Çevrimdışı
alemextra
Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
- Konu Yazar
- #1
Bütün iyiliklere sahip ve bütün eksikliklerden uzak birisi bu dünyada yok.
Eşini Fazla Eleştirme.
Bütün iyiliklere sahip ve bütün eksikliklerden uzak birisi bu dünyada yok.
Birisi Zayıf diğeri ise şişmandır.
Birisinin burnu büyük diğerinin ise ağzı geniştir.
Birisinin dişleri çok büyük diğerinin yüz rengi farklı.
Birisi uzun boylu diğeri ise kısa boyludur.
Birisi sakar ve utangaçtır diğeri ise utanmak nedir bilmez.
Birisi misafirin yanında nasıl davranması gerektiğini bilmezken diğerini okuma yazması yok.
Birisi sinirli diğeri ise suskun ve soluktur.
Birisi yemek pişirmesini bilmezken diğeri para harcamaktan doymuyor.
Birisi çok yemek yerken diğeri ancak zorla yemek yer.
.
Birisi huysuz diğeri ise kıskançtır.
Birisi tembel diğeri ise kötü ağızlı birisi kendini beğenmiş diğeri ise kinci birisidir birisi…
Bu saydıklarımızın bir veya birkaçına sahip olmayan bir insan bulamazsınız.
Erkekler genellikle evlenmeden önce kendi kafalarında bütün kötülüklerden arınmış ve bütün iyiliklere sahip bir eş hayal ederler. Bunun adını da “ideal eş” koyarlar. Ama böyle birisinin yeryüzünde olmadığını bilmiyorlar.
Evlendikten sonra kafalarındaki eşleriyle aynı çatı altında oldukları kadının uyuşmadığını görünce de eşlerinin eksikliklerini dile getirmeğe başlarlar ve evlilik konusunda yenilgiye uğradıklarını düşünmeğe başlarlar.
Bu konuda kendilerini dünyanın en şanssız adamı olarak nitelendiren bu erkekler sürekli bu başarısızlıklarını dile getirirler. Yaptıkları tek şey ise eşlerinin bütün eksikliklerini dile getirmektir gördükleri en ufak eksikliği bile af etmeyen bu erkekler bu şekilde ellerinden geldiğince eşlerini küçümsemekten kaçınmazlar.
Bu işi evin dışına taşıyan erkekler ise kendi elleriyle yuvalarının temelini sarstıklarından habersizce evliliklerini tehlikeye atıyorlar.
Bu davranışın sadece bir sonucu olabilir o da evin gülü olan kadının her gün biraz daha solması ve eşine duyduğu aşkın her gün biraz daha azalmasıdır. Sonuç ise her zaman kadının eşine ve evine karşı soğuyarak her şeyden uzaklaşmasıdır.
Böyle bir kadın haklı olarak kendi kendine böyle düşünmeğe başlar: Neden sevmediğim bir erkeğin evinde bunca zorluğa katlanayım? Muhtemelen en iyi kadın bile karşılık vererek kocasının eksikliklerini sıralamaya başlayacaktır.
Erkek: Çok çirkin bir burnun var.
Kadın: Önce kendi yüzüne bak sonra konuş; şu büyük ağzına baksana.
Böyle bir evlilikte görülen ilk olumsuzluk eşlerin birbirine karşı olan saygılarının yitirilmesidir; sürekli birbirlerini eleştiren bu çiftin evi sevgi ve saygı dolusu olması gerekirken çekilmez bir hal alacaktır.
Bu çiftin bu şekilde devam etmesini düşünebiliyor musunuz?
Evlilikte yenilgiye uğradığını düşünen bir erkek ve sürekli aşağılanan bir kadın; bu tablonun arka tarafında ise birçok fiziki ve psikolojik hastalık yatıyor.
İşin en kötü tarafı da bu çiftin ayrılmasıdır; bu durumda her ikisi de hayattan hiçbir zaman memnun olmayacaklardır; özellikle çocukları da varsa bu durumu daha da kötüleştirecektir.
Böyle bir erkek toplumdaki eski konumunu kaybedecektir; herkes ona başka bir gözle bakacaktır belki yeterince akıllı olmamak veya maymun iştahli olmakla suçlanacaktır. Evlenirken üstlendiği mali yükümlüğün kaybı bir yana kaybettiği itibarını bir daha asla kazanamayacaktır ve ikinci bir evlilik için gerekli mali hazırlık belki yıllarını alacaktır.
