- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,568
-
-
- Konu Yazar
- #1
Duanın Kabulünün Şartları
1- Kazaya muvafık olmak yani sünnetullaha uygun bulunmak
2- O kimse hakkında duanın kabulü hayırlı olmak
3- İstenilen şey muhal(imkansız) olmamak.
Duanın kabulü için âdabına ve şartlarına riâyet etmek lâzımdır. Bu şartların cümlesinin mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gâlib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilâhiyyeye(Allah'ın İradesine) bağlıdır. Binâenaleyh Allah dilerse kabul eder dilemezse etmez. Fakat kul âdabına riâyet ederek duayı bırakmamalıdır.
Duanın kabulünün âni olmasına kullar umûmiyyetle tahammül edemiyecekleri için istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mûl(umulduğu) olduğu gibi duası miktarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duasının eseri hâsıl olmak ihtimâline binâen duaya kabul olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duam kabul olunmuyor" denilmemelidir.
Allah Teâlâ Hazretleri icabet hususunu istimrara; ya'ni geniş zamana delâlet eden muzâri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki bir zamanla mukayyed(sınırlı) değildir demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabul eder.
Yine âyet-i celîle'de:
“Ve kâle rabbukumudûnî estecib lekum innellezîne yestekbirûne an ıbâdetî seyedhulûne cehenneme dâhirîne”
"Rabbiniz size: "Bana duâ edin ki duanızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakîr olarak cehenneme girerler. " (Gâfir (Mü'min) Sûresi 60.)
Duâ Cenâb-ı Hak'tan insanların muhtaç oldukları şeyleri tazarru' ve niyaz ederek kemâl-i tevazu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaçlarını arz eylemeleridir.
Duanın kabulünün en mühim şartlarından biride duâ esnasında Allah Zü'l-celâl Hazretlerinden gayri hiç bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tâm(Tamamen Allah'a yönelmek) ile ve kat'î sûretde Hak Teâla Hazretlerine yönelmektir.
1- Kazaya muvafık olmak yani sünnetullaha uygun bulunmak
2- O kimse hakkında duanın kabulü hayırlı olmak
3- İstenilen şey muhal(imkansız) olmamak.
Duanın kabulü için âdabına ve şartlarına riâyet etmek lâzımdır. Bu şartların cümlesinin mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gâlib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilâhiyyeye(Allah'ın İradesine) bağlıdır. Binâenaleyh Allah dilerse kabul eder dilemezse etmez. Fakat kul âdabına riâyet ederek duayı bırakmamalıdır.
Duanın kabulünün âni olmasına kullar umûmiyyetle tahammül edemiyecekleri için istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mûl(umulduğu) olduğu gibi duası miktarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duasının eseri hâsıl olmak ihtimâline binâen duaya kabul olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duam kabul olunmuyor" denilmemelidir.
Allah Teâlâ Hazretleri icabet hususunu istimrara; ya'ni geniş zamana delâlet eden muzâri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki bir zamanla mukayyed(sınırlı) değildir demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabul eder.
Yine âyet-i celîle'de:
“Ve kâle rabbukumudûnî estecib lekum innellezîne yestekbirûne an ıbâdetî seyedhulûne cehenneme dâhirîne”
"Rabbiniz size: "Bana duâ edin ki duanızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakîr olarak cehenneme girerler. " (Gâfir (Mü'min) Sûresi 60.)
Duâ Cenâb-ı Hak'tan insanların muhtaç oldukları şeyleri tazarru' ve niyaz ederek kemâl-i tevazu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaçlarını arz eylemeleridir.
Duanın kabulünün en mühim şartlarından biride duâ esnasında Allah Zü'l-celâl Hazretlerinden gayri hiç bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tâm(Tamamen Allah'a yönelmek) ile ve kat'î sûretde Hak Teâla Hazretlerine yönelmektir.