Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

islam Kur'an ı Bolca Okumalıyız, Ama Nasıl Okumalıyız

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,180
2
38
konya
Kur'an ı Bolca Okumalıyız, Ama Nasıl Okumalıyız

Allah Kur’an ı sizlere rehber olsun diye indirdim der bizlere. Madem rehberimiz Kur’an onun tüm ayetlerine koşulsuz iman etmeliyiz. Öyleyse ayetlerin emredildiği şekliyle değiştirmeden bazı ayetleri görmezden gelmeden gerçek manasıyla hayatımıza geçirmeliyiz ki Allah ın nurundan rehberliğinden gerektiği ölçüde istifade edebilelim.

Allah bizlere rehber olsun diye indirdiği Kur’an ı yalnız sizler içinrehberdir diyerek serbest bırakmamıştır bizleri. Çok açık ve net bir hükümveriyor Zühruf suresi 44. ayetinde ve bakın ne diyor?

( BU KİTAPTAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.)

Madem Kur’an dan sorumlu tutulacağız hesaba çekileceğiz o zaman sorumluolduğumuz Kur’an ı anlamaya çalışırken izlememiz gereken yol yöntem nedironu önce doğru anlamalıyız.

Kur’an a baktığımızda bizlerin anlamadığı bir dilden yazıldığını görürüz. Budurumda ne yapmalıyız? Çünkü Yaradan büyük bir sorumluluk yüklemiş bizlere vedemiş ki bu kitaptan hesaba çekeceğim sizleri.

Şöyle düşünelim acaba sorumlu olduğumuz imtihana çekileceğimiz Kur’an ıanlayabilmemiz için Arapça bilmeyen tüm toplumların Arapça mı öğrenmesigerekir? Allah böyle bir zorlukla bizleri karşı karşıya bırakır da birdeondan sorumlu tutar mı? Önce bu soruya doğru cevap bulmalıyız.

Bazı kesimin söylediği gibi Kur’an başka dillere tam olarak çevrilemez mi? Budüşünce Kur’an dan asla onay almaz. Çünkü Allah yemin olsun ki sizler içinbu kitabı kolaylaştırdım diyorsa birçok kez ayetlerinde başka dile tam olarakçevrilmeyen bir rehber gönderip daha sonrada tüm kullarını sorumlu aslatutmaz. Bu düşünce Allah ın adaletine büyük saygısızlıktır. Lütfen bunuunutmayalım.

Peki Allah Kur’an ı neden Arapça indirmiş? Gelin şimdi onu anlayalım kibizlere yol göstersin.

Fussilet 44: Eğer biz bu Kur'ân'ı yabancı bir dilde indirseydik onlarkesinlikle “Ayetlerinin açıklanması gerekmez miydi? Bir Arap'a yabancı birdille söylenir mi?” diyeceklerdi. De ki: “O inananlar için bir yol göstericive gönüllerine şifadır. Kâfirlerin kulaklarında ağırlık vardır ve Kur'ân onlarakapalıdır; sanki onlara uzak bir yerden sesleniliyor.”

Rabbimiz ne kadar güzel açıklamış değil mi dostlar Kur’an ın neden Arapçaindirildiğini. Eğer yabancı bir dilde indirseydik itiraz ederdiniz ve bizimanlamadığımız dilden indirilir mi Kur’an derdiniz diyor.

İşte aynı soruyu bugün bizler Kur’an başka dile tam olarak çevrilmezdiyenlere sormalıyız ve demeliyiz ki;

ALLAH ARAPÇADAN BAŞKA DİLE TAM OLARAK ÇEVRİLMEYEN BİR REHBER GÖNDERİP DAHASONRA TÜM ALEMİ KUR’AN DAN MI SORUMLU TUTACAK?

Ne dersiniz Rabbimiz başka dile tam çevrilmeyen bir rehber gönderip dahasonra tüm kullarını sorumlu tutar mı? Elbette mümkün değil. Allah ın adaletinibu denli basitleştirenler elbette bunun hesabını mahşer günü vereceklerdir.

