Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

Ataturk Atamıza dair konular

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,175
2
38
konya


ATATÜRK'ÜN TABUTUNUN AÇILDIGI GÜN [9 KASIM 1953]

Kefen siyrildi ve...
Özel solüsyonla islatilmis pamuk kitlesi kaldirilinca
Ata'nin
yüzü ortaya çikti. Derisi kahverengi bir hal almis. ama hatlari
bozulmamisti.Sanki uyuyordu...

8 Kasim 1953 Pazar gecesi saat 23.00'da Prof. Dr. Kamile
Sevki


Mutlu'nun ev telefonu çaldi. Prof. Mutlu. Ankara Tip Fakültesi
Histoloji ve Ambriyoloji Kürsüsü Baskani'ydi.Patalogdu. Arayan
ise
Ankara Valisi Kemal Aygün'dü...
Aygün. "Hocam" dedi. "10 Kasim günü Atamizin naasini
Anitkabir'e tasiyacagiz. Bunun için bir komite kurduk. Naasi
geleneklere uygun olarak topraga defnedecegiz. Ancak bozulmadan
korundugunu belgelemek için muayene etmenizi rica
ediyoruz."Prof. Mutlu
önce reddetti. Mutlu. o sirada 40 derece atesle yatiyordu.
Hastaligini
gerekçe göstererek bu görevi bir baska meslektasinin yapmasini
rica
etti.Ancak Vali Aygün israrciydi: "Ben sizi sarar sarmalar
***ürürüm.
bu tarihi bir görev" dedi. Mutlu kabul etti ve 9 Kasim sabahi
Etnografya Müzesi'ne gitti. Basbakan Adnan Menderes oradaydi.
Meclis
Baskani Refik Koraltan ve eski baskan Abdülhalik Renda
da...Mutlu.
görevden affini istemekle ne büyük hata ettigini o zaman anladi.
Gerçekten
tarihi bir taniklikti bu...
Ata'nin gül agacindan tabutu. 4 Kasim günü. geçici
kabrinden
çikarilip müzenin holündeki mermer katafalka konulmustu. Bir
hafta
boyunca sirayla ögrenciler. subaylar ve generaller katafalk
basinda
nöbet tutmustu. Nihayet tabutun açilma günü gelip de komite
üyeleri
tamam olunca Prof. Kamile Mutlu "Baslayin" talimatini verdi.
Bunun
üzerine tabutun vidalari söküldü. Tahta tabutun içinde madeni
bir
sanduka bulunuyordu. Bu sandukada gaz birikmis olma ihtimali
düsünülerek önce bir burgu ile delik açildi. Gaz ya da koku
çikmadi.Sanduka
talas doluydu.
Sandukanin içi. muhafaza solüsyonu ile islatilmis tahta talasi
doluydu.
Bu talas. naasin ayak yönüne dogru toplandi. Talasin arasinda.
agzi
kapali ve içi sivi dolu bir sise bulundu. Bu.cesedi muhafaza
için
kullanilan solüsyondan bir numuneydi. Üzerinde terkibi
yaziliydi.Ata'nin naasi beyaz kefene sarilmis. sonra kahverengi
bir
musambayla kaplanmisti.Sargilari açmaya basladilar. Herkes
nefesini
tutmustu. Çünkü. "Naas çürüyüp bozulmus. çikan gazlar tabutu
patlatmis.
nöbetçi er. kokudan bayilmis" diye bir sürü söylenti
geziniyordu. Ve 15
yil sonra ilk kez Ata'nin yüzünü göreceklerdi.Kefenin sargilari
aralaninca Prof. Kamile Sevki Mutlu. orada bulunanlarin
yardimiyla
katafalka çikti ve Atatürk'ün yüzüne bakti. Ata'nin derisi
kahverengi
bir hal almis. ama yüz hatlari bozulmamisti. Menderes sapsari
olmustu
Prof. Mutlu. gördügü tabloyu daha sonra söyle
anlatacakti:"Yüzünü örten
islak pamuk kitlesi kaldirilinca Ata'nin heykel gibi duran yüzü
ile
karsilastim. Uzun sari saçlarindan ince bir tutam. sol göz
kapaginin
üzerine düsmüstü. Atatürk. Dolmabahçe Sarayi'ndaki yataginda
uyuyor
gibiydi."
Prof. Mutlu. kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun
basina
çagirdi. Onlar da tek tek tabutun içine baktilar.En basta
Basbakan
Adnan Menderes vardi. Koyu renk takim elbisesi içindeki Menderes
de
yanindakilerin yardimiyla katafalka çikti.ürkek bir sekilde
asagi.
tabuta dogru bakti. O an ne oldugunu Prof. Kamile Mutlu'dan
aktaralim: "Menderes çok heyecanlandi.Rengi sapsari oldu. Bir de
baktim
ki. müzenin kapisina dogru gidiyor. Atatürk'ün yüzüne bakmadi.
Tahmin
ediyorum. kendinde o kuvveti bulamadi. En sona Abdülhalik Renda
kalmisti. O da Ata'yla karsi karsiya gelir gelmez tabutun yanina
yigiliverdi.
Salondaki herkes Atatürk'ü tek tek gördükten sonra naas.
