- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,369
-
-
- Konu Yazar
- #1
Berra b. Azib (r.a) şöyle anlatıyor:
Hz. Peygamber ile beraber ensardan bir kişinin cenazesine gittik. Hz. Peygamber onun kabirin üzerine başını önüne eğerek oturdu. Sonra şöyle buyurdu:
"Yarâb! Kabir azabından sana sığınıyorum." Bu sözün üç defa söyledikten sonra şöyle buyurdu:
"Mü'min bir kimse ahiret yolunda olduğunda Allah Teâlâ bir grup melek gönderir. O meleklerin yüzü geniştir. Onların beraberinde o mü'minin güzel kokusu ve kefeni vardır. Melekler oturup beklerler. Ne zaman mü'minin ruhu çıkarsa yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek onun üzerine namaz kılar (ve dua eder)ler. Onun için göklerin kapıları açılır. O kapılardan o mü'minin ruhunun geçmesini istemeyen hiçbir kapı olmaz. Ruh yükseltilip götürülünce şöyle denir: Ey Rab! Falan kulun (geldi)."
Buna karşılık Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Onu geri götürün! Ona hazırladığım nimetleri gösterin. Çünkü ben ona şöyle va'detmiştim: Sizi ondan (topraktan) yarattık. Yine orada döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız." (Taha 55)
Ebu Hureyre Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Mü'min sekerata girdiğinde melekler ona içinde misk ve reyhan kırıntıları olan bir ipekli getirirler. Kılın yağdan çekildiği gibi onun ruhu cesedden çekilir ve onun ruhuna denilir ki: Ey itminana kavuşan nefis! Rabbinin hükmüne razı ve Rabbin de senden razı olduğu halde Rabbine dön! Ruhu çıktığında o misk ile reyhanın üzerine konur. İpekliye sarılır ve ruhu illiyyin'e gönderilir.
Kafir sekerata düştüğünde melekler onun için ateş közü bulunan siyah paçavra getirirler. Onun ruhu şiddetli bir çekilişle çekilir ve denilir ki: Ey habis nefis! Sana kızıldığı halde Allah'ın azabına doğru çık! Onun ruhu çıkığında o köz üzerine konur. Paçavraya sarılır ve Siccin'e götürülür."
Muhammed b. Ka'b el-Kurezi şu ayeti okudu:
"Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde Rabbim beni (dünyaya) geri çevir ki terk ettiğim dünyadan salih bir amelde bulunayım der." (Mü'minun 99-100)
Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Mü'min bir kimse kabrinde iken yemyeşil bir bahçenin içindedir. Onun için kabir yetmiş zira genişler ve aynı zamanda nurlanır. Hatta dolunay gibi olur.
Hz. Peygamber "onun içinde dar bir geçim vardır" (Taha 124) âyetinin hakkında nazil olduğunu biliyor musunuz? diye sorunca ashab Allah ve Rasulü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi:
"Kafir bir kimsenin kabrindeki azabı şudur. Onun üzerine 99 tinnin musallat kılınır. Tinnin'in ne olunduğunu bilir misiniz? Tinnin yılan demektir. Bu yılanların her birinin yedi tane başı vardır. Kafiri sokarlar ve insanların haşre gönderildikleri güne kadar zehirlerini akıtırlar.
(İbn Hibban İbn Ebi Dünya Hakim-i Tirmizi Nevadir'ul-Usul)
Hz. Peygamber ile beraber ensardan bir kişinin cenazesine gittik. Hz. Peygamber onun kabirin üzerine başını önüne eğerek oturdu. Sonra şöyle buyurdu:
"Yarâb! Kabir azabından sana sığınıyorum." Bu sözün üç defa söyledikten sonra şöyle buyurdu:
"Mü'min bir kimse ahiret yolunda olduğunda Allah Teâlâ bir grup melek gönderir. O meleklerin yüzü geniştir. Onların beraberinde o mü'minin güzel kokusu ve kefeni vardır. Melekler oturup beklerler. Ne zaman mü'minin ruhu çıkarsa yer ile gök arasında ve gökte bulunan her melek onun üzerine namaz kılar (ve dua eder)ler. Onun için göklerin kapıları açılır. O kapılardan o mü'minin ruhunun geçmesini istemeyen hiçbir kapı olmaz. Ruh yükseltilip götürülünce şöyle denir: Ey Rab! Falan kulun (geldi)."
Buna karşılık Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Onu geri götürün! Ona hazırladığım nimetleri gösterin. Çünkü ben ona şöyle va'detmiştim: Sizi ondan (topraktan) yarattık. Yine orada döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız." (Taha 55)
Ebu Hureyre Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Mü'min sekerata girdiğinde melekler ona içinde misk ve reyhan kırıntıları olan bir ipekli getirirler. Kılın yağdan çekildiği gibi onun ruhu cesedden çekilir ve onun ruhuna denilir ki: Ey itminana kavuşan nefis! Rabbinin hükmüne razı ve Rabbin de senden razı olduğu halde Rabbine dön! Ruhu çıktığında o misk ile reyhanın üzerine konur. İpekliye sarılır ve ruhu illiyyin'e gönderilir.
Kafir sekerata düştüğünde melekler onun için ateş közü bulunan siyah paçavra getirirler. Onun ruhu şiddetli bir çekilişle çekilir ve denilir ki: Ey habis nefis! Sana kızıldığı halde Allah'ın azabına doğru çık! Onun ruhu çıkığında o köz üzerine konur. Paçavraya sarılır ve Siccin'e götürülür."
Muhammed b. Ka'b el-Kurezi şu ayeti okudu:
"Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde Rabbim beni (dünyaya) geri çevir ki terk ettiğim dünyadan salih bir amelde bulunayım der." (Mü'minun 99-100)
Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet eder:
"Mü'min bir kimse kabrinde iken yemyeşil bir bahçenin içindedir. Onun için kabir yetmiş zira genişler ve aynı zamanda nurlanır. Hatta dolunay gibi olur.
Hz. Peygamber "onun içinde dar bir geçim vardır" (Taha 124) âyetinin hakkında nazil olduğunu biliyor musunuz? diye sorunca ashab Allah ve Rasulü daha iyi bilir dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi:
"Kafir bir kimsenin kabrindeki azabı şudur. Onun üzerine 99 tinnin musallat kılınır. Tinnin'in ne olunduğunu bilir misiniz? Tinnin yılan demektir. Bu yılanların her birinin yedi tane başı vardır. Kafiri sokarlar ve insanların haşre gönderildikleri güne kadar zehirlerini akıtırlar.
(İbn Hibban İbn Ebi Dünya Hakim-i Tirmizi Nevadir'ul-Usul)