Hoş geldiniz!

Forumumuza Kayıt Olarak, Açmış olduğumuz konulara erişebilir Ve Topluluğumuza Katılabilirsiniz!

Şimdi Kayıt Ol! Giriş yap

islam Evlatliklar ve gerçekler

  • Konbuyu başlatan alemextra 
  • Başlangıç tarihi
alemextra Çevrimdışı

alemextra 

Admin
Admin
Ayın En iyi Posteri
30 Ara 2023
9,175
2
38
konya
Elif Soytürk

Evlat sahibi olmak insanoğlunu hayata bağlayan temel bağlardan biridir. Her ne kadar bazı kimseler “yokluğu bir dert varlığı bin dert” diyerek şikayetlenseler de evlat özlemi çekenler için bu söz geçerli değildir. Evlat özlemi öyle iç yakan bir özlemdir ki bazen bir evlatlık alınarak dindirilmeye çalışılır.

Çocuğu olmayan hanım veya erkek için bir çocuk sahibi olmak hayatta en büyük arzu noktasına gelebilir. Uzun yıllar süren çaba ve bekleyişler kişileri umutsuzluğa hatta depresyona sürükleyebilir. Böyle durumlarda evlatlık edinerek bu özlemlerini dindirme yolunu tercih edenler az değildir.

Tercihler ve Mecburiyetler

Toplumumuzun evlat edinme konusunda farklı tutum ve tercihleri vardır. Genel olarak aileler kimi evlat edineceğine hür irade ve vicdanlarıyla karar veremezler. Evlat edinmede tercihi etkileyen birçok maddi ve manevi etken ile karşılaşırlar. Bunların en önemlileri şunlardır:

Mal varlığının ele yabana gitmemesi

Yabancı bir çocuğun nesebi bilinmeme veya gayrı meşru ilişkiden doğan bir çocuk olma ihtimali

Suçlu veya toplum tarafından onaylanmayan işler yapan ailelerin çocuğu olma riski

Dinî açıdan mahremiyet sorununun olması.

Bir de şunu söylemek gerekir: Zaman zaman yurt içinde veya uluslararasında çocuk ticareti yapıldığına da şahit olunmaktadır. Savaşlar veya tabii afetlerden sonra yetim kalmış bir çocuğu bağrına basmak isteyen merhametli vicdanlar ile yetimlerin kaderinden menfaat uman vicdansızlar karşı karşıya gelebilmektedir.
.
Mutluluğa Düşen Gölge

İster yakın çevreden ister uzak diyarlardan gelen bir bebeği evlat edinen ailelerin mutlulukları çeşitli hatalı davranışlar nedeniyle maalesef uzun sürmüyor. Bir süre sonra aileler endişelenmeye başlıyor; bazı sorular uykularını kaçırıyor. Bu soruların en başında “çocuğa gerçeği söylesek mi söylemesek mi” tereddütü gelir. Sonra “başkalarından duyar da gerçeği öğrenirse bizden soğur mu” sorusu zihinleri kurcalamaya başlar. “Acaba çocuk öz anne-babasını merak edip geri dönmek ister mi” endişesi de bir başka sorundur.

Uzun yıllar evlat özlemi çeken bu insanları evlatlıklarına gerçeği söylemede engelleyen en temel sebep ise bir çocuğu derinden incitmek korkusudur.

Anne-babadan birinin ölümü veya ayrılıklar sonucu yapılan ikinci evliliklerde de buna benzer sorunlar ortaya çıkabilir. Ailenin daha sonra bir çocuğu daha olabilir. Bu kez öz ve üvey evlat meselesi doğar. İki çocuğa mutlak eşit muamele yapılsa dahi üvey veya evlatlık olan çocuk bir gün gerçeği öğrendiğinde neler hissedecektir?

Güzel Niyetler Kötü Sonuçlar

Aileler çocuklarına gerçeği söyleyince onların gözünde yıllardır bu sırrı gizledikleri için yalancı veya sahtekâr durumuna düşmekten korkarlar. Diğer yandan çocuğun kötü hislere kapılıp yanlış davranışlarda bulunmasından da endişe duyarlar. Nitekim kimi vakalar ailelerin endişelerini haklı çıkarmaktadır.

Mesela üniversitede okuyan bir genç çocuk yuvasından alınan bir evlatlık olduğunu bilmekteydi. Öz ailesi tarafından sokağa terk edilmiş ve polisler tarafından yuvaya teslim edilmişti.

Onu evlat edinen aile her türlü maddi ve manevi ihtiyacını karşılıyor sevdiği genç kız da onu olduğu gibi kabul ediyordu. Ama genç bir türlü mutluluğu yakalayamamaktaydı. Bir türlü zihninden atamadığı “benim gerçek anne-babam kim? Kötü de olsa iyi de olsa onlar kim?” sorusu genci içinden çıkamadığı bir depresyona sürüklemekteydi.

