaşantılar geçmiş olaylar ve erken çocukluk anıları üzerine odaklanır. Bazı terapistler de tanımlamayı yorumu ve duyguları açıklama üzerine aşırı odaklanarak hata yaparlar. Bazı danışanlar şimdiki duygularını ve erken yaşantılarını ısrarla anlatırlar. Ellis danışan ve terapistin beraberce çalışarak danışandaki hatalı bilişleri yakalamada işbirliği içinde olmaları gerektiğini vurgular.
A (harekete geçiren olay) ----------- B (İnanç ) --------------------- C (duygusal ve davranışsal
! Tepki)
D (yadsınan müdahale)-------E (etki)---- F (yeni duygu)
A harekete geçiren olaydır bir gerçeği veya olayın veya bir kişinin davranışını veya tutumunu içerir.
B kişinin A hakkındaki inançlarından ve sözel olarak ifade ettiklerinden oluşur.
C sonuç veya bireyin duygusal tepkisidir. yanlış olarak doğrudan A’yı izleyeceği varsayılmaktadır mutsuzluk veya duygusal rahatsızlık ortaya çıkar.
Ellis insanların iyi veya kötü yönde olsun kendi duygusal kaderlerini büyük ölçüde kontrol ettiklerini düşünmektedir. Bu doğuştan sahip olduklarıyla sonradan kazandıklarıyla ve batıl itikatlarıyla sürekli olarak tekrarlamalarıyla kazanılır. ABC bakımından bu B de ne olduğuyla ilgilidir böylece yaşamımızda bizi harekete geçiren çeşitli olayların duygusal ve davranışsal sonuçları inanç sistemimiz tarafından kontrol edilmektedir.
Ellis rahatsızlık veren hemen hemen her duygunun aşağıda belirtilen 3 temel mantıksız inançlardan bir ya da bir den çoğu ile yakından bağlantılı olduğunu ileri sürmektedir.
“iyisini yapmalıyım ve tüm başarılarım takdir edilmeli aksi halde işe yaramaz biri olacağım”
“bana karşı nazik düşünceli ve adaletli olmalısın halde puan kaybedersin”
“yaşama koşullarım iyi ve rahat olmalı böylece istediğim her şeyi çok fazla çaba sarf etmeden ve rahatsızlık duymadan elde edebilmeliyim aksi takdirde lanet bir dünyadır ve hayat yaşamaya değmez”
TERAPÖTİK İŞLEM
TERAPÖTİK AMAÇLAR
Akılcı duygusal terapidebir çok gelişme hastanın duygusal rahatsızlıklarını ve onları rahatsız eden kendi davranışlarını daha gerçekçi bir yaşam felsefesi oluşturarak azaltmasıyla devam eder ve onlara bir varış noktasına kadar rehberlik eder. Diğer önemli terapötik amaçlar yaşamdaki yanlışlıklar için kendini ve başkalarını suçlama eğilimini azaltmayı ve gelecekteki sorunlarla etkili bir şekilde baş etme yollarını öğretmeyi kapsar.
RET insan sorunlarının felsefi köklü olduğu varsayımına dayalı felsefi yeniden organizasyon/ değerlendirme ile uğraşır. Böylece o öncelikle semptomları gidermeyi amaçlamaz esas olarak bireylerin kendilerini rahatsız eden bazı temel değerleri ve özellikleri incelemelerine ve değiştirmelerine ortam hazırlar. Eğer bir danışanın korkusu evlilikte başarısız olma ise amaç yalnız özel korkuyu azaltmak değil bunun yerine hastadaki abartılmış düşünce biçimlerini ve korkuları irdeleme ve yüzleşme girişimidir. RET terapistlerinin danışma sürecinde ulaşmak istedikleri özel amaçlar şunlardır: öz ilgi sosyal ilgi ilginin yönü hoşgörü verimlilik olasılıkların kabulü özel düşünme kesin karar ütopist olmama rahatsızlıkları için sorumluluk alma (Ellis 1979c Aellis ve Bernard 1986 Ellis ve Dryden 1987).