Lütfen Fussilet 44. ayeti tekrar okuyalım ve Rabbimiz neden Kur’an ı Arapçaindirmiş onu önce çok iyi anlayalım. Eğer ayetlerin manalarını anlatmakistediklerini doğru anlayamazsak ondan gereği gibi istifade etmemizde mümkünolmayacaktır.

Yaradan yukarıdaki ayetle Kur’an ile ilk muhatap olan toplumların elinden önesürebilecekleri bahanelerini alıyor ve o toplumun anladıkları dilden apaçıkindiriyor Kur’an ı. Peki ya diğer toplumların durumu ne olacak?

BU DURUMDA ARAP OLMAYAN TÜM YARATTIĞI KULLARINA BAHANE YARATABİLECEK BİRDURUMLA KARŞI KARŞIYA BIRAKIRDA BAŞKA DİLLERE TAM OLARAK ÇEVRİLMESİ MÜMKÜNOLMAYAN BİR REHBER KİTAP İNDİRİP DAHA SONRADA BU KİTAPTAN HESAP SORAR MISİZCE RABBİMİZ?

Elbette böyle bir düşünce Allah a ve Kur’an a saygısızlıktır. Peki budüşüncelere nereden kapılıyoruz? Kur’an ı rehber almayıp sanı ve rivayetlerile Kur’an ı anlamaya çalışırsak böyle bir sonuç çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Günümüzde bizlere öğretilen bir yanlışta sen anlamını bilmesen de Kur’an ıoku Allah sevap yazar mantığıdır. Önce sevabın ne olduğunu doğru anlamalıyız.

Sevap Allah ın istediği hoşnut olduğu bir değeri üretmekle kazanılır öncebunun bilincine varmalıyız. Bu değeri üretmeninde yolunu Kur’an öğretirbizlere. Eğer bizler Kur’an ı anlamadan okuyorsak nasıl olurda bir değer üretmeninyolunu öğrenmeden güzel bir başarıyı ortaya çıkarmadan sevap kazanacağımızısöyleriz ve buna inanırız? Bakın Rabbimiz bizleri ne için yaratmış.

Mülk 2:"O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatıyarattı. O üstündür bağışlayandır"


Elbette Arapçasından okumamızda hiçbir sakınca yok. Ama önce Kur’an ınindiriliş amacını yerine getirmek için bilerek anlayarak düşünerek okumalıyızki onun rehberliğinden gereği gibi istifade ederek sevap kazanabilelim.

Ben iyilik yapacağım ben zekât vereceğim ben namaz kılacağım ben doğru vegüzel işler yapan bir insan olacağım demekle mi sevap kazanırız yoksa bugüzellikleri hayatımıza geçirmekle mi sevap kazanırız?

Okulda imtihan yapan öğretmene hocam ben kitabı çok okudum dememiz mi bizlereyüksek not aldırır yoksa imtihana girip dersimizi çalıştığımızı hocamızakanıtladığımızda mı geçerli not alırız?

Lütfen bizleri Allah ile aldatanların oyununa artık gelmeyelim. Kur’angerçeklerinden bizleri uzaklaştırıp kendi nefislerinin esaretine alanlarınoyunlarını FURKAN ile bozalım. Kur’an ile aramıza ördüğümüz beşeri duvarlarıyıkalım ki Rabbin istediği gerçek kullar olabilelim.

Tüm İslam âlemi Kur’an ı anlamasa da bolca okuyor hatta bir makam ilaveederek kulağa hoş gelen güzel okuma yarışmaları da yapıyor. Ama Allah ınistediği ölçüde amaçta okumadığımız için sonuca ulaşamıyoruz okuduğumuzlakalıyoruz.

Okuduklarımızın meyvesini ortaya çıkarmadığımız sürece Allah ın istediği birtoplum olmamızda asla mümkün olmayacaktır.

Allah Kur’an da düşünmeye aklımızı kullanmaya çok önem verdiğini gösterirayetlerinde. Bizler İslam toplumu olarak din ve iman konusunda düşünen aklınıkullanan sorgulayan bir toplum olamadığımız içindir ki dinde bölündükparçalandık yetmiyormuş gibi birbirimize düşman olduk.

