Toplam 1 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 1 arasi kadar sonuc gösteriliyor

 

 

 

Konu: Çanakkale şehitlerine

  1. #1
    Nahit1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Durum: Nahit1 âíå ôîğóìà
    Üyelik tarihi : 11.Nisan.2009
    Mesajlar : 1,051
    Tecrübe Puanı : 0
    Array

     


    Post Çanakkale şehitlerine

    images/yorumlarinizi.png
    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

    Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?

    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi

    -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya

    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya

    Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!

    Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

    Dedirir-yırtıcı his yoksulu sırtlan kümesi

    Varsa gelmiş açılıp mahbesi yahut kafesi!

    Eski Dünya Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer

    Kaynıyor kum gibi Mahşer mi hakikat mahşer.

    Yedi iklimi cihanın duruyor karşında

    Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

    Çehreler başka lisanlar deriler rengarenk.

    Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

    Kimi Hindu kimi Yamyam kimi bilmem ne bela...

    Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

    Ah o yirminci asır yok mu o mahluk-i asil

    Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil

    Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;

    Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına

    Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...

    Medeniyet denilen kahbe hakikat yüzsüz.

    Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab

    Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

    Öteden saikalar parçalıyor afakı;

    Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

    Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;

    Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

    Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam

    Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

    Ölüm indirmede gökler ölü püskürtme de yer

    O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

    Kafa göz gövde bacak kol çene parmak el ayak

    Boşanır sırtlara vadilere sağnak sağnak.

    Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller

    Yıldırım yaylımı tufanlar alevden seller.

    Veriyor yangını durmuş da açık sinelere

    Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

    Top tüfekten daha sık gülle yağan mermiler...

    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

    Ne çelik tabyalar ister ne siner hasmından;

    Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

    Hangi kuvvet onu başa edecek kahrına ram?

    Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

    Sarılır indirilir mevki’-i müstahkemler

    Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

    Bir göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;

    “O benim sun’-i bediim onu çiğnetme” dedi.

    Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:

    İşte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek.

    Şuheda gövdesi bir baksana dağlar taşlar...

    O rukü olmasa dünyAya eğilmez başlar

    Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor

    Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor!

    Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!

    Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i...

    Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.

    Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?

    “Gömelim gel seni tarihe”desem sığmazsın.

    Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...

    Seni ancak ebediyetler eder istiab.

    “Bu taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;

    Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

    Sonra gök kubbeyi alsam da rida namıyle;

    Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;

    Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

    Sen bu avizenin altında bürünmüş kanına;

    Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına

    Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;

    Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    Tüllenen mağribi akşamları sarsam yarana...

    Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

    Sen ki son ehl-i salibin kırarak savletini

    Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i

    Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...

    Sen ki İslam’ı kuşatmış boğuyorken hüsran

    O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;

    Sen ki ruhunla beraber gezer ecramı adın;

    Sen ki a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat

    Sana gelmez bu ufukalar seni almaz bu cihat...

    Ey şehid oğlu şehid isteme benden makber

    Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

    MEHMET AKİF ERSOY
    ÇANAKKALE'DE BAYRAM SABAHI...


    ------------------------

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Bu Konu için Etiketler

Sosyal Bağlantılar

Sosyal Bağlantılar

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  

 

 

 

  • | Buraya Link Alabilirsiniz | Non Stop Konya |
  •  

     

     

     

     

     

     

    1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177