- Katılım
- 30 Ara 2023
- Mesajlar
- 9,509
-
-
- Konu Yazar
- #1
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Sen onların dinlerine uymadıkça yahudi ve hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (Arzu ve Tutku)larına uyacak olursan senin için Allah'tan ne bir dost vardır ne de bir yardımcı. (BAKARA SURESİ / 120)
Andolsun kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı bir kısmının kıblesine (bile) uymaz. Andolsun eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan o zaman gerçekten zalimlerden olursun. (BAKARA SURESİ / 145)
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (AL-İ İMRAN SURESİ / 7)
Allah gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilah yoktur. (AL-İ İMRAN SURESİ / 18)
Hiç şüphesiz din Allah katında İslam'dır. Kitap verilenler ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse (bilsin ki) gerçekten Allah hesabı pek çabuk görendir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 19)
Artık sana gelen bunca ilimden sonra onun hakkında seninle 'çekişip-tartışmalara girişirlerse' de ki: "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım." (AL-İ İMRAN SURESİ / 61)
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar zekatı verenler Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (NİSA SURESİ / 162)
Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (EN'** SURESİ / 80)
Ne oluyor ki size kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında O size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu bir ilim olmaksınız kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir. (EN'** SURESİ / 119)
Sekiz çift; koyundan iki keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi ya da o iki dişinin rahimlerinin kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin." (EN'** SURESİ / 143)
Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahminle yalan söylersiniz." (EN'** SURESİ / 148)
Andolsun (yapıp-etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik. (A'RAF SURESİ / 7)
"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah'a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah'ın dilemesi dışında ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Biz Allah'a tevekkül ettik. 'Rabbimiz bizimle kavmimiz arasında 'Sen hak ile hüküm ver' Sen 'hüküm verenlerin' en hayırlısısın." (A'RAF SURESİ / 89)
Andolsun biz İsrailoğullarını hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir. (YUNUS SURESİ / 93)
Erginlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. (YUSUF SURESİ / 22)
Babalarının kendilerine emrettiği yerden (Mısır'a) girdiklerinde (bu) -Yakub'un nefsindeki dileği açığa çıkarması dışında- onlara Allah'tan gelecek olan hiç bir şeyi (gidermeyi) sağlamadı. Gerçekten o kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler. (YUSUF SURESİ / 68)
İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Andolsun sana gelen bu ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan senin için Allah'tan ne bir yardımcı dost ne bir koruyucu vardır. (RA'D SURESİ / 37)
Sonra (Allah) kıyamet günü onları aşağılık kılacak ve diyecek ki: "Haklarında (mü'minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler dediler ki: "Bugün gerçekten aşağılanma ve kötülük kafirlerin üstünedir." (NAHL SURESİ / 27)
Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh Rabbimin emrindendir size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir." (İSRA SURESİ / 85)
De ki: "İster ona inanın ister inanmayın: O daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler." (İSRA SURESİ / 107)
Derken katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (KEHF SURESİ / 65)
"Babacığım gerçek şu ki bana sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol seni düzgün bir yola ulaştırayım." (MERYEM SURESİ / 43)
"Sizin ilahınız yalnızca Allah'tır ki O'nun dışında ilah yoktur. O ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır." (TAHA SURESİ / 98)
Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi. (ENBİYA SURESİ / 74)
Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik. (ENBİYA SURESİ / 79)
(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (HAC SURESİ / 54)
Andolsun Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. (NEML SURESİ / 15)
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: "Senin tahtın böyle mi?" denildi. Dedi ki: "Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk." (NEML SURESİ / 42)
O erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz. (KASAS SURESİ / 14)
Kendilerine ilim verilenler ise: "Yazıklar olsun size Allah'ın sevabı iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz" dediler. (KASAS SURESİ / 80)
Hayır o kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası bizim ayetlerimizi inkar etmez. (ANKEBUT SURESİ / 49)
Kendilerine ilim ve iman verilenler ise dediler ki: "Andolsun siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz." (RUM SURESİ / 56)
Kendilerine ilim verilenler ise Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün güçlü övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar. (SEBE' SURESİ / 6)
Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar Rablerini hamd ile tesbih etmekte O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru." (MÜ'MİN SURESİ / 7)
Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman onlar yanlarında olan ilimden dolayı sevinip-böbürlendiler de kendisini alay konusu edindikleri şey onları sarıp-kuşatıverdi. (MÜ'MİN SURESİ / 83)
Onlar kendilerine ilim geldikten sonra yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise her halde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (ŞURA SURESİ / 14)
Şüphesiz o kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (ZUHRUF SURESİ / 61)
Andolsun biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık. (DUHAN SURESİ / 32)
Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar kendilerine ilim geldikten sonra yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. (CASİYE SURESİ / 17)
Şimdi sen kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (CASİYE SURESİ / 23)
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız yerden neyi yaratmışlar bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru sözlüler iseniz bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa bana getirin." (AHKAF SURESİ / 4)
Dedi ki: "İlim ancak Allah katındadır. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum; ancak sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." (AHKAF SURESİ / 23)
Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. (MUHAMMED SURESİ / 16)
İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur. (NECM SURESİ / 30)
Ey iman edenler size meclislerde "Yer açın" dendiği zaman yer açın; Allah size genişlik versin. Size: "Kalkın" denildiği zaman da kalkın. Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdârdır. (MÜCADELE SURESİ / 11 )
Sen onların dinlerine uymadıkça yahudi ve hristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (Arzu ve Tutku)larına uyacak olursan senin için Allah'tan ne bir dost vardır ne de bir yardımcı. (BAKARA SURESİ / 120)
Andolsun kendilerine kitap verilenlere her ayeti (delili) getirsen yine onlar senin kıblene uymaz; sen de onların kıblelerine uyacak değilsin. Onlardan bir kısmı bir kısmının kıblesine (bile) uymaz. Andolsun eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan o zaman gerçekten zalimlerden olursun. (BAKARA SURESİ / 145)
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez. (AL-İ İMRAN SURESİ / 7)
Allah gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilah yoktur. (AL-İ İMRAN SURESİ / 18)
Hiç şüphesiz din Allah katında İslam'dır. Kitap verilenler ancak kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse (bilsin ki) gerçekten Allah hesabı pek çabuk görendir. (AL-İ İMRAN SURESİ / 19)
Artık sana gelen bunca ilimden sonra onun hakkında seninle 'çekişip-tartışmalara girişirlerse' de ki: "Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım." (AL-İ İMRAN SURESİ / 61)
Ancak onlardan ilimde derinleşenler ile mü'minler sana indirilene ve senden önce indirilene inanırlar. Namazı dosdoğru kılanlar zekatı verenler Allah'a ve ahiret gününe inananlar; işte bunlar Biz bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (NİSA SURESİ / 162)
Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?" (EN'** SURESİ / 80)
Ne oluyor ki size kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalmanız dışında O size haram kıldıklarını ayrı ayrı açıklamışken üzerinde Allah'ın ismi anılan şeyleri yemiyorsunuz? Gerçekten çoğu bir ilim olmaksınız kendi heva (istek ve tutku)larıyla (kimilerini) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin haddi aşanları en iyi bilendir. (EN'** SURESİ / 119)
Sekiz çift; koyundan iki keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi ya da o iki dişinin rahimlerinin kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru sözlüler iseniz bana bir ilimle haber verin." (EN'** SURESİ / 143)
Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan öncekiler de bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "Sizin yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak "zan ve tahminle yalan söylersiniz." (EN'** SURESİ / 148)
Andolsun (yapıp-etmelerini) onlara bir ilimle mutlaka haber vereceğiz. Ve biz gaibler (onlardan uzakta olan habersizler) de değildik. (A'RAF SURESİ / 7)
"Allah bizi ondan kurtardıktan sonra bizim tekrar sizin dininize dönmemiz Allah'a karşı yalan yere iftira düzmemiz olur. Rabbimiz olan Allah'ın dilemesi dışında ona geri dönmemiz bizim için olacak iş değildir. Rabbimiz ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Biz Allah'a tevekkül ettik. 'Rabbimiz bizimle kavmimiz arasında 'Sen hak ile hüküm ver' Sen 'hüküm verenlerin' en hayırlısısın." (A'RAF SURESİ / 89)
Andolsun biz İsrailoğullarını hoşlarına gidecek güzel bir yerde yerleştirdik ve temiz şeylerden kendilerine rızık verdik. Kendilerine ilim gelinceye kadar anlaşmazlığa düşmediler. Şüphesiz Rabbin aralarında anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda kıyamet günü hüküm verecektir. (YUNUS SURESİ / 93)
Erginlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. (YUSUF SURESİ / 22)
