Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

Milli Çanakkale Zaferi

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
30 Ara 2023
9,175
2
38
konya

Çanakkale Zaferi

Çanakkale Zaferi tarihimizi taçlandıran efsanevi mücadeleler silsilesi içerisinde muhteşem bir serlevhadır. Tarihin kırılma çizgisinde sarp bir virajdan geçen milletimizin kaderindeki en zorlu imtihanlardan birisidir. Tarih kulvarından ayrılma hazırlıkları yapan “Hasta Adam”ın ise son şahlanış hamlesidir.

Hiç kuşkusuz çöken Osmanlı Devleti’nin ardından yeni bir devletin temellerinin atılması ve bu mukaddes coğrafyaya hürriyet ve istiklâl havasının yeniden teneffüs edilmesinde şanlı ecdadımızın Çanakkale’deki tarihte bir eşi daha görülmemiş destansı şahlanışının katkısı çok büyüktür. Kutsal vatan topraklarına döktüğümüz mübarek şehit kanı bu yeniden diriliş hamlesinin adeta hayat iksiri olmuştur. Cennet vatanımızın tapusunu bugün göğsümüzü kabartarak korkusuzca taşıyorsak; bunu hiç şüphesiz atalarımızın orada istikbâlimiz adına ödedikleri diyete borçluyuz.

Son Haçlı Seferi

Batılıların Haçlı Seferleri’nden beridir Müslüman Türk varlığını yeryüzünden ebediyen silme hırsıyla gözledikleri tarihi fırsat Çanakkale Savaşı’nda nihayet önlerine çıkmıştı. “Son Haçlı Seferi”nde yakaladıkları imkanı sonuna kadar kullanıp Osmanlı Devleti’ne ölümcül bir darbe indirmeli ve terekesini hemen bölüşmelilerdi.

Harbi takip etmek gayesiyle Çanakkale açıklarına gelen Sunday Times Gazetesi’nin yayın müdürü F. Ashmead Barlette klasik haçlı zihniyetinin çıkartmadaki tesiri hakkında şu dikkat çekici tespitleri yapmıştı: “... Son Haçlı Seferi’nden beri ilk defadır ki Batı Doğu’ya yönelmiş bulunuyor. Hıristiyanlık alenen Fatih Sultan Mehmed’in 29 Mayıs 1453 meş’ûm tarihinde Bizans İmparatorluğu’na indirmiş olduğu şiddetli darbenin öcünü almak için toptan harekete geçmiş bulunuyor... Diğer savaş meydanlarından alınıp buraya yığılan acemiler sanki bir tek amaç için belki de Hıristiyanlık aleminin Türklere karşı yapabileceği son Haçlı Seferi içindir... Halbuki bu sonuncusu ve en büyüğü olan Haçlılar bir zamanlar Viyana kapılarından Kudüs’e kadar uzanmış olan eski Osmanlı İmparatorluğu’nun her bir köşesinde kemikleri dağılıp kalmış Ortaçağ şövalyelerinin öcünü alacaktır.”

İngilizler ve müttefikleri Osmanlı Devleti’ni en zayıf anında yakaladıklarına inanıyor ve Çanakkale’yi geçerek İstanbul’a girecekleri ve devleti dağıtacaklarına kesin gözüyle bakıyorlardı. Öyle ki İngiltere Başvekili Lloyd George bu durumu müttefiklerinin hissiyatına tercüman olurcasına şu alaylı ifadelerle ortaya koymuştu: “Türk Milleti sadece birinci sınıf dövüşen bir kalabalıktır.”

Aynı küstahlığı İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churhill ise şu sözlerle dile getirmişti: “Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar diğer elimizle yener geçeriz o milleti!.”

Düşman gemileri işimizi yarım saatte bitirip turistik seyahat yapıyormuşcasına boğazı geçeceklerinden o kadar eminlerdi ki beş çayı içmek ve piknik yapmak için birbirlerine söz bile vermişlerdi. Hatta İngilizler İstanbul’da kullanmak için 10 şilinlik banknotlarının üzerine Osmanlıca “60 gümüş kuruş” yazarak paralarını dahi hazırlamışlardı.