En kötüsü de bu adamın kafasındaki ideal eşi bulamamak ihtimalinin çok yüksek olmasıdır. Birçok kadın dul bir erkekle evlenmeği göze almazken evlendiği kadının da aynı sorunlara sahip olmayacağı veya en azından farklı sorunlara sahip olmayacağı ne malum?
Evlendiği kadın birinci eşini aratacak kadar kötü olduğunda ise o kadına katlanmaktan başka bir çaresi olmayacaktır.
Erkeklerin çok az bir bölümü ikinci evliliklerinden memnundurlar; ama sabretmekten başka çareleri de yoktur. İkinci evlilikten sonra boşanıp tekrar birinci eşiyle evlenen erkeklerin sayısı az değildir.
Saygılı hürmetli beyefendi: neden sadece kötülük penceresinden eşine bakıyorsun? Neden sadece eşinin eksikliklerini görüyorsun? Neden çok küçük eksiklikleri o kadar gözünde büyütüyorsun ki zamanla kendin bile onlara katlanmakta zorlanıyorsun? Neden hayatını karartıyorsun?
Kusursuz bir kadın tanıyor musun ki bu kadar eşini eleştiriyorsun? Sen kendin kusursuz musun? Bu küçük eksiklikler hayatının kararmasına değer mi?
Neden sadece eşinin kötü yönlerini görüyorsun? Neden iyi yönlerini görmüyorsun?
İnsaflıca bakacak olursan eksikliklerini gölgesinde bırakacak birçok iyi yönünü görebilirsin; sahip olduğu bunca büyük iyilikler varken ondaki eksiklikler eksiklik sayılmaz.
Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: Ey kendini Müslüman sayıp da kalbi imanla tanışmayan insanlar: Müslümanlar hakkında kötü konuşmayın ve onların eksikliklerini dile getirmeyin. Başkalarının eksikliklerini sayan kişilerin eksikliklerini Allah söyleyecektir. Böyle birisi evinde oturmuş olsa bile rezil olacaktır.
Eşini Fazla Eleştirme.
Bütün iyiliklere sahip ve bütün eksikliklerden uzak birisi bu dünyada yok.
Birisi Zayıf diğeri ise şişmandır.
Birisinin burnu büyük diğerinin ise ağzı geniştir.
Birisinin dişleri çok büyük diğerinin yüz rengi farklı.
Birisi uzun boylu diğeri ise kısa boyludur.
Birisi sakar ve utangaçtır diğeri ise utanmak nedir bilmez.
Birisi misafirin yanında nasıl davranması gerektiğini bilmezken diğerini okuma yazması yok.
Birisi sinirli diğeri ise suskun ve soluktur.
Birisi yemek pişirmesini bilmezken diğeri para harcamaktan doymuyor.
Birisi çok yemek yerken diğeri ancak zorla yemek yer.
.
Birisi huysuz diğeri ise kıskançtır.
Birisi tembel diğeri ise kötü ağızlı birisi kendini beğenmiş diğeri ise kinci birisidir birisi…
Bu saydıklarımızın bir veya birkaçına sahip olmayan bir insan bulamazsınız.
Erkekler genellikle evlenmeden önce kendi kafalarında bütün kötülüklerden arınmış ve bütün iyiliklere sahip bir eş hayal ederler. Bunun adını da “ideal eş” koyarlar. Ama böyle birisinin yeryüzünde olmadığını bilmiyorlar.
Evlendikten sonra kafalarındaki eşleriyle aynı çatı altında oldukları kadının uyuşmadığını görünce de eşlerinin eksikliklerini dile getirmeğe başlarlar ve evlilik konusunda yenilgiye uğradıklarını düşünmeğe başlarlar.
Bu konuda kendilerini dünyanın en şanssız adamı olarak nitelendiren bu erkekler sürekli bu başarısızlıklarını dile getirirler. Yaptıkları tek şey ise eşlerinin bütün eksikliklerini dile getirmektir gördükleri en ufak eksikliği bile af etmeyen bu erkekler bu şekilde ellerinden geldiğince eşlerini küçümsemekten kaçınmazlar.