Babalarının kendilerine emrettiği yerden (Mısır'a) girdiklerinde (bu) -Yakub'un nefsindeki dileği açığa çıkarması dışında- onlara Allah'tan gelecek olan hiç bir şeyi (gidermeyi) sağlamadı. Gerçekten o kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi. Ancak insanların çoğu bilmezler. (YUSUF SURESİ / 68)
İşte böylece biz onu (Kur'an'ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Andolsun sana gelen bu ilimden sonra onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olursan senin için Allah'tan ne bir yardımcı dost ne bir koruyucu vardır. (RA'D SURESİ / 37)
Sonra (Allah) kıyamet günü onları aşağılık kılacak ve diyecek ki: "Haklarında (mü'minlere karşı) düşman kesildiğiniz ortaklarım hani nerede?" Kendilerine ilim verilenler dediler ki: "Bugün gerçekten aşağılanma ve kötülük kafirlerin üstünedir." (NAHL SURESİ / 27)
Sana ruh'tan sorarlar; de ki: "Ruh Rabbimin emrindendir size ilimden yalnızca az bir şey verilmiştir." (İSRA SURESİ / 85)
De ki: "İster ona inanın ister inanmayın: O daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanarak secde ederler." (İSRA SURESİ / 107)
Derken katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular. (KEHF SURESİ / 65)
"Babacığım gerçek şu ki bana sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol seni düzgün bir yola ulaştırayım." (MERYEM SURESİ / 43)
"Sizin ilahınız yalnızca Allah'tır ki O'nun dışında ilah yoktur. O ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır." (TAHA SURESİ / 98)
Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi. (ENBİYA SURESİ / 74)
Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik. (ENBİYA SURESİ / 79)
(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. (HAC SURESİ / 54)
Andolsun Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. (NEML SURESİ / 15)
Böylece (Belkıs) geldiği zaman ona: "Senin tahtın böyle mi?" denildi. Dedi ki: "Tıpkı kendisi. Bize ondan önce ilim verilmişti ve biz müslüman olmuştuk." (NEML SURESİ / 42)
O erginlik çağına ulaşıp olgunlaşınca ona bir 'hüküm ve hikmet' ve ilim verdik. Biz iyilikte bulunanları işte böyle ödüllendiririz. (KASAS SURESİ / 14)
Kendilerine ilim verilenler ise: "Yazıklar olsun size Allah'ın sevabı iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz" dediler. (KASAS SURESİ / 80)
Hayır o kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık olan ayetlerdir. Zulmedenlerden başkası bizim ayetlerimizi inkar etmez. (ANKEBUT SURESİ / 49)
Kendilerine ilim ve iman verilenler ise dediler ki: "Andolsun siz Allah'ın Kitabında (yazılı süre boyunca) diriliş gününe kadar yaşadınız; işte bu dirilme günüdür. Ancak siz bilmiyordunuz." (RUM SURESİ / 56)
Kendilerine ilim verilenler ise Rabbinden sana indirilenin hakkın ta kendisi olduğunu ve üstün güçlü övülmeye layık olan (Allah)ın yoluna yöneltip- ilettiğini görüyorlar. (SEBE' SURESİ / 6)
Arş'ı yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar Rablerini hamd ile tesbih etmekte O'na iman etmekte ve iman edenlere mağfiret dilemektedirler: "Rabbimiz rahmet ve ilim bakımından her şeyi kuşatıp-sardın tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara mağfiret et ve onları cehennem azabından koru." (MÜ'MİN SURESİ / 7)
Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman onlar yanlarında olan ilimden dolayı sevinip-böbürlendiler de kendisini alay konusu edindikleri şey onları sarıp-kuşatıverdi. (MÜ'MİN SURESİ / 83)
Onlar kendilerine ilim geldikten sonra yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından Kitaba mirasçı olanlar ise her halde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler. (ŞURA SURESİ / 14)
Şüphesiz o kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (ZUHRUF SURESİ / 61)
Andolsun biz onları bir ilim üzere alemlere üstün kıldık. (DUHAN SURESİ / 32)
Ve onlara bu emirden açık belgeler verdik. Fakat onlar kendilerine ilim geldikten sonra yalnızca aralarındaki 'hakka tecavüz ve azgınlıktan' dolayı ihtilafa düştüler. Şüphesiz Rabbin hakkında ihtilafa düştükleri şeyde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir. (CASİYE SURESİ / 17)
Şimdi sen kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (CASİYE SURESİ / 23)
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız yerden neyi yaratmışlar bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru sözlüler iseniz bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa bana getirin." (AHKAF SURESİ / 4)
Dedi ki: "İlim ancak Allah katındadır. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum; ancak sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum." (AHKAF SURESİ / 23)
Onlardan kimi gelip seni dinler. Nitekim yanından çıkıp-gittikleri zaman ilim verilenlere derler ki: "O biraz önce ne söyledi?" İşte onlar; Allah onların kalplerini mühürlemiştir ve onlar kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. (MUHAMMED SURESİ / 16)
İşte onların ilimden yana ulaşabildikleri (son sınır) budur. Şüphesiz senin Rabbin; kendi yolundan sapanı en iyi bilen O'dur ve hidayet bulanı da en iyi bilen O'dur. (NECM SURESİ / 30)
Ey iman edenler size meclislerde "Yer açın" dendiği zaman yer açın; Allah size genişlik versin. Size: "Kalkın" denildiği zaman da kalkın. Allah sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdârdır. (MÜCADELE SURESİ / 11 )