Hilal’in Ebedi Zaferi

Ancak gelin görün ki kuvvet dengeleri arasında korkunç uçurumlar vardı. Her türlü askeri malzeme bakımından gayet iyi düzeyde olan modern düşman ordusuyla; topu-tüfeği sayılı siperleri ve silahları zayıf yarı aç ordumuz güya savaşıyordu. Ordumuzun en yeni topu üzerinde yapım yılı 1885 yazılıyken; düşman topları ise saatte sayısız seri atışlar yaparak mevzilerimizi dövüyor cehenneme çevirircesine kan kusturuyordu. Hatta ne hazindir ki top yetersizliğinden dolayı hiç olmazsa aldatıcı olsun diye bazı mevzilere soba borusu yerleştirilmişti. Siperler için yeterli kum torbası ise hiç bulunamıyordu. Bazen İstanbul’dan birkaç yüz torba getirildiğinde bırakın kum torbası olarak kullanmayı askerlerin harap elbiselerinin tamirine ancak yetiyordu.

Bu savaşın silahla iman gücünün çarpışmasından başka bir anlamı yoktu. Birisinin elindeki en büyük kozu askeri gücü bundan tamamen mahrum olan diğerinin ise yegane sığınağı iman kalesi idi. Mehmetçikler “gök ekinler gibi” biçilmek pahasına ma’kus talihimizi yenmek ve bize biçilen kefeni yırtmak için bedenlerini feda etmiş ve korkusuzca ölüme yürümüşlerdi. İngiliz Başkomutan Hamilton bu hakikati şöyle itiraf ediyordu: “Türkler hücuma kalktıkları zaman ‘Allah Allah’ deyip Rablerinden yardım diliyorlardı. İşte bu Allah sevgisi ve inancı Mehmetçiği galip getirmiştir.”

İngiliz yazar Michael Hickey ise Gelibolu isimli eserinde; “Biz en büyük hatayı Türk ordusunun gücünü küçümsemekle yaptık. Türk askerinin büyük vatan aşkını fark edememiştik” sözleriyle bunu doğrulamaktadır.

"Çanakkale Geçilmez’in Geniş Mânâsı"

Bütün bunlar ne için yapılıyordu? Neyin uğruna tatlı canlar kurban ediliyordu? Candan ve canandan çok daha sıcak gelen insanları öbek öbek kendisine çeken bu cazibe ne idi? Tabii ki “Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” diyen Türk-İslâm Şairi Mehmed Akif’in ifadelerinde abideleşen din ve devletin bekası içindi. Bunu en güzel surette oğlunu cepheye gönderirken sarfettiği şu sözlerle bir Osmanlı ninesi bayraklaştırmıştır: “Hüseyin’im yiğit oğlum benim! Dayın Şıpka’da baban Dömeke’de ağabeylerin Çanakkale’de şehit düştüler. Bak son yongam sensin!. Eğer minareden ezan sesi kesilecekse camilerin kandilleri söncekse sütüm sana haram olsun!. Öl de köye dönme!..”

“Çanakkale Geçilmez” sözüyle şahikalaştırılan büyük destan işte böyle yazılmış bu şuur ve sarsılmaz iman ile kazanılmıştır.

İstiklal Harbi ve Yeni Devlet Açısından Önemi

Çanakkale Zaferi daha sonra Anadolu’da benzer bir varlık-yokluk mücadelesinin verildiği İstiklâl Harbi’nin muvaffakiyetle sonuçlanmasında ise moral güç vazifesi görmesi bakımından önemli bir yer edinmiştir. Hakim kanaate göre bu zafer İstiklâl Harbi’nin ilk altın halkası olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nda öne çıkan Mustafa Kemal’in ve komutanların yıldızı burada parlamış; Anafartalar Arıburnu ve Conkbayırı gibi mevkilerde verilen kahramanca mücadeleler İstiklâl Harbi’nin kazanılmasına bir tür prova teşkil edip zemin hazırlamıştır.

Tarihimizin en şanlı devleti muhteşem bir finalle sahneden çekilirken yerini; son durum mevkiindeki Çanakkale’de yeni bir devlete bırakmıştır. Milletimiz cihan devleti nihayete erse bile asla din ü devletsiz kalmayıp ebed müddet payidar olacağını; bağrında filizlendirdiği yeni devletin doğuşunu Çanakkale’de bütün dünyaya muştulamakla bir defa daha göstermiştir. Bin yıldan bu yana Anadolu’nun tek varisi olduğunu ve hürriyet ve istiklaline hayatı pahasına da olsa gölge düşürmeyeceğini cümle aleme tekrar ispat ve ilan etmiştir.
 

Konuyu görüntüleyenler

Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
Geri
Üst
Combeki Media