- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,637
-
-
- Konu Yazar
- #1
Hadîs-i Cibrîl:
Peygamber efendimiz Eshâbi (arkadaslari) ile otururlarken Cebrâil aleyhisselâmin insan sûretinde gelip; Islâm'i îmâni ve ihsâni sordugunda Resûlullah efendimizin verdigi cevablari bildiren hadîs-i serîf.
Hadîs-i Garîb:
Yalniz bir kisinin bildirdigi sahîh hadîs. Yahut aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine bir hadîs âliminin muhâlefet ettigi hadîs.
Hadîs-i Hâs:
Bir kimse için söylenmis hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Hasen:
Bildirenler (râvîler) sâdik (dogru) ve emîn (güvenilir) olmakla beraber hâfizasi anlayisi sahîh hadîsleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kimselerin bildirdigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Kavî:
Resûlullah efendimizin söyledikten sonra pesinden bir âyet-i kerîme okudugu hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Kudsî:
Mânâsi Allahü teâlâ tarafindan kelimeleri ise Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafindan olan hadîs-i serîfler. Hadîs-i kudsîleri söylerken Peygamber efendimizi bir nûr kaplardi ve bu hâlinden belli olurdu. (Abdülhak Dehlevî)
Hadîs-i Maktû':
Söyleyenleri (râvîleri) Tâbiîn-i kirâmakadar bilinip Tâbiîn'den rivâyet olunan hadîs-i serîfler. Tâbiîn'den rivâyet edilen bildirilen maktû' hadîslerin sonraki râvîleri (nakledenleri) Ehl-i sünnet âlimlerinden iseler bunlar hakîkaten hadîs-i maktû'dur. Mevdû sanmamalidir. (Ibn-i Kudâme-Buhârî)
Hadîs-i Mensûh:
Peygamber efendimiz tarafindan ilk zamanda söylenip sonra degistirilen hadîsler.
Hadîs-i Merdûd:
Mânâsi olmayan ve rivâyet sartlarini tasimayan söz.
Hadîs-i Meshûr:
Ilk zamanda bir kisi bildirmisken ikinci asirda söhret bulan yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden o kimseden de çok kimselerin ve bunlardan dahî baska kimselerin isittigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mevdû:
Bir hadîs imâminin sartlarina uymayan hadîs-i serîfler. Bir müctehid (âyet-i kerîme ve hadîs-i serîflerden hüküm çikaran âlim) bir hadîsin sahîh (dogru) olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için; "Benim mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdûdur" der. Yoksa; "Resûlullah'in sallallah ü aleyhi ve sellem sözü degildir" demez. (Dâvûd-ül-Karsî)
Hadîs-i Mevkûf:
Eshâb-i kirâma kadar râvîleri (nakledenleri) hep bildirilip sahâbî olan râvînin Resûl-i ekremden isittim demeyip böyle buyurmus dedigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mevsûl:
Sahâbînin (Resûlullah efendimizin arkadaslari); "Resûlullah'tan isittim böyle buyurdu" diyerek haber verdigi hadîs-i serîfler. Bunda Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin hiç birinde kesinti olmaz.
Hadîs-i Muddarib:
Kitab yazanlara çesitli yollardan birbirine uymayan sekilde bildirilen hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Muhkem:
Te'vîle (yoruma açiklamaga) muhtaç olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mu'allak:
Bastan bir veya birkaç râvîsi(rivâyet edeni nakledeni) veya hiçbir râvîsi belli olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Munfasil:
Aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birden ziyâdesi (fazlasi) unutulmus olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müfterâ:
Müseylemet-ül-Kezzâb'in ve ondan sonra gelen münâfiklarin (kalbiyle inanmayip sözleriyle inandik diyenlerin) zindiklarin (kâfirlerin) müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri. Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimiz dört halîfesinin ve ashâbinin arkadaslarinin yolunda olan âlimler) müfterâ hadîsleri aramis bulmus ve ayirmislardir. Din büyüklerinin kitablarinda böyle sözlerden hiçbiri yoktur.
Hadîs-i Mürsel:
Sahâbe-i kirâmin ismi söylenmeyip Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin dogruca Resûl-i ekrem buyurdu ki dedigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müsned-i Münkati':
Sahâbîden baska bir veya birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müsned-i Muttasil:
Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd):
Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mütesâbîh:
Te'vîle (açiklamaya yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mütevâtir:
Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve baska bir çok kimsenin de bunlardan isittigi ve kitâba yazilincaya kadar böyle pek çok kimsenin haber verdigi hadîs-i serîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirligi yapmalari müm kün degildir. Hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzimdir. Inanmayan kâfir olur îmâni gider. (Ibn-i Âbidîn)
Hadîs-i Nâsih:
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin son zamanlarinda söyleyip önceki hükümleri degistiren hadîs-i serîfleri.
Hadîs-i Sahîh:
Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden isitilen müsned-i muttasil (Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan) mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet ettigi) ve meshûr (önceleri bir kisi bildirmisken sonralari söhret bulan) hadîsler.
Hadîs-i Sâz:
Bir kimsenin bir hadîs âliminden isittim dedigi hadîs-i serîfler. Hadîs-i sâzlar kabûl edilir fakat sened (vesîka) olamazlar. Âlim denilen kimse meshûr bir zât degilse kabûl olunmazlar.
Peygamber efendimiz Eshâbi (arkadaslari) ile otururlarken Cebrâil aleyhisselâmin insan sûretinde gelip; Islâm'i îmâni ve ihsâni sordugunda Resûlullah efendimizin verdigi cevablari bildiren hadîs-i serîf.
Hadîs-i Garîb:
Yalniz bir kisinin bildirdigi sahîh hadîs. Yahut aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birine bir hadîs âliminin muhâlefet ettigi hadîs.