Demek ki Kur’an ı çok okumakla değil GEREĞİ GİBİ OKUMAKLA ve okuduğumuzuanlayıp yaşamımıza geçirmekle huzuru mutluluğu yakalarız. Kur’an ı böyleokumakla onun rehberliğinden istifade ederiz. Elbette bu şekilde ancak sevapkazanabiliriz bunu unutmayalım.

Demek ki Kur’an ı mutlaka ANLADIĞIMIZ DİLDEN OKUMALIYMIŞIZ. Hatırlayınız Allahın indirdiği tüm kitaplar o günkü toplumun dili ile indirildi. Anlasınlardüşünsünler ve onlara rehber olsun diye.

Hıristiyan toplumlarda ruhban sınıfının güç kaybetmemesi ve toplumuistedikleri gibi yönetebilmek için onlarda yüzlerce yıl indirilen İncil ibaşka dillere tercüme ettirmediler. Bunun günah olduğunu söylediler. Böyleceruhban sınıfı Allah ın dinini kendi nefis ve ihtirasları yönünde yönettiler.Daha sonra toplumların bilinçlenmeleri sonunda bu yanlışın farkına vardılar.Şimdi her ülke kendi dilinden okuyor İncili.

Buradan da anlaşılıyor ki ilk yapmamız gereken Kur’an ı anladığımız dildenokumak. Niçin anlayarak okumalıyız sanırım burası önemli.

Duhan 58: Böylece biz Kur'ân'ı senin kendi dilinde kolay anlaşılır kıldık kiDÜŞÜNÜP ÖĞÜT ALSINLAR.

Demek ki anlayarak okumamızın asıl nedeni düşünmek aklımızı devreye sokmakiçinmiş. Rabbimiz Kur’an ı öğüt almanız için indirdim demiyor muydu? Amabugüne kadar birileri siz Kur’an ı anlayamazsınız onu veli insanlar anlardemiyorlar mıydı bizlere?

Ne dersiniz bizler Allah ın söylediği gibi Kur’an ın muhkem ayetlerinianlayarak düşünerek okuduğumuzda anlamamız mümkün değildir diyenlereinanmalı mıyız bu durumda?

Yoksa Rahmanın söylediği gibi ayetlerin üzerinde düşündüğümüzde aklımızıkullandığımızda anlayabilir miyiz? Bunun kararını herkes kendisi verecektir.Bakın Allah bu sorumuza nasıl cevap veriyor.

Muhammet 24: Peki bunlar Kur'an'ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı?Yoksa kalpler üzerinde o kalplerin kilitleri mi var?

Ne yazık ki düşünen bir toplum olmaktan çıkarıldık. Sorgusuz itaat eden birtoplum olduk. Kalplerimiz kilitli kilidi açıp aydınlığı gerçeklerigörebilmemiz için anahtarını Kur’an dan almak yerine beşerin kitaplarındanalmaya çalıştık. Öyle olunca da sonuç ortada ama farkında bile değiliz.

Madem imtihanımız Kur’an dan onun tam olarak her dile çevrilemediğini veherkesin Kur’an ın muhkem ayetlerini anlayamayacağını söylememiz sizceRabbimize karşı nasıl bir saygısızlıktır bunun farkın damıyız? Böyle birzorlukla Allah kullarını imtihan eder mi?

Her zaman verdiğim örneği tekrar vermek istiyorum. Okuldayız ve öğretmenimizbizlerin sınıf geçme imtihanı için bir kitap dağıttı. Bu kitabı okuyun sizleribu kitaptan imtihan edeceğim dedi. Bizler baktık ki kitap bizlerin anlamadığıbir dilden yazılmış. Bu durumda öğrenciler olarak öğretmene karşı tavrımız neolur?

Samimiyetimle söylüyorum sınıfın tamamı güler ve öğretmenin şaka yaptığınıbilir kimse ciddiye bile almaz.