TERAPİSTİN İŞLEVİ VE ROLÜ
Detaylandırılmış amaçları başarmak için terapistin özel görevleri vardır. İlk adım danışanlara bir çok irrasyonel / akılcı olmayan düşünce biçimlerini irdelemeyi ve olumsuz düşünceler yerine olumlu düşünceler geliştirebilmeyi öğretmek ve bunlara sahip olduklarını göstermektir. Danışanlar rasyonel olmayan inançlarını rasyonel olanlardan ayırt etmeyi öğrenirler. Danışanın bu farkına varışını sağlamak için terapist danışanın aslında sorgulamadan kabul ettiği veya yarattığı kendini rahatsız eden düşüncelere meydan okuyan bir bilim adamı işlevi görür. Terapist teşvik eder ikna eder ve zaman zaman danışanı bu propogandaya / kışkırtmaya karşılık verecek eylemlerde bulunmaya yöneltir. Terapötik işlemde ikinci adım danışanın farkına varma aşamasının ötesine götürür. Terapist danışana mantıksız düşünmeye devam ederek ve kendisini rahatsız eden anlam ve felsefeleri tekrarlayarak duygusal rahatsızlıklarını nasıl aktif tuttuklarını gösterir. Diğer bir deyişle danışanlar kendilerini telkin etttikleri için davranışlarının oluşturduğu sonuçlardan sorumludurlar. Terapist danışanlarına sadece mantıksız işlevlere / fonksiyonel olmayan tutumlara sahip olduğunu göstermesi yeterli değildir. Çünkü bu tip danışan muhtemelen “ şimdi başarısız olma korkusuna sahip olduğumu anlıyorum ve bu korkular abartılmış olabilir fakat halen başarısızlıktan korkuyorum “ deme durumundadır.
Danışanları irrasyonel düşüncelerinin ve duygularını fark etmelerinin ötesine götürmek için terapist 3. adım atar. Onlara düşüncelerini belirlemeye ve irrasyonel düşüncelerden kaçınmaya yardım etmeye çalışır. Çünkü rasyonel duygusal psikoloji hastaların mantıksız inançlarının değiştirilmesinin gerçekte zor olduğunu kabul eder. Dolayısıyla terapist bu noktada hastanın kendini suçlama kısırdöngüsünü anlamada yardımcı olur. ( yaptıklarımdan ben sorumluyum ancak yapmadan da duramıyorum o zaman gerçek suçlu benim Ç:N).
Terapötik işlemde dördüncü ve son adım danışanın gelecekte diğer irrasyonel inançlarının esiri olmaktan kaçınması için irrasyonel yaşam felefesi geliştirmesine karşı çıkmaktır. Sadece bir sorunu ve semptomu yakalamak yeni mantıksız inançların ortaya çıkmayacağını göstermez. Terapist için arzulanan şey irrasyonel düşünce biçimine saldırma ve danışanlarına nasıl bu düşüncelerle mücadele edileceğini ve olumsuz düşünceler yerine olumluların nasıl konulacağını göstermedir. Ve yeni tavır ve düşünce biçimlerini nasıl edineceklerini öğretmektir. Danışan ne kadar bilimsel olursa o kadar hoşgörülü olur.Ellis bu tarz düşünerek hastaların onların daha az rahatsız olabileceklerini düşünür.
RET çerçevesi içinde çalışan bir terapist diğer uygulamacılardan farklı bir şekilde görev yapar. Çünkü RET önemli bir şekilde bilişsel ve yol gösterici davranışsal işlemdir. O sık sık danışman ve danışan arasındaki yaygın ilişkiyi azaltır. Terapist esas olarak eğitimi vurgulayan ikna yöntemine başvurur. Ellis rasyonel duygusal uygulayıcıların yaptıklarını şöyle açıklar ( 1989 ss 215-216)
bir çok rahatsız davranışı motive eden birkaç temel irrasyonel düşünceyi danışanların keşfetmesini sağlar
danışanların kendi fikirlerini anlamalarına yardım eder
danışanlara düşüncelerinin mantıksız doğasını gösterir.
Danışan düşünüşünün akılcı olmayışına karşılık gelen mizah ve anlamsızlığı kullanır.
Bu inanışların ne kadar anlamsız olduğunu ve gelecek duygu ve davranışsal rahatsızlıklara nasıl zemin hazırladığını gösterir.
Bu fikirlerin nasıl yakalanabileceğini deneysel olarak yerleşen rasyonel düşüncelerle gösterir.
Danışanların duygu ve davranışlarını öz tahribat yollarını besleyen mevcut ve olası irrasyonel düşünceler ve mantıksız varsayımları gözlemlemek ve azaltmaları için bilim adamı gibi nasıl düşünebileceklerini öğretir.
Çeşitli duygusal ve davranışsal metotlarla duyguların üzerinde doğrudan çalışarak danışanların kendi rahatsızlıkları ile mücadele etmeleri yönünde destekler ve irrasyonel düşünceleri deşerek bunu danışan yararına kullanır.