tekrar
solüsyonla islatildi. Ata'nin basi pamuklarla örtüldü ve vücudu
beyaz
kefenle sarildi. Bu sirada bir komiser.orada görevli adli tip
doçenti Dr.
Cahit Özen'in yanina yaklasip avucunda tasidigi bir kâgidi
gösterdi ve
söyle dedi:"Bu kâgidi.Atatürk'ün hemsiresi Makbule Hanim
gönderdi.Kefenin içine Atatürk'ün gögsü üstünekonmasini
istiyor."Doç.
Özen. kâgida bir göz atti. Eski Türkçe bir seyler yaziliydi.
"Böyle bir
kâgidi Atatürk kabul etmez. Bize kizar. darilir" dedi.Komiser
kâgidi
katlayip cebine koydu ve uzaklasti. Bütün islemler bittikten
sonra
salonda bulunanlar naasin iki yanindan geçip hep bir agizdan
besmele
çektiler ve cesedi yeni tabuta yerlestirdiler. Bu tabut da 15
yil
içinde yattigi büyük gül agaci tabutun içine konuldu. Üzeri
bayrakla
örtüldükten sonra kapagi kapatildi.
Ve 10 Kasim sabahi. Ata'nin naasi 15 yil önce onu
Dolmabahçe'den Ankara'ya tasiyan top arabasina yerlestirilip son
duragi
olacak Anitkabir'e tasindi. Artik ebediyen orada kalacakti...
Atatürk'ün tabutu. Menderes'in huzurunda açilmisti
Ata'nin 15 yil Etnografya Müzesi'nde bekletilen naasi.12
askerin
omuzlari üzerinde oradan alinmis ve 136 astegmenin çektigi bir
top
arabasi ve matem marsi esliginde Anitkabir'e tasinmisti.Radyodan
naklen
yayimlanan o görkemli tören. en az 15 yil önceki kadar
hüzünlüdür.Ancak
o törenden hemen önce yasananlar. tarihçilerin pek ilgisini
çekmemistir. Bilindigi gibi. Anitkabir yapilana dek. Atatürk'ün
naasinin korunabilmesi için "tahnit" denilen bir islem
yapilmisti.
Gülhane Patolojik Anatomi profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafindan
gerçeklestirilen bu islem sirasinda naasa. siringayla özel bir
formül
enjekte edilmis ve üzerine formüllerin yapistirildigi iki küçük
ilaç
sisesi. Ata'nin koltuk altlarina yerlestirilmisti. Bu islem
sayesinde
Ata'nin naasi da -diyelim bugün Lenin'in mozolesinde oldugu gibi
-
öldügü günkü haliyle korunabilirdi. Ancak Islam dini. ölünün
defnini
sart kostugundan.geçici tahnitin bozulmasi sartti.
Nakilden önce. bu islem için bir komite kuruldu. O
komite.törenden bir gün önce. Basbakan Adnan Menderes'in
huzurunda
Atatürk'ün tabutunun açilmasini kararlastirdi.Tabut açilinca
tahnit
bozulacak ve ceset çürümeye baslayacakti.Bir baska deyisle
Atatürk'ün
(mumyalanmis gibi) korunmus naasini son görenler. o törene
katilanlar
olacakti. Atatürk'le ilgili belgesel çalismalari sirasinda o
törene
katilanlarin bir kismiyla konusmustuk.Bu yazida yer alan
bilgilerin bir
kismi o tanikliklara. önemli bir bölümü ise degerli Atatürk
arastirmacisi Prof. Dr. Utkan Kocatürk'ün. Prof.Dr. Kamile Sevki
Mutlu
ile yaptigi sohbetten aktardiklarina dayaniyor.
Ata'nin yarim asir önceki son yolculugu. sanirim bu
ayrintilarla
daha da ilginç bir boyut kazaniyor.

Atatürk'ü son görenler anlatiyor:

'Yüzünde iki günlük sakal vardi'

Osman Ersoy ve Halide Intepe. 10 Kasim 1953'te
Etnografya
Müzesi'nde asistan olarak çalisiyorlardi. O yüzden 50 yil önceki
o
töreni ve tabutun içindeki Atatürk'ü son kez görme firsati
buldular.
Izlenimlerini söyle anlattilar:
" OSMAN ERSOY: "Sagliginda görmemistim Atatürk'ü... Korkunç
heyecanliydim. Biz çalisanlar. asistanlar. memurlar sira ile
katafalka
çiktik. Oldukça sararmis ve küçülmüs bir çehre... 1 - 2 günlük
sakali
vardi. Kaslari fevkalade iyi sekilde fark ediliyordu."

' Gözleri aralikti'

" HALIDE INTEPE: "Tabut kapanmadan en son gittim baktim.
Basi yana
dogru egikti. Yüzü hiç bozulmamisti. Azicik sakallari çikmisti.
Hani
insan hasret giderek ölürse. gözleri aralik kalirmis ya. öyle
aralikti
gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi."
 

Konuyu görüntüleyenler

Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
Geri
Üst
Combeki Media