ÇOCUKTA OYUN VE OYUNCAK
OYUN
Oyun

çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları

kedi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir.
Oyun

sonucu düşünülmeden

eğlenmek amacıyla yapılan hareketlerdir. Oyun

”iş”in karşıtı olarak düşünülmektedir; çünkü “iş” te belli sonuç söz konusudur.
Piaget’ye göre oyun

bir uyumdur
Oyunun Bedensel Değeri : Çocuğun kas sistemini geliştiren aktif oyun aynı zamanda çocukta biriken enerjinin boşalmasını sağlar. Bu enerjinin harcanmaması

çocuğun nörotik

içe dönük ve alıngan bit yapıya sahip olmasına neden olabilir.
Oyunun İyi Edicilik Niteliği : Çocuğu tanımada değerli bir araç olan oyun

onun günlük yaşamda çevresinden aldığı uyaranların oluşturduğu gerilimden kurtulmasını sağlar.
Oyun yoluyla çocuk

en derin duygu ve gereksinmelerini ifade olanağı bulmakta ve sorunlarını kendi kendine çözebilmektedir. Çocuk

bebekleriyle evcilik oynarken

evin çeşitli bireylerine olan duygularını bu yolla açığa vurabilmektedir. Örneğin; kardeşini kıskanan bir çocuk oyunlarında kardeşi rolündeki bebeği cezalandırabilir ya da dönmemek üzere seyahate gönderebilir.
Oyunun Eğitimsel Değeri : Çocuk

çeşitli biçim ve boyutlardaki oyun malzemesiyle oynaya oynaya

renk

renk

boyut ve objelerin anlamlarını kavrar. Oyun çocuğun içinde bulunduğu yaşamı kavramasını

gerçekle gerçek olmayanı ayırabilmesini öğretir.
Oyunun Toplumsal ve Ahlaki Değeri : Arkadaşlarıyla oynamak

çocuğa işbirliğini ve toplu yaşam için gerekli kuralları öğretir. Oyun yoluyla sosyalleşen

“ben” ve “başkası” kavramlarının bilincine varan çocuk

vermeyi ve almayı da oyun aracılığıyla öğrenir.
Çocuğun toplum ve ahlak kurallarına uyum göstermesinde oyunun rolü büyüktür. Çocuk

ev ve okul çevresinde neyin doğru

neyin yanlış kabul edildiğini görür. Ancak bu tür kurallara uymanın zorunluluğunu oyun ortamında anlayabilir.
OYUNDA KÜLTÜR

İKLİM VE CİNSİYET FAKTÖRÜ
Oyunların oluşumunda iklimin

kültürün

cinsiyetin ve yaşın etkisi büyüktür. Belirli bir kültürdeki çocuklar

çoğu oyunu bir önceki kuşaktan taklit yoluyla öğrenirler. Oyunda kültür faktörü egemendir. Örneğin

Amerikan ve Japon çocukları üzerine yapılan bir araştırma

Amerikalı çocuklarda grup oyunlarının daha çok sevildiğini ortaya koymuştur. Yine Amerikalı çocuklar sadece küçük yaşlarda dramatik oyunlardan hoşlanırken

Japon çocuklarının bu tür oyunlardan daha uzun süre hoşlandıkları saptanmıştır.
Oyun türünün seçiminde mevsim ve iklim koşullarının da etkisi büyüktür. Hareketli oyun ve sporu içeren oyun türleri serin mevsimlerde

daha az enerjiyi gerektiren spor ve oyun türleri ise sıcak mevsimlerde daha çok sevilir.
Cinsiyet oyun seçiminde önemli bir başka etkendir. İstanbul çocukları üzerinde gerçekleştirdiğimiz araştırma bulgularında

cinsiyete göre en çok seçilen oyun türleri şu şekilde ayrılmıştır.
Kızlar : İp atlamak

istop

yakartop

saklambaç

seksek

ebecilik
Erkekler : Futbol

koşmaca

saklambaç

misket
YAŞLARA GÖRE OYUNDA GÖRÜLEN GELİŞİM
Oyun biçimlerinin insan gelişimine koşut olarak farklılaştığı görülür. İlk 2-3 aylık bebeğin oyun faaliyeti

çevresindeki insanlara bakmak ve yakınındaki objeleri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibarettir. Daha sonra çocuğun el ve kolundaki kontrol giderek artar. Çevresindeki objeleri yakalayıp inceleyebilir.
2 yaşından itibaren çocuklar günlük yaşamlarını canlandıran dramatik oyunlara yönelirler. Başlangıçta kişileştirme (örneğin

bebeklerle konuşma)

objeleri kullanma (boş bardaktan su içme) veya evcilik gibi tablolar dikkati çeker. Zamanla birey ya da hayvanları taklit etmeye başlar. Yaşıtlarıyla oynadığı dramatik oyunlarda baba

öğretmen gibi roller oynar.
Oyun çocuğa kendini tanımayı öğretir. Oyun yoluyla kendi güçlerini sınamakta

atılıma girişmekte olan çocuğun

oynadıkça duyuları keskinleşir

yetenekleri gelişir

becerileri artar.
Çocuk oyuna yalnızca büyüklerinden gördüğünü aktarmakla kalmaz

kendi algıladıklarına deneyimlerini de katarak sentezler yapar. Oyun

çocuğun yaratma ortamıdır.
4-6 yaşlarındaki kızlar bebeklerine farklı elbiseler giydirip küçük sembolik evlerini eşyalarla süslerken

erkekler izledikleri bazı savaş serüvenlerini grup oyunlarına yansıtırlar.
Oyun

gerçek dünyayla hayal dünyası arasında bir köprüdür.
Oyun faaliyeti tek başına ele alındığında tüm gelişime koşut olarak

oyunda da belirgin bir evrim görülür. Oyundaki bu gelişimi

Parten kısaca şöyle özetler:
Tek başına oynanan oyun
Başka bir oyunu izleme
Paralel oyun
Birlikte oynanan oyun
İşbirliğine dayalı oyun
Piaget

oyun gelişimiyle bilişsel gelişim arsında yakın bir ilişki olduğunu savunur ve oyun gelişimini üç farklı evrede ele alır.
Alıştırmalı oyun (doğumdan 18.aya kadar)(Emme

elleri açıp kapama)
Sembolik oyun (2-6 yaş) (taklit)
Kurallı oyun evreleridir.. (7-12 yaş) (kurallı oyunlar)
Çocuğun oyun gereksinimini en iyi karşılayan toplumsal kurum

anaokullarıdır. Çocuk anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur

işbirliğini geliştirir

yaşıtlarıyla ilişkiye girer. Anaokulu çocuğu

kendi hakkını korurken

paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.
Sosyal Bağlantılar