Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

Ataturk Tarihi Telgraf

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,180
2
38
konya

Tarihi Telgraf

Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden 15 gün sonra dönemin Ingiltere Büyükelçisi Percy Loraine'in Londra'ya özel bir kuryeyle gönderdigi ve üzerine "40 Yil Boyunca Açiklanmayacak" damgasi vurulan mektubun tam metnidir.

- - - - - G I Z L I - - - - -

Telgraf No: 608
Ingiltere Büyükelçiligi. Ankara. 25 Kasim 1938

Aziz Lordum.

1. Size Mösyö Kemal Atatürk'ün ölümünü bildiren 194 sayili telgrafi çok derin üzüntüler içinde sunmustum.

2. Bu belgeye ek olarak. Büyükelçiligimiz Müstesari tarafindan hazirlanan ve Kemal Atatürk'ün geçmisteki kariyerini içeren belgeyi sizlere sunma onuru yaninda. bu yazimda. Atatürk'ün yaptigi isleri övmekten çok. onun kisiligi ve bu ülke insanina ne ifade ettigi konusuna deginmeye çalisacagim. Hiç süphesiz toplum bilimciler ve tarihçiler onun çalisma hayati ve yaptiklariyla ilgilenip ayrintili bir çalisma yapacaklardir. Ancak bunlarin birçogu. Atatürk'ün gerçek
kimligini ögrenmeden hazirlanacaktir ki; onu tanimadan yapilacak degerlendirmeler kuskusuz yanlis olacak ve yanlis yönlendirmelere neden olacaktir.

3. Bu bilginin toplanmasinda. ben belki de ayricalikli bir konuma sahiptim. Her ne kadar. rahmetli Cumhurbaskani ile çok nadir karsilasmis olsam da. bu görüsmeler diger diplomatik temsilciliklerinkine nazaran daha *** ve daha uzun olmustur. Bütün bunlar bir yana. görevimin ilk günlerinden itibaren Atatürk beni bir dost gibi görmüs. benimle görüsmekten memnun olmus. görüsme firsati
dogdugunda bundan hosnut kalmis. karsilikli konusmalarimiz esnasinda
ilgi ve dikkati asla azalmamistir. Galiba. onun yeteneklerini ortaya çikartan becerikli yaklasimlarim vardi. bu yüzden olsa gerek görüstügümüz konu hakkindaki fikirlerine ya da o konu ile ilgili sundugu sonuca karsi çiktigimda benim bu tavrima direnmezdi. Dolayisiyla. kendi özel kimligini bana. diger yabancilara gösterdiginden daha fazla gösterdigine inaniyorum.

4. Dogrudan edinilen tecrübelerimi saglayan kisisel görüsmelerimiz disinda. onu çok yakin dostlarindan ve hatta aramizdaki dostlugu gördükten sonra benimle onun hakkinda konusmaya hiç çekinmeyen Kabine'deki bazi Bakanlardan da birçok kez dinleme firsatim oldu.

5. Atatürk'ün müstesna ve takdire sayan bir sahsiyet oldugunu söylemek pek bir sey ifade etmeyebilir. Ancak gerçekten müstesna ve takdire sayan bir kisiydi. neden bu niteliklere sahip bir sahsiyet oldugunu açiklamaya çalismaliyim.

6. Sanirim bunu temelde "çift karakterlilik" olarak açiklayabiliriz. Bu ülkede nefret uyandiran ve yasaklanan H.C.Armstrong'un "Grey Wolf" (Bozkurt) adli kitabini okuyan çogu insan. çok yetenekli; inatçi bir enerjiye sahip. ancak insafsiz. itici tavirlari olan. serkes mizaçli. gem vurulmamis zevkleri. ahlak disi ihtiraslari olan; dahasi. dostlugu tanimayan bir adamin portresiyle karsilasmaktadir.

Bu tesbiti dogrular görünecek kanitlari toplamak hiç de zor olmayacaktir; ancak sahsen ben. bir insanin bu sekilde tanitilmasini tamamiyla yaniltici buluyorum. Gözle görülen bir dizi kural disiligi sadece ayri karakterlilikle anlatabilecegime inaniyorum. Sadece su veya bu savasi kazanarak. su veya bu kanunu çikararak. harf devrimi yaparak ya da fes giyilmesini yasaklamak veya ülkeyi laik kilarak degil. yüzyillarca aci çekmis. ruh karartici yönetimler yasamis bir irkin dehasina güvenerek. sadece artik kölelik çekilmemesi
gerektigine inandigi için çok sayida kuvveti harekete geçirip. bir insanin büyüklügünün ve sira disi görüsünün kaniti sadece iyiligi ile ölçülebilir on bes yil gibi kisa bir sürede bu insan bir çok iyi sey yapmistir. Gerisi ayrintidan ibarettir; sadece dedikoducu zihniyetin üzerinde duracagi ancak bir tarihçinin gerektigi kadarini verecegi ayrintilar.

7. Atatürk'ün dinamik enerjisi üzerinde durmama gerek yok. bu enerjinin dayanilmaz gücü. Türk irkinin tarihinde simdiden önemli bir sayfa olarak yer almistir. Ancak ben. pek bilinmeyen bir baska özelligine deginmek istiyorum: Bu da; Atatürk'ün dogustan gelen. belki de farkinda olmadan tipki sütün kaymagini hemen ayiran aletler gibi. faydasizi faydalidan ayirma yetenegiydi.