Wessler ve Wessler (1980) tipik bir RET durumu değerlendirmesi tanımlar; kritik ilk oturum dostça ilişki oluşturma ve danışanın özgürce konuşmasını sağlamak terapötik ilişki biçimi oluşturmaya odaklanır. Bir kez işbirliği ve uyuşma şekillenirse ilişki görünümüne daha az önem verilir. Terapi araştırması hedeflenen sorunların tanınmasıyla takip ediliri. Terapistler sonu belli sorular sorarlar şöyle ki ; “ en çok hangi sorununuza yardım edilmesini istersiniz? terapiden en çok ne istersiniz?” Amaçların belirlenmesi terapinin ilk safhasında temel bir görevdir. Danışanlar duygularını inanışlarını ve kazanmak istedikleri davranışları tanımlarlar. Terapist sorar:
“ hangi şekilde siz şimdi sizden farklı hissetmekten düşünmekten ve hareket etmekten hoşlanırsınız? “. Danışanlar temel prensiplere ve RET uygulamalarına odaklandırılır. Rasyonel duygusal terapistler sırrı terapötik süreç dışına taşır onlar danışanlarına irrasyonel inanışların nasıl olumsuz sonuçlara yol açacağını göstererek rahatsızlığın bilişsel yapısı hakkında bilgi verirler. Danışanlarda sahip oldukları irrasyonel inanışları yersiz duygu ve davranışlara yol açtığını anladığı zaman terapist onları ortaya çıkarmak yerine niçin onlara sıkıca sarıldıkları konusunda danışanları düşünmeye davet eder.
Ödev dikkatlice tasarlanır ve danışanı ölçülü hareketlere yöneltmek için planlanır ve duygusal davranışsal değişiklik hedeflenir. Bu ödevlere daha sonraki oturumlarda da devam edilir ve danışanlara kendilerini rahatsız eden düşünce ile mücadele etmek için etkili yolları öğretirler.
Terapinin sonuna doğru danışanlar gelişmelerini gözden geçiri planlar yapar devam eden veya potansiyel problemler ile ilgili olarak stratejiler belirlerler.
Özet olarak RET terapistleri danışanlara kendilerini suçlamalarının ana sebeplerinden birinin kendini suçlama olduğunu aktif olarak öğretirler. Bu suçlama duygusunun kendi performanslarıyla kendilerini azarlayarak durdurmak olasıdır. Bu da davranışsal ödevler ve sıkı takip ile mümkündür. Danışanlar duygusal ve davranışsal rahatsızlıklara neden olan irrasyonel düşüncelerden kendilerini kurtarabilirler.
RET diğer bir çok terapötik yaklaşımdan özgür işbirliğine çok değer vermeyişi rüyalarla çalışma danışanın geçmişine odaklanma duyguları sonsuz bir şekilde ifade etme ve araştırma ve herkesin başkasına yönelme fenomenine nazaran sürekli endişeyle yer vermemesiyle ayrılır. Ellis ( 1989) bu faktörlere uzun zaman vermenin danışanın daha iyi hissetmesiyle sonuçlanacağına fakat nadiren daha iyi olmada yardım eden hoşgörü terapisi olduğuna inanır.
TERAPİDE DANIŞAN DENEYİMİ
Danışanlar çoğunlukla duygusal davranışsal sorunlarının dış kaynaklı olduğunu düşünürler. RET aracılığıyla danışanlar bu sorunların esas olarak yanlış inanış sonuç olduğunu öğrenirler. Danışanlar bir kez kendi inanışlarının duygu ve davranışlarının önemli sebebi olduğunu kabul etmeye başlarlar ise bilişsel yeniden yapılanma işlemine etkin olarak katılabilirler. ( Ellis ve Ycager 1989). Bu nedenle de danışanın rolü büyük ölçüde öğrencinin veya öğrenenin rolüdür. Psikoterapiye danışanın problem çözme ve duygusal değişikliği oluşturması mantıklı düşünceyi nasıl uygulayacağını öğrenmesi gibi yeniden eğitme işlevi olarak bakılır.
Dryden ve Ellis (1988) e göre psikolojik değişiklikler oluşturmak için danışanlar şunları yapmalıdırlar:
kendi rahatsızlıklarını kendileri oluşturmaları gerçeğini kabul ederler ve bunu değiştirecek yeteneğe sahiptirler.