Hadîs-i Hâs:
Bir kimse için söylenmis hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Hasen:
Bildirenler (râvîler) sâdik (dogru) ve emîn (güvenilir) olmakla beraber hâfizasi anlayisi sahîh hadîsleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kimselerin bildirdigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Kavî:
Resûlullah efendimizin söyledikten sonra pesinden bir âyet-i kerîme okudugu hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Kudsî:
Mânâsi Allahü teâlâ tarafindan kelimeleri ise Resûl-i ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem tarafindan olan hadîs-i serîfler. Hadîs-i kudsîleri söylerken Peygamber efendimizi bir nûr kaplardi ve bu hâlinden belli olurdu. (Abdülhak Dehlevî)
Hadîs-i Maktû':
Söyleyenleri (râvîleri) Tâbiîn-i kirâmakadar bilinip Tâbiîn'den rivâyet olunan hadîs-i serîfler. Tâbiîn'den rivâyet edilen bildirilen maktû' hadîslerin sonraki râvîleri (nakledenleri) Ehl-i sünnet âlimlerinden iseler bunlar hakîkaten hadîs-i maktû'dur. Mevdû sanmamalidir. (Ibn-i Kudâme-Buhârî)
Hadîs-i Mensûh:
Peygamber efendimiz tarafindan ilk zamanda söylenip sonra degistirilen hadîsler.
Hadîs-i Merdûd:
Mânâsi olmayan ve rivâyet sartlarini tasimayan söz.
Hadîs-i Meshûr:
Ilk zamanda bir kisi bildirmisken ikinci asirda söhret bulan yâni bir kimsenin Resûl-i ekremden o kimseden de çok kimselerin ve bunlardan dahî baska kimselerin isittigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mevdû:
Bir hadîs imâminin sartlarina uymayan hadîs-i serîfler. Bir müctehid (âyet-i kerîme ve hadîs-i serîflerden hüküm çikaran âlim) bir hadîsin sahîh (dogru) olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için; "Benim mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdûdur" der. Yoksa; "Resûlullah'in sallallah ü aleyhi ve sellem sözü degildir" demez. (Dâvûd-ül-Karsî)
Hadîs-i Mevkûf:
Eshâb-i kirâma kadar râvîleri (nakledenleri) hep bildirilip sahâbî olan râvînin Resûl-i ekremden isittim demeyip böyle buyurmus dedigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mevsûl:
Sahâbînin (Resûlullah efendimizin arkadaslari); "Resûlullah'tan isittim böyle buyurdu" diyerek haber verdigi hadîs-i serîfler. Bunda Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin hiç birinde kesinti olmaz.
Hadîs-i Muddarib:
Kitab yazanlara çesitli yollardan birbirine uymayan sekilde bildirilen hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Muhkem:
Te'vîle (yoruma açiklamaga) muhtaç olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mu'allak:
Bastan bir veya birkaç râvîsi(rivâyet edeni nakledeni) veya hiçbir râvîsi belli olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Munfasil:
Aradaki râvîlerden (nakledenlerden) birden ziyâdesi (fazlasi) unutulmus olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müfterâ:
Müseylemet-ül-Kezzâb'in ve ondan sonra gelen münâfiklarin (kalbiyle inanmayip sözleriyle inandik diyenlerin) zindiklarin (kâfirlerin) müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleri. Ehl-i sünnet âlimleri (Resûlullah efendimiz dört halîfesinin ve ashâbinin arkadaslarinin yolunda olan âlimler) müfterâ hadîsleri aramis bulmus ve ayirmislardir. Din büyüklerinin kitablarinda böyle sözlerden hiçbiri yoktur.
Hadîs-i Mürsel:
Sahâbe-i kirâmin ismi söylenmeyip Tâbiîn'den (Sahâbeyi görenlerden) birinin dogruca Resûl-i ekrem buyurdu ki dedigi hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müsned-i Münkati':
Sahâbîden baska bir veya birkaç râvîsi (nakledeni) bildirilmeyen hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müsned-i Muttasil:
Peygamber efendimize kadar râvîlerden (nakledenlerden) hiçbiri noksan olmayan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Müstefîz (Müstefîd):
Söyleyenleri üçten çok olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mütesâbîh:
Te'vîle (açiklamaya yorumlamaya) muhtâç olan hadîs-i serîfler.
Hadîs-i Mütevâtir:
Bir çok Sahâbînin Peygamber efendimizden ve baska bir çok kimsenin de bunlardan isittigi ve kitâba yazilincaya kadar böyle pek çok kimsenin haber verdigi hadîs-i serîfler. Mütevâtir hadîsleri rivâyet edenlerin yalan üzerinde sözbirligi yapmalari müm kün degildir. Hadîs-i mütevâtire muhakkak inanmak ve bildirilenleri yapmak lâzimdir. Inanmayan kâfir olur îmâni gider. (Ibn-i Âbidîn)
Hadîs-i Nâsih:
Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin son zamanlarinda söyleyip önceki hükümleri degistiren hadîs-i serîfleri.
Hadîs-i Sahîh:
Âdil ve hadîs ilmini bilen kimselerden isitilen müsned-i muttasil (Resûl-i ekreme kadar rivâyet edenlerin hepsi tam olup noksan bulunmayan) mütevâtir (bir çok sahâbînin rivâyet ettigi) ve meshûr (önceleri bir kisi bildirmisken sonralari söhret bulan) hadîsler.
Hadîs-i Sâz:
Bir kimsenin bir hadîs âliminden isittim dedigi hadîs-i serîfler. Hadîs-i sâzlar kabûl edilir fakat sened (vesîka) olamazlar. Âlim denilen kimse meshûr bir zât degilse kabûl olunmazlar.