8. Atatürk'ün tüm karakterinde veya en azindan mevcut seklinde. bazi
çeliskilerle karsilasilmaktadir. Iddia edilen acimasizligi. onu taniyanlarin çok iyi bildigi gibi. vatandaslarina duydugu sevgiyle uyusmamaktadir. Tensel günahlar ve geçici iliskilere duydugu varsayilan zevklere karsin. toplumda kadinin rolü kavrami. halk devrimlerinde en çarpici savunmayi ortaya koydugu kadin haklari ve önemi ile bagdasmamaktadir. Zira bir iki sene içinde çokesliligi yasal olarak ortadan kaldirmis ve istedikleri takdirde harem kadinlarina bile devletin liberal mevkilerinin açik oldugunu ortaya koymustur. (Kimi zaman toplum içinde de olsa) özel hayatini tanimlayan ve göz ardi edilmis resmiyeti. giyiminin kusursuzlugu. olaganüstü tavirlari ve resmi görevlerdeki asaleti ile garip bir
çeliski yaratmaktadir. Sadece bir kaç büyük adam daha rahat ve daha
güvenli hissetmenizi saglayabilir; sanirim yok denecek kadar azi da gerektiginde sizi bu kadar rahatsiz hissettirebilir.

9. Atatürk. Bati'da "yes-men" ve uzun süredir Türkiye'de "evetçi" olarak bilinen tarzdan hoslanmiyor. bu tür insanlari asagiliyordu. Ahmak ve dalkavuklara tahammülü yoktu. Aslinda belki de en çok sömürücüleri sevmez. açgözlüleri hor görürdü. Bir insanin onun için çalisiyor olmasi fikrine hos bakmazdi. Kendisi zaten ülkesi. irki ve insanlari için yasiyor. onlar için düsünüp. onlar için çalisiyordu. Digerleri bu sekilde davranmiyorsa. görevlerini yerine getiremedikleri kanaatina variyordu.

10. Korkarim gelecek nesillere Atatürk bir diktatör olarak aktarilacak. Bunun yanlis olacagi kanisindayim. Hem savasta. hem barista evet o büyük bir liderdi -ancak gerçek bir diktatör degildi. Ne yazik ki ben. simdiye kadar onu anlatabilecek diktatör kelimesine ait bir tanimimiz olduguna inanmiyorum. Ancak Hitler ve Mussolini'nin tersine. devlette idari veya yönetim fonksiyonu
bulunmuyordu; af yetkisi yoktu; mahkemelere emir yetkisi yoktu; diplomatik misyon temsilcilerini reddetme hakkina sahip degildi. Bütün bu hususlara teknik gözle bakip bir kenara iter ve tüm devlet meselelerinde onun isteklerinin hakim oldugu konusunda israr edebilirsiniz. Dogru. ancak daha çok o konudan sorumlu kisilerin onayinin hakimiyeti seklinde karsimiza çikiyordu. Olaylarin gidisi.
Atatürk'ün görüs açisinin dogrulugunu. verdigi hükümlerin zekice oldugunu ve hata yapmadigini göstermistir. Dolayisiyla sikça fikirlerine basvurulmasi ve memnuniyetle bu fikirlerin uygulanmasini görmek pek de sasirtici degil. Ancak onu Mussolini. Hitler veya Primo de Rivera gibi diktatörlerden ayiran belki de en büyük özellik. basindan beri isteyerek ve çok emek sarf ederek. kendini
yasatacak bir sistem kurmaya çalismasidir. Atatürk'ten sonraki cumhurbaskani seçiminin sessizce hallolmasi ve ölümünden sonra kurdugu rejimin sakince sürmesi bir kriterse. evet basarili olmustur.

11. Atatürk'ün idrak gücünde esrarengiz bir yön vardi; küçük seylere önem vermeyis veya sinsi olamayisinda üstün bir yön bulunuyordu; konsantrasyon gücü olaganüstüydü; sefkat ve ilgi bekleyen bilinçaltinin etkileyici yani belki de suurlu amacinin buz gibi dimdikliginin bir baska parçasiydi.

12. Müslüman olarak dogmus. ancak din karsiti bir kisi olmustu. dogrulugu sevmis. günahtan nefret etmisti; isini iyi bilen. istidat sahibi bir askerdi. savastan nefret ederdi. Bagimsizligi elde ettigi andan itibaren barisin pesinde kosmus ve baris ortamini saglamayi basarmisti. Türkiye'nin kaderini elleri arasina aldigindan beri. Kemalist Cumhuriyetin dostluk elini uzatmadigi ve aralarinda Osmanli Imparatorlugu'nun düsmanlarinin da bulundugu tek bir komsusu dahi yoktur. Uzatilan dostluk eli çogunlukla tutulmus ve sarf edilen
çabalar sonunda ülkelerarasi sürtüsme azaltilarak. dogunun bu bölgesinde daha genis kapsamli baris. dikkat çekici bir biçimde saglanmistir.

13. Kemal Atatürk yapilmasi gerektigine inandigi seyleri korkusuzca yerine getirmekten asla vazgeçmemisti. Hastaliginin siddetlendigi anlarda ölüme çok yakinlasmis olsa bile. korku asla ne yüregine ne beynine yerlesmeyi basaramamisti. O. Türk Milleti'ne hizmet ederken öldü. Ölüm bile büyük zaferini ondan çalmayi basaramamistir. Insanlara hayatlarini. onur ve sereflerini ve insanca yasama yolunu vermis. belki de tüm bunlardan daha önemlisi bu haklarina sahip çikmalarini saglayacak bagimsizligi tattirmistir.

Lordum. en derin saygilarimla. sizin en sadik ve en mütevazi hizmetkariniz oldugumu bildirmekten seref duyarim.

Percy Loraine
 

Konuyu görüntüleyenler

  • Türk Tarihi ve Değerleri
  • MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
  • Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
    Geri
    Üst
    Combeki Media