Kişisel sorunların köklerinin esas olarak gerçek olaylardan çok irrasyonel mükemmelliyetci inançlardan kaynaklandığını anlarlar.
İrrasyonel inanışlarına kusur bulmayı bırakmayı ve onları rasyonel seçeneklerle uygun hale getirmek için mücadele etmeyi öğrenirler.
bilişsel duygusal ve davranışsal değişiklik yöntemini kullanarak yeni bir rasyonel felsefenin oluşumuna doğru çalışma ve uygulama yapma anlaşması yaparlar.
Terapötik işlemler danışanın var olan deneyimlerine odaklanır. Birey merkezli ve varoluşçu merkezli yaklaşımlar gibi RET de “şimdi ve burada deneyimlerine” ve ayrıca olumsuz otomatik düşüncelerin ve işlevsel olmayan sayıltıların değiştirilmesine odaklanır.Terapist danışanın geçmişini araştırmaya ve geçmiş ile şimdiki davranışları arasında bağlantı kurmaya çok zaman harcamaz. Ve ebeveynleri ile kardeşleri ile olan ilişkilerini derinliğine araştırmaz bunun yerine terapötik işlem danışanın temel irrasyonel yaşam felsefesi ne olursa olsun onlar kendi dünya görüşlerini rahatsız eden düşüncelere inandıkları için şimdi rahatsız olduklarını vurgular. Onların irrasyonel felsefeyi nerede niçin ve nasıl elde ettikleri ikincil önem taşır. Esas sorun danışanların kendilerini rahatsız eden durumlar ile ifade ettikleri felsefelerinin nasıl farkına varabilecekleri ve düşüncelere karşı nasıl meydan okuyabilecekleridir.
RET teorisine göre yüzeysel görünüş sadece kişilik değişikliğine neden olmaz en iyi şekilde insanlara sorunlara sahip ve bu rahatsızlığın nedenlerinin olumsuz düşünce biçimleri oldugunu ögretir. Bunlarda geçmiş yaşantılarla şekillenmiştir. Anlayış doğru olduğu zaman bile otomatik olarak iyi bir durum yaratmaz. RET anlayışı tam olarak bize kendimizi nasıl sabote ettiğimizi ve ediyor olduğumuzu göstermek ve bunu düzeltmek için neler yapabileceğimizi görmemize yardım etmek demektir.
Ellis (1979 c 1988) RET te üç anlayış seviyesi tanımlar. Birincisi yaşamımızda ki olaylardan bizi rahatsız etmesi için seçtiğimiz gerçekle ilgilidir. C (sonuç noktasında kendimizi üzeriz aslında A (olayları canlandırma) noktasında olaydan etkilenerek üzülmeyiz kendimize irrasyonel inançlar inşa ederek ve bunları kabul ederek üzeriz ikinci anlayış seviyesi aslında irrasyonel inancı hangi şekilde elde ettiğimize ve onlara nasıl devam ettirmeyi seçtiğimizle ilgilidir aslında bizim nasıl ve niçin ve ne zaman duygusal olarak rahatsız olduğumuz önemli değildir. Daha çok biz mutlakiyetçi inanışımızla kendimizi yeniden telkin etmeye devam ettiğimizden bugün bu şekilde kalırız. Bizim kendimizi şartlandırmamız başkaları daha önce şartlandırılmamızdan daha önemlidir..
Üçüncü anlayış düzeyi kendimizi üzme eğilimimizi ve kişiliğimizi değiştirmek için hiçbir sihirli yol olmadığını anlamakla ilgilidir. Eğer biz sadece çalışmaya ve uygulamaya istekli isek değiştirebiliriz. İnanışın irrasyonel olduğunu kabul etmek değiştirmek için yeterli değildir. Kendimizi ne kadar mutsuz ettiğimizi ve üzdüğümüzü açıkça görmek önemli değildir. Bizim rahatsızlık yaratan inanışımızı aktif olarak değiştirmedikçe ve ona karşı harekete geçmedikçe pek iyileşme sağlayamayız. Eğer rahatsızlık döngüsünün devamını kırmayı umut edersek inanışlarımıza bilişsel duygusal ve davranışsal olarak kuvvetle ve ısrarla karşı çıkarsak önemli olan budur.