Peki bizlere aynı yol ve yöntemi çok daha ciddi bir konuda yani imanımızkonusunda yapanlara karşı neden aynı tavrı takınmıyoruz. Bizler o sınıfınöğrencileri kadar olamıyor muyuz yoksa?

Sizler Kur’an ı anlayamazsınız diyenlere itiraz edip Allah bizleri Kur’an danimtihan edeceğini söylüyorsa nasıl olurda bizler Kur’an ı anlayamayız böylebir imtihan mantık olur mu neden demiyoruz?

İşimize öyle geliyor. İmtihana bizzat çalışmak çaba göstermek yerine birileribizim yerimize çalışıp bizlerin imtihanını kolaylaştırsın diye düşünüyoruz.Ama yanılıyoruz. Gerçekleri göremiyoruz çünkü kalplerimiz mühürlü mühürüaçmak için hiçbir çaba harcamıyoruz.

Ya yanlış bir yol üzerinde ise güvendikleri kişiler edindikleri velilerşeyhler dervişler efendiler. Allah İslam dininde ruhban sınıfı yokturderken sizce neyi kast ediyor olabilir?

Hiç kimsenin bir başkasının yerine imtihanını yaşayamayacağı hiç kimseyi dinve iman adına yönlendirme yetkisinin olmadığıdır ruhban sınıfının dindeolmaması.

Ama bizler hem İslam dininde ruhban sınıfı yoktur deriz hem de velisi şeyhiolmayan cennete gidemez diyerek iman ettiğimiz onca ayetin tersini yapmaktabir sakınca görmeyiz. Çünkü nefsimizin azgınlığı ayetleri görmemizi engellerde ondan.

Allah çok dikkat çekici bir uyarıda bulunur bu konuda Kur’an da. Elbettebeşerin sözlerini daha çok öğüt olarak aldığımız için Rabbin bu gerçeklerini göremiyoruz.


Araf 3: “Rabbinizin katından size indirilene uyun; O'ndan başka önderlerin(velilerin) ardından gitmeyin. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda bu (öğüdü).

Allah çok açık bir uyarıda bulunuyor ve Rabbinizin katından size indirileneuyun diyor. Tüm bunları okuyoruz ve inandık diyoruz. İşte bundan sonrahayatımızda yaşadıklarımızla ayetlerin tam tersini yapacak kapıyı aralıyoruzve diyoruz ki Allah katından indirilenleri bizler anlayamayız.

Düşünebiliyor musunuz Allah kullarının anlayacağı şekliyle indirmiyor bizleribaşka velilere mi muhtaç ediyor? Ayetin devamındaki sözler aslında bunlarısöyleyenleri yalanlıyor ve bakın ne diyor.

(O'ndan başka önderlerin (velilerin) ardından gitmeyin.)

Aslında ayetler o kadar açık ve net her şeyi söylüyor ki anlayan a anlamakisteyene elbette. Allah bizleri Kur’an dışından hiçbir kaynağa yönlendirmiyor.Her bilgininde Kur’an da apaçık ve birçok örneklerle açıklandığını yazıyor.Hiçbir eksik olmadığını dahi söylüyor bizlere. Ayrıca din ve iman adına beşerikişilerin de veli-önder edinilmesini de yasaklıyor.

Burada bahsedilen düşünmeden Kur’an ın rehberliğinden uzak kişileri din adınaönderler veliler edinilmesinin yanlış olduğudur. Yoksa din adına başkakitaplar okumayın sorup araştırmayın anlamında elbette değildir.

Bizler ilk önce Kur’an ı anlayarak üzerinde düşünerek Allah ın bizlerden neleristediğini öğrenmek için çaba harcamalıyız. Yani imanımız adına önce temelibizler atmalıyız ki üzerine bina edeceğimiz imanımız sağlam temellerde olsun.

Daha sonrada bu konularla ilgili tüm kitapları okumalı ve her bilgidenistifade etmeliyiz. Ufkumuzu genişletmeliyiz. Çünkü hepimiz aynı kapasitededeğiliz BİRBİRİMİZDEN MUTLAKA YARDIM ALMALIYIZ.