Bu işi evin dışına taşıyan erkekler ise kendi elleriyle yuvalarının temelini sarstıklarından habersizce evliliklerini tehlikeye atıyorlar.
Bu davranışın sadece bir sonucu olabilir o da evin gülü olan kadının her gün biraz daha solması ve eşine duyduğu aşkın her gün biraz daha azalmasıdır. Sonuç ise her zaman kadının eşine ve evine karşı soğuyarak her şeyden uzaklaşmasıdır.
Böyle bir kadın haklı olarak kendi kendine böyle düşünmeğe başlar: Neden sevmediğim bir erkeğin evinde bunca zorluğa katlanayım? Muhtemelen en iyi kadın bile karşılık vererek kocasının eksikliklerini sıralamaya başlayacaktır.
Erkek: Çok çirkin bir burnun var.
Kadın: Önce kendi yüzüne bak sonra konuş; şu büyük ağzına baksana.
Böyle bir evlilikte görülen ilk olumsuzluk eşlerin birbirine karşı olan saygılarının yitirilmesidir; sürekli birbirlerini eleştiren bu çiftin evi sevgi ve saygı dolusu olması gerekirken çekilmez bir hal alacaktır.
Bu çiftin bu şekilde devam etmesini düşünebiliyor musunuz?
Evlilikte yenilgiye uğradığını düşünen bir erkek ve sürekli aşağılanan bir kadın; bu tablonun arka tarafında ise birçok fiziki ve psikolojik hastalık yatıyor.
İşin en kötü tarafı da bu çiftin ayrılmasıdır; bu durumda her ikisi de hayattan hiçbir zaman memnun olmayacaklardır; özellikle çocukları da varsa bu durumu daha da kötüleştirecektir.
Böyle bir erkek toplumdaki eski konumunu kaybedecektir; herkes ona başka bir gözle bakacaktır belki yeterince akıllı olmamak veya maymun iştahli olmakla suçlanacaktır. Evlenirken üstlendiği mali yükümlüğün kaybı bir yana kaybettiği itibarını bir daha asla kazanamayacaktır ve ikinci bir evlilik için gerekli mali hazırlık belki yıllarını alacaktır.
En kötüsü de bu adamın kafasındaki ideal eşi bulamamak ihtimalinin çok yüksek olmasıdır. Birçok kadın dul bir erkekle evlenmeği göze almazken evlendiği kadının da aynı sorunlara sahip olmayacağı veya en azından farklı sorunlara sahip olmayacağı ne malum?
Evlendiği kadın birinci eşini aratacak kadar kötü olduğunda ise o kadına katlanmaktan başka bir çaresi olmayacaktır.
Erkeklerin çok az bir bölümü ikinci evliliklerinden memnundurlar; ama sabretmekten başka çareleri de yoktur. İkinci evlilikten sonra boşanıp tekrar birinci eşiyle evlenen erkeklerin sayısı az değildir.
Saygılı hürmetli beyefendi: neden sadece kötülük penceresinden eşine bakıyorsun? Neden sadece eşinin eksikliklerini görüyorsun? Neden çok küçük eksiklikleri o kadar gözünde büyütüyorsun ki zamanla kendin bile onlara katlanmakta zorlanıyorsun? Neden hayatını karartıyorsun?
Kusursuz bir kadın tanıyor musun ki bu kadar eşini eleştiriyorsun? Sen kendin kusursuz musun? Bu küçük eksiklikler hayatının kararmasına değer mi?
Neden sadece eşinin kötü yönlerini görüyorsun? Neden iyi yönlerini görmüyorsun?
İnsaflıca bakacak olursan eksikliklerini gölgesinde bırakacak birçok iyi yönünü görebilirsin; sahip olduğu bunca büyük iyilikler varken ondaki eksiklikler eksiklik sayılmaz.
Peygamber efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: Ey kendini Müslüman sayıp da kalbi imanla tanışmayan insanlar: Müslümanlar hakkında kötü konuşmayın ve onların eksikliklerini dile getirmeyin. Başkalarının eksikliklerini sayan kişilerin eksikliklerini Allah söyleyecektir. Böyle birisi evinde oturmuş olsa bile rezil olacaktır.