Bir başka örnek ise kasabada yaşayan iki kız kardeş ile ilgilidir. Birinin bir erkek iki kız çocuğu vardır diğerinin ise hiç çocuğu yoktur. Çocuğu olmayan hanım halisane niyetlerle kız kardeşinin küçük kızını evlatlık alır. Bu durum çocukların hiçbirine söylenmez. Çocuklar artık büyümüştür. Ve hiç hesapta olmayan bir durum çıkar ortaya. “Teyze kızı” ile “teyze oğlu” birbirlerine aşık olmuştur. Her iki ailenin yaşadığı büyük çalkantıyı düşünebiliyor musunuz?

Gerçekler Ne Kadar Saklanabilir?

Buna benzer daha birçok örnek verilebilir. Her ne şekilde olursa olsun evlat edinirken muhtemel sonuçları düşünerek çok titiz davranmak gerekir. Bu hassasiyet hem bizim hem de çocuğun acı çekmemesi için gereklidir. Evlat edinmek bir başkasının çocuğunu sahiplenmek çok normal hatta bazen bir zorunluluktur. Normal olmayan ise gerçekleri çocuklardan gizlemektir. İşte bu gizlilik yukarıda açıkladığımız tarzda nice ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Mantıklı düşününce ailelerin evlatlıklarına gerçeği söylemede tereddüte kapılmalarının ne kadar yersiz olduğu anlaşılır. Aslında bu gizlilikten aileler de rahatsız olurlar çocuğa karşı kendilerini suçlu hissederler. Üstelik küçük yerleşim birimlerinde konu-komşu veya hısım-akraba gerçeği aileden önce açıklamaya kalkışabilirler. Kimi iyi niyetle kimi de işgüzarlıktan çocuğa gerçeği söyleyiverir. Oysa çocukların gerçekle bu şekilde karşılaşmaları daha zedeleyici olabilir. Anne-babaya güvensizlik ve soğukluğa yol açabilir. Çocuk önce inanmak istemez. İnandığında ise evden kaçmaya kadar birçok yanlış tepkiyle karşılık verebilir.

Aileler çocuklarına gerçeği söylemede ne kadar gecikirlerse çocukların yaşayacağı şok ve çekeceği acı da o denli artar. Gerçeği açıklama kararı asla büluğ çağına kadar geciktirilmemelidir. Ancak çok küçük yaşta bir çocuğa da böyle durumlardan bahsetmek lüzumsuzluk olur. Küçük çocuklar zaten böyle şeyleri anlayacak kapasitede değillerdir. Bu iş için en uygun yaşlar ilkokul çağlarıdır. Yani o “herşeye aklı eren bir çocuk” iken gerçek kendisine bizzat anne-baba tarafından sevgiyle alıştıra alıştıra anlatılmalıdır. Gerekirse öğretmeninden ve çocuğun sevdiği kişilerden de yardım alınabilir.

Her Şeyin Bir Çaresi Var

Evlatlık alınmış bir çocuğun gerçeği öğrendiğinde ilk tepkisi aileyi doğal olarak sarsar. Ancak bunlar gelip-geçicidir. Çocuğun anne-babasını evini terkedeceği korkuları yersizdir. Çocuk seviliyor ihtiyaçları karşılanıyor ve büyük sıkıntıları yaşamıyorsa evi terketmeyi neden düşünsün? O insanlara o eve bağlanmıştır yılların alışkanlığı vardır.

Gerçeği öğrendiğinde çocuğun yaşayabileceği sıkıntılar medeni tavırlarla kolayca aşılabilir. Bunlar hayatın gerçekleridir. Aslında dünya hayatının hakikatini bilen biz inananlar için böyle durumlar sorun bile değildir.

Çocuklar bir sebeple anne-babalarını yitirebilirler. Ya da bir başka aile tarafından evlat edinilebilirler. Bunlar çok normal. Normal olmayan bizim bu çok doğal durumlara zaman zaman doğal olmayan tepkiler vermemizdir.

Evlatlık edinilen çocuğun Allah’ın bir emaneti olduğunu bilmek; çocuk için ise kendisini sahiplenen aileyi öz ailesi gibi sahiplenmek en tabii ve gerekli olan tavırdır.

Dünyada yaşanabilecek bütün problemler için en güzel en insanî çözümleri bildiren dinimizi yaşayıp bizzat kendisi de bir yetim ve öksüz olan akrabaları tarafından büyütülen Rasulullah s.a.v.’in ahlâkı ile ahlâklanmak elbette bütün sorunların en büyük çözümüdür.

semerkand
 

Konuyu görüntüleyenler

Yasal Uyarı Görmek İçin Tıkla
Geri
Üst
Combeki Media