İMTİHANINDA GEREĞİ BU DEĞİL Mİ ZATEN? KİM EN DOĞRU BİLGİYİ EN DOĞRU KAYNAKTANALIR ARAŞTIRIR VE DOĞRU SONUCU BULURSA İMTİHANDA DA EN GEÇERLİ NOTU OALACAKTIR.

Kur’an öğüt almamız için indirildiyse eğer bizlere onu önce anlayarakokumalıyız. Daha sonrada yapmamız gerekeni Rabbimiz onlarca ayetinde bakınayetlerin sonunda ne söyleyerek bizleri uyarıyor.

(Hâlâ düşünmüyor musunuz? Yemin olsun ki biz Kuran'ı öğüt ve ibret içinkolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz kiaklınızı işletebilesiniz. Allah ayetleri size işte böyle açıklar ki derinderin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Biz benzetmeleriinsanlar için yapıyoruz ki inceden inceye düşünebilsinler. Düşünüp taşınacakda öğüt kendisine yarayacak. Dileyen onu düşünüp öğüt alır.)

Allah bu sözleri boşuna söylemiyor bizlere. Düşünelim aklımızı kullanalımimtihanımızda emin olmayan kişilerin ardına düşmeden öğüt alalım diye bizleriuyarıyor.

Açıkçası İslam toplumlarında ruhban sınıfı İslam dininde yok ayetlerinigördüğümüz halde diğer dinlerden daha etkili ve daha güçlü bir ruhban sınıfıyarattık kendimize.

Bugün büyük çoğunluğumuzun bu yanlışı görmesi fark etmesi artık imkânsızgörünüyor. Bizlere düşen batan gemiden kendimizi kurtarmanın yollarını aramakolmalıdır.

Peygamberimizin de mahşer günü söyleyeceği gibi artık İslam toplumu Kur’an ıyüksek bir yere asarak onu anlaşılması zor ve her şeyin olmadığı bir kitapilan ederek DEVRE DIŞI BIRAKTI. Edindikleri velilerin şeyhlerin dervişlerinkitapları ise baş tacı rehberler oldu.

Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Adeta Nuh tufanı misali. Kurtuluşa ermekisteyenlere reçete apaçık önümüzde duruyor. Kurtuluşa ermek isteyenler Rabbinsözlerine kulak versin.

Enbiya 10; And olsun size öyle bir kitap indirdik ki bütün şan ve şerefinizondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

Yorum ve karar sizlerin. İsteyen ben Kur’an ı anlayamam der emin olamadığımızbeşerin sözlerine uyar. İsteyen önümüzdeki apaçık Rabbin ayetlerini okur veüzerinde düşünerek imtihanına bizzat hazırlanır. Sizce hangi yol en garantiliolanıdır?

Hangi imtihan vardır ki bir çaba harcamadan başka birisinin verdiği kopyalarlabaşarı elde etsin. Kur’an dan imtihan olduğumuza iman ettiğimizi söylüyorsaklütfen imtihan olmanın gerçeklerini göz ardı ederek bir bilinmeyenin ardınadüşmeyelim.

Mahşer günü edindikleri dostların velilerin kendilerini yanlışa götürdüklerinigördüklerinde pişman olduklarında söyleyecekleri sözleri sizlere ibret olsundiye tekrar hatırlatıyorum.

Furkan 28: “Yazıklar olsun bana keşke falanı dost-veli edinmeseydim!”
29. “Andolsun Kur’an bana geldikten sonra beni ondan o saptırdı. Zaten şeytaninsanı yardımcısız bırakıverir.”

Dilerim cümlemiz Kur’an ı anlamak adına çaba harcayan Onu anlaşılması zorilan etmeden onun ipine sarılan ayetler üzerinde düşünen aklını kullanarakiman eden mahşer günüde bu dünyada yaptıklarından pişmanlık duymayan Rabbinhalis kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
 

Konuyu görüntüleyenler

  • Din Kültürümüz
  • İslami Bilgiler
  • Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
    Geri
    Üst
    Combeki Media