3. anlayış seviyesine benzetme yapmak için 13. bölümde tanıtılan Stan ın kadın korkusunda çalıştığımızı farz edelim. O çekici kadınlar tarafından tehdit edildiğini hisseder ve güçlü kadınlara nasıl tepki vereceğini ve kadının ona yapacaklarından korkar.
anlayış seviyesinde stan kendi kadın korkusunun geçmiş nedenleri olduğunun farkeder. Bu neden annesinin onu idaresi altına almaya uğraşması ile ilgili değildir. O daha çok onun “annesinin onu etkisi altına almaya uğraşmamış olması gerekir” şeklindeki irrasyonel düşünce biçimi ile ilgilidir. O kadar mantıksızdır ki bu düşünce diğer kadınlar da ona hükmetmeye çalışıyorlar şeklinde genellenir.
anlayışın ikici düzeyinde Stan kadınlar tarafından tehdit edildiğini fark eder ve onların varlığından rahatsızdır çünkü hala sonsuzlukla devam edeceğini düşünür. Kadınlarlayken panik yaptığını görür çünkü o kendisine “ kadınlar beni hadım edebilirler” der veya “onlar benim süperman olmamı beklerler” der. Veya başka irrasyonel düşünceler oluşturur.
anlayış seviyesi aktif olarak mücadele ederek kendi irrasyonel inançlarını değiştirmek için gayretle çalışmadıkça ve uygulama yapmadıkça ve karşı propoganda doğası şeyler yapmadıkça hemen değişmeyeceğini Stan tarafından kabulü ile ilgilidir. Bu nedenle onun ödevi cazibeli bir kadına yaklaşma ve tarihi / saati sorma olabilir. Bu tarihte irrasyonel zorlayışla nerelere varabileceği veya ne olabileceği ve katastrofobik (felaket) beklentiler ile mücadele edebilir. Korkuları hakkında konuşma önemli bir davranış değişikliği yaratmayacaktır. Önemli olan onu eyleme geçirecek ve irrasyonel düşüncelerini değiştirebilen yeniden bilişsel yapılanma sürecine doğru yönelmesidir. Stan reddedilme korkusu ile başa çıkma yollarını ve aynı zamanda reddedilme korkusu tespit edilmeden kendini nasıl koruyabileceğini öğrenecektir.
TERAPİST VE DANIŞAN ARASINDAKİ İLİŞKİ
Terapist ve danışan arasındaki özel ilişki sorusu diğer bir çok terapide olduğundan bir anlamda RET de yer alır. Şartsız olumlu saygının birey merkezli kavramlara yakın olan RET kavramı kabul ve hoşgörüdür. Buradaki ana fikri danışanlara kendilerini suçlamadan kaçınmalarına yardım etmektir. Danışanlar davranışlarını düzenleyebileceklerinden amaç onların kendilerini kabulüne zemin hazırlamaktır. Davranışların ne kadar boş olduğu önemli değildir. Terapistle bir kişilik olarak hastalarını değerlendirmeyi reddedecek aynı zamanda onların saçma ve rahatszı edici davranışlarına karşı koymaya istekli olarak onlara tam kabul gösterirler. RET ilişki merkezli terapiler gibi değildir ve kişisel sıcaklık değerine ve empatik anlayışa ve terapiste karşı bağımlılık duygusu geliştirerek üretici olabilen anlayışa ve sıcak kabule yer vermez. Gerçekte RET terapistleri danışanlarına öğretme bibliyo terapi ve davranış belirlemesi kişisel olmayan çeşitli teknikleri kullanma yerine onlara sıcaklık vermeksizin kusurlu insanlar olarak kabul edebilirler. Fakat daima şartsız tam kabulü öğreterek model olmaya çalışırlar.
Bazı RET uygulayıcıları dostça ilişki ve birlikte çalışmaya Ellis2in yaptığından çok daha fazla önem verirler. Wessler ve Wessler (1980) “ Rogers ‘ın terapötik şartlarının ( şartsız olumlu saygı empati terapist ciddiyeti) önemli değişiklikler yarattı biz bu değişiklik durumlarının önemli olduğuna inanırız fakat onlar yönlendirmesiz durumlar kadar yönlendirici durumlara da uygulanırlar.”
Danışan ve terapist arasında dostça bir ilişki gelişimi Digiuseppe ve Wessler (19809 tarafından terapötik kazanımlar için bir anahtar olarak vurgulanmıştır rasyonel duygusal terapistler kendi inanç ve değerlerini açmakta serbest ve dolaysız olurlar. Bazıları kendi kusurlarını danışanlarıyla paylaşmaya isteklidirler. Bu süre boyunca etkileşim teşvik edilmez ve oluştuğu zaman terapistlerin ona engel olması olasıdır.
DEVAMI AŞAĞIDA